27 Kasım 2021 Cumartesi

KRİZ ESNAFI

Yine böyle bir kriz günlerinde işleri iyi olduğu sanılan Erzurumlu esnafa sormuşlar. -- Bu sene hacca gidecek misin? Esnaf şaşkın bir şekilde cevaplamış --Deftere bakirem Hac farz olmuş, ceplere bakirem zekâta muhtaçım

EDİP CANSEVER'İN KÖPEĞİ

Küçük iskender, 20 li yaşlarda, Edip Cansever'in şiirlerini beğenmez. Bir yolculuk esnasında tren yolunda bir köpek görür. Köpek, kıpırdamadan dağlara bakmaktadır. Sonra aklına Cansever'in dizeleri gelir. --kim bakar uzaklara, şu köpekleri saymazsam... ..ve utanır. " Ben" der. --Edip Cansever'i anlayacak kapasitede bir adam değilmişim.

25 Kasım 2021 Perşembe

RADYOYA LAYIK

Sesi çok kötü, torpili çok olan bir kadını dinliyoruz pavyonda. Sonra kadın masamıza da geldi. --Nasıl buldunuz programımı dedi.Ben de --radyolara layık hanımefendi dedim. Bir gururlandı falan. Sonra açıkladım tabii. --Radyoda olsanız sıkılınca kapatırdım. Burada mecburen izliyoruz. BİR MEYHANECİNİN ANILARI

ALTINCI LENİN

Zafer Çarşısını polisler basmıştı.Bütün dükkanlardan birsürü kitap toplamışlardı. Toplanma sonrası esnaf birbirine ne kadar kitap aldıklarını soruyor.Kitap işine sonradan bulaşmış İçlerinden biri pek rahat. ''Benden sadece bir kitap aldılar'' diyor. --Hangisi ? demişler. --Ve bir Lenin demiş. Viladimir İlyiç Lenin ya yazarın adı.V.I. lenin kısaltmasını böyle okumuş. BUna benzer bir hikaye daha var. Örnekmahallesinde afişe çıktığımız bir genç işsiz arkadaş vardı. Arkadaşları kuyumcu diye çağırıyorlardı. Bu her yere kolunun altında kitaplarla gidermiş.. Bir gün kahvede arkadaşları buna takılırlar. --Okuyor musun lan o kitapları? --Elbette der.Sonra bir kitabı özellikle göstermiş. --Bu işte. Benim baş ucu kitabım . Her akşam kuran gibi açar açar okurum. --Ne kitabı o demişler. Gurura göstermiş.V.I lENİN yazan kitabı. --Altıncı Lenin. ÖRGÜTSEL DÖKÜMANLAR

TAKAS

ODTÜ öğrencilerinden Sadık adında biri çok içkili olduğu bir gecenin sabahında geç kalkınca okula gitmek üzere taksi tutmuş. Yolda elini bir atmış ki cebinde para yok. İç cebinde ise geceden kalmış açılmamış bir 35 lik kanyak varmış. Bunu teklif etmiş şoföre. Şoför, '' ver birader ''demiş.Taksi durmuş, tam incekken şoför, --Bi dur delikanlı demiş. Öğrenci şoför ne diyecek diye beklerken, şoför, torpido gözünü açmış.Torpidodan çıkardığı bir cep kaynağını uzatmış. --Paranın üstünü almadan inme demiş. DOSTÇA İLHAN ANILARI

22 Kasım 2021 Pazartesi

SEZAİ KARAKOÇ DİNDARLIĞI

diyanet: “üstadım, sizi hacca davet ediyoruz.” sezai karakoç: “bana hac henüz farz olmadı. farz olduğu zaman giderim inşallah” diyanet: “efendim, diyanet olarak sizi, biz götürmek istiyoruz” sezai karakoç: “ben milletin parası ile hacca gitmem.” Diyanet--"Arafat’ta diriliş nesli üzerine bir manifesto okuma yapardınız... Sezaı Karakoç-- Arafat vakfe yeridir manifesto mekanı değildir.

ÖLEN EĞİTİM

“Eskiden idamlar sabaha karşı yapılırmış. Belli bir süre sonra idam yaklaştığında tüm dükkanlar açılmaya, esnaf satış yapmak için bağırıp çağırmaya başlarmış. Bunun üzerine aileler de o saatte sokağa çıkar ve idam vakitleri panayır havasına bürünürmüş. Sonuçta da ölen bir adama bakarak gülen bir halk görüntüsü oluşurmuş. Ben de çöken eğitim sistemini anlattım. Hepimiz ölen bu sisteme bakarak güldük.” RIFAT ILGAZ

EŞEK TURU

Kara hafızların Mustafa Efendi, yardımseverliği sebebiyle BABA diye tanınır. Baba mebusluğu sırasında büyük adada bir köşk tutar. Bir gün kendisine misafirler gelir, yenir içilir. Sonrasında eşekle ada turu yapılır. Misafirin eşeği hızla ve zevkle koşmaya başlayınca üzerinde keyfe gelen misafir:“ha babam ha… Ha babam ha…”Diye söyler, fakat birden kara hafızların babanın yanında pot kırdığını anlayarak ifadesini değiştirir :“ha pederim ha… Ha pederim ha…”diye söylenmeye başlar. FAKİR USMAN

SAZ ÇALAN ATATÜRK

Kırşehir Belediyesi bir "Neşet Ertaş Heykeli" yaptırmış, meydana diktirmiş. hayatında Atatürk heykelinden başka heykel görmemiş olan bir köylü, Kırşehir'e pazara gelmiş. elinde sazıyla Neşet Ertaş Heykelini görünce: -ey böyük atam diye sesini yükseltmiş. -memleketi gavurlardan kurtardın, cumhuriyeti kurdun. -hepimize bubalık ettin, emme saz çaldığını da hiç bilmiyodum. -bi yaşıma daha girdim !

SULTAN REŞAD VE BAMYA

Osmanlı’nın son padişahlarından Sultan Reşat’ın mâbeyn başkâtibi Ali Fuat Türkgeldi, anılarında padişahın kendisine şaşkın bir ifadeyle böyle sorduğunu anlatıyor. Yıl 1915, Çanakkale zaferinden sonra sarayda öğle vakti dar bir kutlama yemeği veriliyor. Harbiye Nazırı Enver Paşa da altı kişilik yemeğin konuklarından. Türkgeldi yemeğin ardından evrak imzalatmak için huzura çıktığında, padişah şaşkınlığını dile getiriyor: “Başkâtip, bu adam yemek yemesini bilmiyor; bamya ile su içiyor. Hiç bamya ile su içilir mi?..” “Padişah Enver Paşa’ya bamya gibi kıymetli bir yemeğin tadını su içerek damağından sildiği için kızmış olsa gerek MEHMET YALÇIN

RACİ ALKIR

Erzurumlu saz sanatçısı Raci Alkar,hacca gitmeye karar vermiş.Rakı arkadaşları da, onun hacca gideceği gün havaalanına yakın bir yerde kafaları çekmiş, sonra aralarında 100 dolar para toplayıp  Raci yi yolcu etemeye gitmişler. Raci'ye 100 doları teslim etmişler. Raci bakmış hepsinin kafası bi dünya.Sonra kendi haline bakmış, dertlenmiş.--Ulan Raci diye kendi kendine söylenmiş. Beni bu yaşta hacca yollayanın ta....CAZIM GÜRBÜZ

16 Kasım 2021 Salı

TERZİ FİKRİ

Fikri Sönmez, 79 seçimleri öncesi esnafı dolaşıyor. “Sen solcusun, Başkan olursan paramızı vergi diye zorla elimizden alırsın!” dedik. O da “Hayır, Ben defterdeki matraha bakarak vergi almam. Adamın göbeğini mezurayla ölçüp vergi alacağım” dedi. (adam terzi ya) “Benim sistemimde kimse vergi kaçıramaz” dedi. “Parası olmayanın göbeği olmaz” dedi. “Parası olmayıp göbeği olan vergi kaçırmış demektir” dedi. Bizim koca Yusuf (Şahin) 135 kg göbek muhteşem, “abi bu ne olacak?” dedik. “İşte bu Yusuf yandı” dedi! AHMET BECİOĞLU

12 Kasım 2021 Cuma

ANARŞİST AŞIK

Ozan Emekçi,sazıyla sözüyle sol örgütlere destek veren, eylemler de yer alan bir aşıktır. Bir grev eyleminde göz altına alınır. Komser babacan bir tavırla nasihat eder. --Yav sen biçim bir aşıksın? Der. Aşik dediğin Karaoğlandan, yunustan, emrahtan, Dadaloglundan okur. Senin ne işin var bu anarşistlerle? Aşık cevap vermez. Dışarı çıktığında yanındakine söylenir. --Bunca yıllık ozanım. Daha anarsik olmayan aşıķ görmedim. Saydıklarinin hepsi anarsiklerin kralıydı.

10 Kasım 2021 Çarşamba

AYSEL GÜREL AŞIKLARI

Aysel Gürel'in evinde bir sürü 18- 19 yaşında genç erkek fotoğrafları gördüm. hepsinin de arkası yazılıydı. işte, "Aysel'ciğim sensiz Bodrum gecelerinin hiç tadı yok" ya da "Ah keşke bu mehtabı seninle paylaşabilseydik" gibisinden. sordum "Nereden buluyorsun bu kadar genç aşığı?" Aysel gülümsedi : "Yok canım, o fotoğrafları bir yerlerden bulup arkalarına o yazıları ben yazıyorum. Birilerini kızdırmak hoşuma gidiyor." EROL EVGİN

8 Kasım 2021 Pazartesi

YAŞAR NEZİHE'NİN EVLİLİĞİ

...13 yıl aradan sonra Yusuf Niyazi Bey'le evlenmeye karar verdik. Nikah günümüzü uğurlu gelsin diye 2. meşrutiyetin 4 yıl dönümü olan 10 temmuz 1912 ye denk getirdik. Yusuf bey, --10 benim içinde önemli bir rakam demişti. Görev yeri Cide ye vardığımız da O ince ruhlu sanatkarın 2 karısı ev de bekliyordu. Nikahlandığımız 10 temmuz günü Yusuf Bey'in 10. cu karısıymışım da haberim yokmuş. ( YAŞAR NEZİHE )

KKTC TANINIRLIĞI

Denktaş ve Kleridis çocukluk arkadaşıdırlar. İki ihtiyar olarak bir gün parkta buluşurlar. Denktaş der ki: “Glafkos, hatırlıyor musun küçükken de bu parka gelirdik ve bir oyun oynardık. Ben senin gözlerini kapatırdım ve sen benim kim olduğumu bilirdin. Yine oynayalım mı?” Kleridis “ Oynayalım” der ve Denktaş arkadan Kleridis’in gözlerini kapatır. Kleridis:” Sen Rauf’sun” der. Denktaş bir çığlık atarak havaya fırlar.“ Sonunda beni tanıdın. Sonunda beni tanıdın işte!” (KKTC'yi tanımak NEŞE YAŞİN)

YABANCI DİL

.Bosna-Hersek savaşında, Sırplar esir aldıkları BM gücünden Fransız askerlerine, işkence olsun diye İngilizce öğretmeye kalkışmışlar. Eminim Fransızlara, bundan daha büyük bir ceza düşünülemezdi! AYLİN GÖÇMEN

2 Kasım 2021 Salı

OTHELLO KAMİL

0 dönemin alaydan yetişme yetenekli sanatçılarından olan Otello Kâmil de bir ara Burhanettin Grubu nda roller almıştı. Yeteneği ile olduğu kadar, şakacılığı ile de meşhur olan Kâmil in ustasıyla oynadığı zamana ait şöyle bir anekdotu vardır: Burhanet'in Bey, Napoleon rolünü oynuyor. Çok tutunduğu kanısında olduğu için rolünü baştan sona kadar ezberlemek gereğini duymamış, bazen elindeki dosyalara, kâğıtlara bakar gibi yap'p bazı pasajlan okuyarak oynamakta. Oyunun bir yerinde çavuş rolünü yapan Kâmil, Napoleon a bir generalinden yazılmış bir mektup getirecek, Burhanettin Bey bu mektubu iri harflerle güzelce yazdırmış. Mektup nasılsa elime veriliyor, oradan okurum diye güveniyor.  Ama yazılı kâğıt getirmekten usanan ve belli ki, biraz da patronuna kızan Kâmil, Bir keresinde boş bir kâğıt getirmiş. Burhanettin Bey tam yüksek sesle okumaya hazırlanırken birden sararmış. Kâğıt boş.bozuntuya vermemiş. --Al çavuş, oku şunu bakalım demiş, Generalimiz ne yazmış? Kâmil bunun da hazırlığını yaptığı için kâğıdı saygıyla tekrar imparatora uzatmış. --İmparator hazretleri şaka ediyorlar herhalde. Çok iyi bilirsiniz ki. benim okumam yazmam yoktur haşmetmaab demiş. (OSMANLI DRAM KUMPANYASI)

MANAS EFENDİ

Abdülhamit devrinde Milli Eğitim Bakanı olan Münip Paşa’yı eski arkadaşlarından MenasEfendi de kutlamaya gelmiş. Tebrik ve teşekkürlerden sonra kahveler içilmiş. Münip Paşa, eski kalemarkadaşı Menas Efendi’yi Odadakilere tanıtmış; “Menas Efendi, benim kalem arkadaşımdır. Dışişleri tercüme odasında beraber bulunduk. Ben paşa oldum, o hâlâ efendidir. Çektiği dilinin belasıdır.” Menas Efendi cevap vermiş; “Evet Paşa doğru söylüyor. Çektiğim dilimin belasıdır. Ancak bu belayı yalnız ben çekiyorum.Bakan Paşaların, Padişahımıza doğruyu söylememelerinin cezasını ise 36 milyon halk çekiyor.” -------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Bir gün Bebek’teki Yusuf Kamil Paşa yalısında Mithat ve Şirvanizade Rüştü Paşa’lar birlikteyemek yedikleri sırada Menas Efendi gelir. Gösterilen izin üzerine bir kenara oturur.Paşalar çilek yerken Kamil Paşa: “Çileği dalgınlıkla tuza batırıp yedim. Pek tatlı oldu.” der. Rüştü Paşa da çileği tuza batırıpyedikten sonra Yusuf Kamil Paşa’ya yaranmak için; “Gerçekten pek tatlı” demesi üzerine Mithat Paşa takılır; “Menas Efendi işitiyor musun?” Menas Efendi hemen cevabı yapıştırır.“Çilek meclisinde zarar yoksa da Bakanlar Kurulu’nda da hep böyle oluyor.”