Kahvelere Tepebaşı'nda da rastlanır. Bunların en önemlisi "Kanuni Esasi Kıraathanesi"dir. Ama Tepebaşı'ndaki kahvelerin topuna birden "İzmir Kahveleri" denir...Buralarda nargile de içilir..
Kanuni Esasi Kıraaathanesi yaşamını 1970'li yıllara kadar sürdürmüştür.. Cahit Irgat Şehir Tiyatrosu'nda çalıştığı sıralar buraya çok gelir. Aktör Salih Tozan da gelir, masalara "Gözüm !, Canım ! Muhterem !" sözcüklerini dağıtır. Salih Tozan büyük oyuncudur ve gönül büyüğü insandır. Çok sürmeyen yaşamı boyunca yirmi dört kez evlenmiştir !.. Ama evliliklerinin çoğu üç ayı geçmez. Son evliliği için nikah memurunun karşısına çıktığı zaman görevli, kafa kağıdı evirmiş çevirmiş sonra da, "Bu, kafa kağıdı değil, kadın listesi ! " demiştir..
28 Ağustos 2019 Çarşamba
şair ve özgürlük
Nisuaz kahvehanesin de, Süavi koçer, masasında ki konsomatrise okuduğu şiiri bitirdikten sonra şöyle seslenir.
--iste güzelim, biz şairler böylesine özgürlüğümüze düskünüz.
Kadın hak verir.
--doğru valla. Zaten özgürlüğü şairlerle orospular koruyorsa korur
--iste güzelim, biz şairler böylesine özgürlüğümüze düskünüz.
Kadın hak verir.
--doğru valla. Zaten özgürlüğü şairlerle orospular koruyorsa korur
20 Ağustos 2019 Salı
Türk ve Azınlık farkı
Gazeteci Murat Ceylan, Mıgırdıç Margosyan'a sorar
-- Magrosyan hocam, siz rum, ermeni ve süryanileri, bilumum müslümanlardan ayıran; en büyük özellik nedir?
Usta cevaplar
- Bizler önce imece usulü yolu yapar, sonra köyü kurarız… Sizler önce köyü kurar, sitttin sene yol yapmazsınız.
-- Magrosyan hocam, siz rum, ermeni ve süryanileri, bilumum müslümanlardan ayıran; en büyük özellik nedir?
Usta cevaplar
- Bizler önce imece usulü yolu yapar, sonra köyü kurarız… Sizler önce köyü kurar, sitttin sene yol yapmazsınız.
16 Ağustos 2019 Cuma
BUKOWKSİ
"meslek olarak yazarlığı öner misiniz?
"komik olmaya mı çalışıyorsun?"
"hayır, hayır. ciddiyim. meslek olarak yazarlığı önerir misiniz?"
"yazmak seni seçer, sen yazmayı seçmezsin.''
"komik olmaya mı çalışıyorsun?"
"hayır, hayır. ciddiyim. meslek olarak yazarlığı önerir misiniz?"
"yazmak seni seçer, sen yazmayı seçmezsin.''
Bekri Mustafa ve köpek
Bekri Mustafa, kendini ısıran köpeği can havliyle öldürür. Köpeğin sahibi davacı olunca soluğu mahkeme de alırlar.Köpeğin zengin sahibinin bir çok adamı vardır. Her kafadan bir ses çıkar. Bekri Mustafa ahaliye dönerek;
-- Ya sizin işiniz gücünüz yok mu? Köpeğin yakınları kimlerse onlar kalsın.Akrabaları dışındakiler çıkabilir.
-- Ya sizin işiniz gücünüz yok mu? Köpeğin yakınları kimlerse onlar kalsın.Akrabaları dışındakiler çıkabilir.
siftah
İKıbrıs ta İngiliz sömürge yönetiminin işsizlik çekilen günlerinde kazandığı ilk parayı saklamak için arkadaşının dükkanına gider. Bir deri cüzdan seçer. Arkadaşına döner:
- Kaç para?
- Ene desem ki?
- At bir onluk.
Cebinden çıkardığı parayı masanın üstüne atar.Esnaf,
- Daha siftah yapmadım yere at.
müşteri
- Bu işsizlik döneminde eldekiler yere atılmaz. Yerdekiler toplanır.
- Kaç para?
- Ene desem ki?
- At bir onluk.
Cebinden çıkardığı parayı masanın üstüne atar.Esnaf,
- Daha siftah yapmadım yere at.
müşteri
- Bu işsizlik döneminde eldekiler yere atılmaz. Yerdekiler toplanır.
fransa ihtilali
Rejisör Adolf L' Arrange, zaten sinirli bir kişi idi. Paris'te Sardous'nun "Madarne Sans Gene" oyununun provalarını yönetiyordu. Kulis arkasından biçimsiz gürültüler gelince bağırdı: "Ben reji yönetirken, gürültü yapılmasını yasaklıyorum. Nedir bu kepazelik? Sahne amiri açıkladı: "Fransa İhtilali.
gazeteci eserleri
Cenovalı bir mürettip ailesiyle birlikte opera seyretmek istemişti. Operaya parasız girebilmek için Gondolin'in aracılığını rica etti Gazeteci, başlama zamanı kapıda bekleyecek ve onları içeri alacaktı. Gerçekten mürettip bütün ailesi ile birlikte geldi. Önce kapıdan baba girdi. Gazeteci kontrolöre takdim etti. "Basın mensubu ... " Arkadan boy boy çocukları birbiri ardından içeri girerken : "Bunlar da basılan eserleri," dedi.
ACELECİLİK
Zengin bir evin hanımı, zenci kölesinin eline bir lengerle kürek vererek kömür alması için fırına gönderir. Yolda zenci kölenin karşısına bir kervan çıkar. Kervanın kendi yurdu olan Mısır'dan geldiğini anlayınca, peşine takılır. Kervandır bu, epeyi dönüp dolaştıktan sonra yolu gene İstanbul'a düşer. Ve aylardan gene Ramazan'dır. Kervan, mahallesinden geçerken, zenci kölenin gözü vaktiyle köşeye bıraktığı kürekle lengere takılır. Onları hızla alıp fırına yönelir. Nar gibi kömürleri doldurup koşa koşa eve yönelirken, ayağı takılıp yere yuvarlanır. Başını yukarıya çevirdiğinde bir hayli insanın kendisine hayretle baktıklarını görünce de:
-Allah bu acelenin belasını versin der
-Allah bu acelenin belasını versin der
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)