31 Ağustos 2020 Pazartesi

Bert Lahr'ın beyaz saçları

 Ünlü aktör Bert Lahr'a yönetmenlerden biri "Artık yaşlandın, saçların bembeyaz oldu, bu rolü sana veremeyiz" dediğinde, aldığı cevabın güzelliği ve derinliği unutulamaz:

"Damın karlı olması, evin içinde ateş olmadığı anlamına gelmez!."  

20 Ağustos 2020 Perşembe

KARIMA MEKTUP

 Karım bekleme,Savaş bu,

Belki gelirim.

diye yazdığım  ''Karıma Mektup '' adlı şiir ben askerdeyken Varlık Dergisinde yayınlandı. '' Seni komutan çağırıyor '' dediler. Gittim yanına. Masasında Varlık dergisi.

--Faik Baysal sen misin ? dedi.

--Evet komutanım dedim.

--Peki, evli misin?

--Hayır komutanım dedim.

Masasından fırladı, gözleri öfke kusuyordu. 

--- Olmayan karına nasıl şiir yazarsın ulan? Askeri savaştan soğutmaya mı çalışıyorsun, hain herif !

FAİK BAYSAL

11 Ağustos 2020 Salı

RAHİP

  ...Bununla ilgili bir anımı paylaşayım. Bir defasında yüksek dereceli bir rahip oyunumu izlemeye geldi ve kahkahalar attı, hararetle alkışladı. Gösteriden sonraki ilk pazar, kilisedeki vaazından sonra aynı gösteriye gelen bir kadın, oyuna dair sitemde bulunmuş. Rahip, buna cevaben şöyle demiş: “Sen hiç Vahe’nin kiliseye gelip de benim işlerime karıştığını gördün mü? Sen niye onun işlerine karışıyorsun?”  vahe berberian

Lübnan üzerine..

 Lübnan'da okuma-yazma oranının düşük olması ve savaşta okulların sığınağa dönüşmesine atıf yapılıyor.


Halka göre, savaş sonrası Nasrallah artık 'heykeli dikilmeye layık' bir adam, zira tüm Şiileri okullara sokmayı başardı.
Güney Lübnan’dan kaçanlar niye zafer işareti yapıyordu? Geride sadece iki binanın ayakta kaldığını ifade etmek için.

Yoksulların yaşadığı Ain el-Rummaneh’te konut fiyatları patladı. İsrail’in sahildeki yüksek binaları bombalamasının ardından buradaki gecekondular, deniz manzaralı oldu da.    

Arkadaş cenazesi

 Yusuf Eksi, İhsan Yüce’nin Cenaze Törenini Anlatıyor: “Can (Yücel) ağabey Doğancılar’dan aşağıya doğru gidiyordu. ‘Can ağabey, bekle geliyorum!’ deyip onu arabaya aldım, yola koyulduk. şaşırdım. ‘Yahu ağabey, merak ettim, mezarlığa niye gelmedin?’ der demez. Bana: ‘İnsan arkadaşını gömer mi yahu?’ dedi…

sultan namazı

 Sultan III. Selim (1789-1807), bir Ramazan günü görkemli saltanat kayığıyla Kağıthâne Deresi’nde dolaşırken gözü kıyıda sofra kurmuş “demlenen” birkaç kişiye takılır. Dere kenarında keyifle otururken karşılarında birden Saltanat Kayığını gören bu “günahkârların” uğradıkları şaşkınlığı bir düşünün. Ne yapsınlar? İlk işleri, hemen “işret tepsisi”nin üzerine bir örtü atmak ve akabinde namaza durmak olmuş. Atası Sultan V. Murad gibi, içki yasağı koyan ve eskaza içki içenleri gördüğü zaman hemen kellelerini vurduran sert bir kişiliğe sahip olmayan III. Selim, kayığını bu sözde mümin kişilerin önünden geçerken mahsus yavaşlatmış, muzipçe tebessüm ederek. Adamlar hâlâ ayakta, bir türlü secdeye varamıyorlar. Zira, eğer eğilirlerse, o telaş içinde, örtü altında gizledikleri dem kadehleri ve içki sürahisine çarpabilirler, çıkan şangırtılar da suçlarını ifşa edebilirdi. İyisi mi, ayakta namaz ve duaya devam. Padişah, gülerek yanındaki nedimlerine dönmüş ve sormuş. “Bu namazın hiç rüku ve secdesi yok mu?” İçlerinden birinin cevabı da çok hoş: “Efendim, ne yapsınlar mazurdurlar. Secde edecek olurlarsa bir daha başlarını kaldıramayacaklarından korkuyorlar.  

HIRVAT ALAYI

 Bir de Muyo bahçeye salıncak asmış, sallanıyor da sallanıyor. “Ne yapıyorsun be? Bu yaşta savaşta sallanılır mı bahçede?” diye soruyorlar. “Dur be kardeş, keskin nişancılarla alay ediyorum” diyor.  

STALİN FIKRALARI

 Üst düzey bir Kızıl Ordu subayı, Sovyet mareşali Rokosovski (1896-1968) hakkında Stalin'e rapor verir. Meşhur kumandan çok güzel bir kadınla görülmüştür, ama bu kadın karısı değildir. Stalin'e "Ne yapalım?" diye sorarlar. Stalin'in cevabı kısa ve nettir: "Kıskanalım".

  * Ünlü amiral İvan İsakov (1894-1967) Stalin'den telefon alır. Stalin İsakov'un deniz kuvvetleri komutanlığına getirileceği müjdesini verir. İsakov "Yoldaş Stalin, ama biliyorsunuz, bir bacağım yok" der. Stalin'in cevabı yine nüktelidir: "Dert etme, bir önceki deniz kuvvetleri komutanının da kafası yoktu ama işini yapmasına engel olmadı bu".


* Yeni tasarlanan bir Sovyet otomobiline Vatan (Rodina) adı verilir. Bunu öğrenen Stalin sorar: "Peki Vatan'ı kaça satacaksınız?" İmayı anlayan üretim ekibi arabanın ismini Zafer (Pobeda) olarak değiştirir.

* Stalin Nikolay Baybakov'u (1911-2008) petrol bakanı yapar ve ondan yeni sahalar bulmasını ister. Baybakov eldeki kaynakların sınırlı olmasını bahane ederek bunun imkansız olduğunu söyler. Stalin duruma açıklık getirir: "Petrol varsa, Baybakov da var. Petrol yoksa, Baybakov da yok". Kısa süre sonra Tataristan'da ve Başkortistan'da büyük petrol rezervleri keşfedilir. Baybakov 97 yaşına kadar yaşar.

* "Çar iyi, Boyarlar (çevresi) kötü" klişesine uygun bir fıkra da şu: Üst düzey bir bürokratın kendine bir daça yaptırdığı haberi Stalin'in kulağına çalınır. Stalin bürokratı çağırtır ve ona şöyle der: "Yoldaş, daçanızı bağışladığınız yetimhanedeki çocuklar size teşekkürlerini iletiyor, bunu söylemek için yormuştum sizi."

kosova 2. dünya savaşında..

 2.ci dünya savaşında kosova da bir köy kahvesi...93'lük Abdürrezzak, ‘‘Almaz be’’ der. Abdürrahim, ‘‘Niye almaz be, almiştır dunyayı’’ der. Abdürrezzak, ‘‘Almaz dedım almaz. O gizli bir Müslümandır’’ diye diretir. Rahim geri çekilmez: ‘‘Müslüman deildır be, atar senı Yahudiler gibi firına da yapar sappun.’’ Abdürrezzak şaşkındır, ‘‘Nasıl sappun?’’ diye sorar. Abdürrahim, ‘‘Yapar kalıp kalıp sappun, nasilı masilı yoktur’’ der. Abdürrezak'ın yanıtı tam Arnavut direnişidir:

‘‘Köpürenin anasinı avradinı ..

6 Ağustos 2020 Perşembe

Sevda Ferdağ'ın süt banyosu

‘Prenses’ rolündeki Sevda Ferdağ’ın süt banyosu sahnesi çekilecektir. Küvet sütle doldurulur ve Sevda Ferdağ içine girer. Ama süt az olduğu için göğüsleri açıkta kalır. Yönetmen Atadeniz, daha fazla süte gereksinim olduğunu söyleyerek, etrafındakilere küveti doldurmalarını söyler. Kısa zamanda küvet dolar ve o sahnenin çekimi yapılır.
Ç  ekimden sonra Sevda Ferdağ, süt banyosunun çok yararlı bir şey olduğundan söz edip, vücudunun inanılmaz bir şekilde gençleştiğini söyler. Oysa ki vücudunun gerilmesine neden olan süt değil, kireç kaymağıdır. Settekiler süt bulamayınca, yönetmen korkusundan kireç kaymağını eriterek koymuşlardır küvete. Yılmaz Atadeniz, bu olay için ‘Az kalsın kadını yakacaktır’ der.

Korsan ve İskender

 “ Büyük İskender korsana, ‘Sen ne cesaretle denizlere korku salabiliyor­sun?’ diye sorar. Korsan, ‘Asıl sen ne cesaretle bütün dünyaya korku salabiliyorsun?’ diye cevap verir ve şöyle devam eder: ‘Ben sırf küçük bir gemiyle bunu yaptığım için hırsız sayılıyorum, oysa sen aynı şeyi koca bir donanmayla yapıyorsun diye İmparator olarak anılıyorsun.’”NOAM CHOMSKY

Maradona ve papa

 " Papa yı ailece ziyaret ettik.  Anneme bir tespih verdi, Cladia’ya bir tespih verdi,  sonra benim sıram gelince İtalyanca olarak "Seninki özel" dedi. . Annemden tespihini istedim, baktım, benimkiyle aynıydı! Papa’ya doğru yürüdüm, sordum: "Afedersiniz Papa Hazretleri, benimki ile anneminki arasındaki fark ne?" Bana baktı, sırtıma vurdu, gülümsedi, o kadar!  saygısız herif.(www.showtvnet.com)