13 Ocak 2022 Perşembe

PEYGAMBER MEKANI

Hacı’nın birisi, Ravza-yı Mutahhara’da bir kişinin öğle, ikindi ve akşam namazı vaktinde aynı yerde oturduğunu fark eder. Saatlerce aynı yeri işgal etmenin kul hakkına girdiğini düşünerek üçüncü gün oturan adamın kıçına bir tekme vurarak; -Kalk lan buradan! Babanın peygamberi mi? Biraz da biz oturalım, de

YİĞİDİN KARISI

Köroğlu’na bir arkadaşı sorar:-Bir karın var, bir tanesini daha ne yapacaksın?Köroğlu cevap verir:-Benim gibi bir yiğide iki kadın çok mudur? Biri bana bakar, biri atıma.Biri kahvem olur, biri tütünüm. Biri rakı verir, biri meze! (Boratav 1931: 107-

KABADAYI HACCI

Eski kabadayılarından birisi gün gelmiş hacca gider. Hac dandöndükten sonra arkadaşlarından birisi ile baş başa kalınca ona da hacca gitmesini tavsiye eder .-O mübarek yere doyum olmuyor. Yaşın geçiyor, durumun da iyi. Artık şu haccına gitsen iyi olur, der.O da :-Bir iki pis işim kaldı, benim de aklımda, der DOĞAN KAYA

SAĞLIKLI MEZAR

Antik Greklerin anekdotlar kitabı,Philogelos”ta bir fıkra anlatılır: Sonradan görme birisi, yakın dostu bir skolastiğe,kendisi için yaptırmış olduğu mezarını gösterir ve beğenip beğenmediğini sorar.Skolastik,, sağlıksız, keza mezarını bataklık arazide yaptırmışsın” der. Ölüler için bile,,sağlık” kavramını devreye sokmasını bilen düşünce sahipleri, günümüzde bizzatyaşayanlar için bile bataklıklar içine yapılmış olan konutlara ne derlerdi acaba? AHMET ÜNAL

IRKÇI CENAZESİ

Şerif Korkut , ırkçı, gerici ve otoriter eğilimli bir adamdı. Aydınlar çevresinde sevilmezdi. Öldüğünde, sevilmemesine karşın, cenaze törenine çok insan katıldı. Cevdet,Kudret, Nurullah Ataç'a ayaküstü sormuş, 'Neden ölmüş?' diye. Ataç'ın yanıtı mizah sahifelerinin baş köşelerini söyleyecek nitelikte: 'Amannn ! Üzümünü ye de bağını sorma!' (KÜRDÜN MEYHANESİ)

ALEXANDER DUMAS PERE

Alexandre Dumas Père’in Üç Silahşörler’i, Paris’te bir gazetede günlük olarak tefrika edilmektedir. , Bir gün "Tatile çıkacağım" der. Ama gazete yönetimi ,izin vermez. Yazar, tatilde ısrarlı olunca , Alexandre Dumas mahkemeye çıkar; . Hakim, yayıncıları haklı bulur. --"Roman bitmeden yaz tatiline gidemezsin; Fransa halkını bekletemezsin; bitirmek zorundasın?!" Dumas Père, bunun üzerine, "Bana kâğıt-kalem getirir misiniz" diye seslenir. Gelen kâğıda, romanın baş aktörünün ismini yazar ve sonra da şöyle devam eder "Ayakları titredi, yere düştü ve öldü!". Kağıdı uzatır. --Evet, beyler roman bitmiştir?!

İBN-İ SİNA

İbn-i Sinâ’ya sormuşlar: - Dünyada devası olmayan bir dert var mıdır? O da şu cevabı vermiş: - Derdin devasızı, iyinin kötüye muhtaç olmasıdır.

SULU NAMAZ

Kıbrıslı aklı evvel birine çok sataşılırdı. Bir kış günü Köylüleri onu camiye gitmeye zorladı. Olmadı. Bu kez kendine yüz lira adadılar. Parayı duyan beynamaz camiye gitti. Başladı namaz kılmaya. Hoca yanına yaklaştı: -Senin kıldığın gibi namaz kılınmaz. Önce abdest alman gerekir. Yani elini yüzünü yıkayacaksın. Beynamaz bunun üzerine sordu -Kılmamı istediğin sulu namaz mıdır? -Evet. -Bu iş yüz lira değil, bin liraya bile olmaz.

KALABALIK

Bir Terekeme ve bir Azeri bir kahvehanede sohbet ediyorlarmış. Tam o sıra deprem olur ve oturdukları yerde bulunan küçük bir masanın altına zar zor girerler. Bu arada Azeri başlar on iki imamın ismini teker teker sayıp onlardan yardım istemeye “Ya Ali, Ya Hasan, Ya Hüseyin...”.. Terekeme dayanamayıp kızar. Ele özüne yer yaptın bir de başkalarını çağırırsan.” der. Kaynak: Zeki TÜRKÖZ

3 Ocak 2022 Pazartesi

DÜET

Okulun (konservatuar) müdürü emekli bir albay. Askeri bir disiplinle yönetiyor okulu. Koridorlara tebeşirle çizgiler çektirtmiş. Kız öğrenciler çizginin sağından, erkek öğrenciler çizginin solundan yürüyecekler. Buna benzer işleri dillere destan. Bir gün koridordan geçerken odanın birinden keman sesi duyuyor. Kapıyı açıyor, ne görsün?.. Bir kız bir erkek öğrenci keman çalıyorlar. Müdürün saçları diken diken oluyor. Hırçın bir sesle soruyor:'Ne yapıyorsunuz burada?''Düet yapıyoruz efendim' diyor öğrenciler.'O dediğinizi ayrı ayrı odalarda yapın' diyerek öğrencileri odadan çıkartıyor*

SANATI SEV, SANATÇIYI ASLA.

Kızını karşısına alan Nurullah Ataç, öğüt vermeye başlar. --Sana ilk ve son öğüdümdür.Sanatı sev, sanatçıyı sev ama asla bir sanatçı ile evlenme. Gez dolaş, eğlen flört etama aslaevlenme. Sebebini de sorma. Rivayet o ki, kızının Necati Cumalı ile arkadaşlığına karşı söylenmiş bu sözler. FAHİR AKSOY