Lenin ve Vehbi Koç

Lenin'in doğum yıldönümü nedeniyle Sovyetler Birli"i'nin Beyo"lu'ndaki muhte!em konsoloslu"unda büyük bir resepsiyon düzenlenmi!ti, Ant yöneticileri ve yazarları olarak  davetliydik. Salon da Vehbi Koç'un da çelengi vardı.Büyükelçi bir kahkaha ile durumu açıkladı.
: - Lenin olmasaydı, onun kurduğu Sovyetler Birliği yeni Türk Devleti'ne destek vermiş olmasaydı, Vehbi Koç bugünkü Vehbi Koç olabilir miydi? .
Açık büfe şeklinde uzanan büfeye yanaşırken Aziz Nesin söyleniyordu.
--Adam haklı. Bu büfede de koç başı görürsek şaşırmayalım dedi. DOĞAN ÖZGÜDEN

MAREŞAL

Milliyet gazetesi İstanbul merkezden aradılar
-- Bomba gibi haberimiz var dediler.
Bir italyan mareşali Nato'ya tayin edilmiş. Adam'ın vapuru Trieste den kalkmış. Yarın izmir de olacak. Hadi göster kendini.
 Mehmet Ressamoğlu'nu çevirmen olarak aldım yanıma.Rıhtıma gittik. San Marco gemisi yanaştı. Ama ortada Mareşal gibi biri görünmüyor. Mehmet
--Abi, İtalyanlar bazı rütbeli polislere de Mareşal derler dedi.
Biz de haber atlatma ayağına Fevzi Çakmak gibi bir mareşal beklerken, bir italyan polis şefiyle röportajla yetindik.    DOĞAN ÖZGÜDEN

İFTAR TATLISI

Adamın biri katildığı iftar davetinde ev sahibine teşekkür etmiş. Sonra,
--Tum melekler size salavat getirsin, ama cebrail hariç demiş.
Ev sahibi merak etmiş
-- niye cebrail hariç?
Adam beklentisini dile getirmiş.
--o tatlıdan sonra salavat getirsin

virüs üretimse..

Dünyanın tüm kötücül güçleri. ..

Beni oldüremeyeceksiniz.!

Beni yok edemeyeceksiniz !

Bundan sonra size karşı tüm gücümle savaşacağım. 

Gerçi sizin canınızı yakacak neler yapabilirim ?

Bilmiyorum. 

Ama olsun. Size karşı savaşacak ve ne olduğunu tam bilemediğim tüm güclerimi kullanacağım. 

Korkun benden !

Güldüğünüzü tahmin edebiliyorum.  Hem de öyle bıyık altından falan değil.  Kahkahalarla,  kasıklarınızı tutarak gülüyor olmalısınız. 

Gülün, gülün!

Son gülen ben olacağım. 

66 yaşında, emekli bir gözlukçü olarak , bundan sonra korkun benden. 

Beni eve kapatarak,  meydanı boş bulacağınızı  sandınız di mi? Çok beklersiniz.

İtiraf edeyim. Benim gibi hayattan bezmiş, yaşamaya dair hiçbir gücü kalmamış,  çocuklarından ayrı düşmüş, 2 yıl önce eşi tarafından dul bırakılmış, 3 yıl önce 4 damarı değişmiş  yasamla tek bagı arada bir tefonda sesini duyduğu 3 yasinda torunu olan birini ayağa kaldırdınız. 

Yaşlı ve üretimden düşmüş nüfusu yok etmeye yönelik bu faşist uygulamanıza karşı dimdik ayaktayım işte. 

Bu virüs mirüs ayaklarını bir kenara bırakıp delikanlı gibi çıkın ortaya.  Burdayım.  Sizi bekliyorum. 

Sektörel olarak tekelleşmenizi ve küresel ölçekte tüm rakiplerinizi silmek istediginizin ne zamandır farkindaydım. 

Ama bu kadar cüretkar olabileceğinizi düşünememiştim. 

Yalnız sektörel olarak değil, tüm dünyayı hedef alıp,emekçi,  üretken,  dar gelirli insanlara korku salıp, yaşlı ve üretimden uzak 60 yaş üzerini öncelikle yok etmeye yönelik bu planınızı uygulamaya koyup bu kadar ileri gideceginiźi tahmin edemezdim.

Günde 2 paket sigara, her akşam 4 duble yapma  rakı ve düzensiz beslenme ile zaten malum sona doğru yol almakta iken , sadece size hizmet edebilecek kölelere terk etmeyeceğim bu dünyayı. 

İnadına yaşayacak, inadına ayakta duracağım. 

68 kuşağını ucunda yakalamış biri olarak bu emperyalist oyununuza gelmeyecek, tansiyon ve prostat ilaclarimla sisteminize yük olacak ,  düşünsel baz da üretime katkı sağlayarak bu yaşlı dünyanın  hasta, sakat ve yaşlılarla da yaşanabilir bir dünya olacağını size kanıtlayacağim. 

Ben bu oyununuza boyun eğersem yarın sakatların, sonrasında etinden-sütünden faydalanamadiğınız hayvanların,  daha sonrasında ise KAR' a hizmet etmeyen ya da az verimli her canlının yok olmasının yolunu açmış olacağım. 

Yok!  Hayır! Ben böyle bir şeyi kabul edemem.

Yaşamalıyım. . Yaşayacağız.  

Bu benim tarihsel görevim. 

Korkun benden! 

Öhöön! Öhööö! 

dünyanın vicdanı

"Okulda öğretmenimiz bize, İspanyol fatih Balboa'nın Panama'daki bir zirveye çıkıp bir tarafta Pasifik Okyanusu'nu diğer taraftaysa Atlantik Okyanusu'nu gördüğünü öğretti. Kadın öğretmenimiz bize onun iki denizi aynı anda gören ilk insan olduğunu söyledi. Ben elimi kaldırdım: 'Senyorita, senyorita.' Ve sordum: 'Yerliler kör müydü?' Okuldan ilk kovuluşum bu oldu." Eduardo Galeano