31 Ocak 2023 Salı
ŞAKACI PAŞA
Hani bir zamanlar yanında çalışanlara ağır şakalar yapan bir paşa varmış. Yaz günü “Hadi kış oyunu oynayalım” der, hepsine kürkler giydirir, mangalları yaktırır, sıcak salepler, biberli tarhanalar içirerek bunaltır, kendisi ifil ifil hilali gömlekle karşılarına geçer gülermiş. Bir gün de öyküyü anlatana yaz oyunu oynayalım deyip, adamcağızı incecik giydirmiş, arabaya bindirmiş. Kendisi sarınmış bürünmüş. Adamcağız titrerken, “Çelebi burnum pek üşüyor, ne dersin?” diye sormuş. Çelebi öfkeyle, “Beyim, tek sıcak yerim var, burnunuzu oraya soksanız” yanıtını vermiş. bu fıkrayı ya Ulunay’dan okudum ya Mizah dergisinde. SENNUR SEZEN
NASIR'IN BALIĞI
Mısır'da her şeyin kıtlığının yaşandığı Nasır döneminden örnek bir fıkra: Nil kıyısında yaşayan bir adam, umutsuz bir açlık içinde Nil'e balık avlamaya gitmiş ve bir balık tutmayı başarmış. Zaferle balığı karısına getirip "İşte burada bir balık var, bu bizi bir öğün idare etmeli" demiş. Karısı da "Ancak onu çiğ yemeye hazırsan. Hiç zeytinyağımız, tereyağımız, ateşimiz yok; onu pişirmemin hiçbir yolu yok." Adam da tiksintiyle "Ben çiğ balık yemem." demiş ve balığı yeniden nehre atmış. Suyun yüzeyine çıkan balık "Yaşasın Başkan Nasır" diye bağırmış.
PİNOKYO
İsa Mesih, çölde gezinirkenağlayan bir ihtiyar görmüş. Derdini sormuş,--Kaybolan oğlumu arıyorum demiş.İsa, oğlunu tanıyacağımız bir işareti falan var mıymış
--oĞLUMUN ELLERİNDE ÇİVİLER VARDI.İsa mesih'in gözleri dolmuş. Baba diye bağırmış. İhtiyarda haykırmış
--Pinokyo !
ÇANKAYA DA BILDIRCIN
Bu öykü bir şaka mı bilemiyorum. Mustafa Kemal Paşa’ya hazırlanan bir yemekte, kapaklı bir sahana canlı bir bıldırcın konur. Ahçı, kapaklı sahanları sofraya gönderir, sofracı sahanları bir bir açar. Bıldırcınlı pilav, bıldırcın kızartması falan derken sıra canlı bıldırcının sahanına gelir. Kapak açılınca bıldırcın sahandan fırlayıp yuvar topar Mustafa Kemal’in kucağına kaçar. Mustafa Kemal, kuşu alıp, sofradan kalkar, bir daha sofrasında bıldırcın görmek istemediğini söyler.SENNUR SEZEN
TAHSİL NEDENİ
“Amerika cumhurbaşkanlarından James Garfield, daha önce bir üniversitenin rektörü idi. Bir gün, çocuğunu üniversiteye yazdırmak isteyen bir anne yanına çıkarak, ‘Rektör Bey, dersleri biraz basitleştiremez misiniz?’ dedi. ‘Benim çocuğum programınızdaki derslerin hepsini takip edemez. O, bir an önce üniversiteyi bitirmek ve hayata atılmak istiyor.’
Rektör Garfield, ‘Evet, hanımefendi, bu mümkün,’ cevabını verdi. ‘Yalnız, önce çocuğunuzun ne olmasını istediğinizi öğrenebilir miyim?’ Bildiğiniz gibi, Cenabı Hak, bir meşe ağacını yüz senede yetiştirirken, bir kabak için bir-iki ay yeterli.’”
30 Ocak 2023 Pazartesi
ÇALLI'NIN PALTOSU
“İbrahim Çallı ile Recep Peker Rejans’ın vestiyerinde karşılaşmışlar. İkisinin de paltosu aynı.
İbrahim Çallı ‘Aa ikimizin de paltosu aynı’ demiş.
Bunun üzerine Recep Peker ‘Ama benimkinin içinde kürkü var’ deyince; İbrahim Çallı: ‘Hocam benimkinin de içinde İbrahim Çallı var’ demiş.”
DİLEK TAŞI
Ben aslında kuyumcuydum. Ama aklımda hep birşeyler yazmak vardı. Birgün çalışırken
--Ben ne yapıyorum ?Gençliğim gidiyor tutamıyorum dedim. Sonra arkası geldi. Dilek taşı böyle oldu ALİ TEKİNTÜRE
27 Ocak 2023 Cuma
YAHUDİ AŞKI
“Yahudi arkadaşına gitmiş ‘Evleneceğim iki aday var. Biri çok zengin çok parası var ve dul ancak onu sevmiyorum.
İkincisi çok fakir ama çok güzel, onu da çılgın gibi seviyorum. Ne yapayım?”
Arkadaşı ‘Kalbinin sesini dinle, ikincisi ile evlen’ demiş..
23 Ocak 2023 Pazartesi
HOSTES , KEMER BAĞLARSA
İlk hostesimiz Adile Tuğrul, Gaziantep yolcularından birisinin emniyet kemerini bağlayamadığını görünce yardım etmeye çalışır. Tarifle kemerini bağlayamayan yolcuya bu kez Adile Hanım müdahale ederek kendisi bağlamak için adamın beline doğru eğilir. Bu kez Gaziantepli acayip bozulur. “De get bacım elleşme. Tövbe, tövbe estağfurullah! Bir avrat bizim kemerimize el sürebilir mi?” TURGAY NOYAN
SOĞUK VE ŞİİR
Fazıl Hüsnü Dağlarca, Kadıköy'de Sular İdaresi'nin yanında bir ev almıştır, kahveye ve çarşıya yakın olsun diye. Gelgelelim o apartmanda tüm daireler işyeri, bir tek onunki konut, bu yüzden geceleri ve tatil günleri kaloriferler yanmıyor, o da tek başına yaşadığı evde soğukta şiirler yazıyor… Ataol Behramoğlu ve Refik Durbaş'a bir buluşmalarında, ayrılırken diyor ki: "Eve gideceğim, soğuk da olsa kâğıtlar beni bekliyor, gidip vasiyet yazar gibi şiir yazacağım." Şiirin Gizli Tarihi-REFİK DURBAŞ
ŞAİR, ELÇİ VE SARHOŞ
Abdülhak Hamit Tarhan, Bombay da elçi iken gittiği bir klüpte içkinin dozunu kaçırınca, yanındakiler uyarmak zorunda kalmış.
--Aman efendim. Siz bir elçi, bir şairsiniz. Bu taşkınlıklar yakışır mı?
--Hayır efendim demiş şair. Ben şu an da ne temsilciyim, ne şairim. Sadece sarhoşum.
UÇAK'TA ÇAY
Trabzon seferinde hostes yolculara servis yapmaktadır. Erkek bir yolcuya ne içmek istediğini sorunca, yolcu “say” der. Bunun üzerine hostes “çay, kahve, meyve suyu, meşrubat, su vs.” diye olanları sayar. Yolcu bir kez daha “say” der. Hostes bir önceki gibi içecek listesini aynen tekrarlar!.. Yolcu bir kez daha “say” deyince şaşırarak etrafına bakınan hostese yandaki yolcu yardım eder.
--Kızım Çay istiyor anlasana işte. DENİZ DURULGEN
19 Ocak 2023 Perşembe
MÜHÜR
Rize de Referandum sonrası bir arkadaşımla konuşuyoruz. Sordum
--Evet mi, hayır mı dedin?
-- Evet demekten başka şansımız yoktu ki diye karşılık verdi. Mühür de ''EVET '' yazıyordu. ÖMER SÖZTUTAN
EŞEK SOHBETİ
Oğlunu evlendirmek konusunda ısrarcı kadın, yoksulluğuna çare olarak ta,
--para bulamazsak boz eşeği satar,başlık parası yaparız diyormuş. Uzun bir süre ısrar etmiş. Sonra o da bıkmış. Oğlan, bu ısrarların birden kesilmesini anlayamamış. Tam da kendini evlenmeye hazır hissettiği bir gün annesine seslenmiş.
---Anne, Anne ! Hele bana eşekten bahset!
(Fatih Arıtürk)
İSTİKLAL MARŞLARI
Sohbet halindeyiz. Arkadaşlardan biri;
--İstiklal marşı için açılan yarışmaya katılan diğer şiirler de yayınlansa keşke dedi. Hepsini görmüş olurduk.
Yeni tanıştığımız bir genç şiddetle karşı çıktı.
--Hayır efendim. Istiklal marşı, İstiklâl marşımızdır işte. Diğer şiirlerin yayımlanması gereksizdir.
Nedenini sorduk.
-- Ya onlardan biri daha iyiyse...dedi
CEMAL SÜREYA
16 Ocak 2023 Pazartesi
SÜRYANİ ÜLKÜCÜ
Türk- İslam sentezi ortada yokken, Ülkücülerin daha seküler olduğu zamanlar, Erzurum üniversitesinde solcu öğrenciler ayıklanıyor Bir Süryani öğrenci de eşyalarını toplarken Ülkücü biri soruyor:
-Gardaş, senin adını okundu mu ki, sen niye kalkmış hazırlık yapıyorsun?
-Ben Mardinliyim, hem de Hıristiyanım, burada bize hayat yoktur...
-Kim demiş onu, sana kimse bir şey mi dedi?
-Demedi...
-Eee?... Koy o eşyalarını geri... Biz bütün dinlere saygılıyız. Mardinli şaşırır ve çok memnun olur bu işe. Günler aylar geçer, Süryani genç,
"Ya ben ülkücüleri çok seviyorum , ne deseniz yaparım" der.
- İyi ya derler. Gel Müslüman ol... kabul eder sonunda. Kalabalık bir grupla müftülüğe giderler. Alkış ve kutlamaları karşı kaldırımdan izleyen bir Erzurumlu sorar:
-Yavu orda ne olir ele?
Orada bulunan bir Nurcu yanıtlar bu soruyu:
-Heç möhterem, bir tene ülkücü Müslüman olirmiş da... CAZIM GÜRBÜZ
TİYATRO'YA TEŞEKKÜR
BAŞKA BİR TÜRKİYE adlı kitaptan:
60 LI yıllar. Haldun Dormen tiyatrosu turnede.Antep'te serilenen oyundan sonra özel bir teşekkür notu gelir Dormen'e. Okur:
---Sanatçı dostlarımız, kentimize hoşgeldiniz. Sizleri aramızda görmek, bizleri çok mutlu etmektedir.
İmza: Tabarin Bar'da çalışan konsomatris dostlarınız.
İSTİKLAL MARŞI
Sohbet halindeyiz. Arkadaşlardan biri,
--İstiklal marşı için açılan yarışmaya katılan diğer şiirler de yayımlansa.Hepsini görmüş olurduk.
Yeni tanıdığım bir genç şiddetle karşı çıktı.
--Hayır efendim. İstiklal Marşı,İstiklal Marşı'mızdır işte. Diğer şiirlerin yayımlanması gereksizdir.
Nedenini sorduk.
--Ya onlardan biri daha iyiyse..dedi CEMAL SÜREYA
ANTEP BALIĞI
940 lı yıllar. Antep'e gidiyorum. Orada ki memur arkadaşlara istanbul'a özgü balıklardan bir çıkın hazırladım. Fevzipaşa istasyonun da indim. Ancak otobüs yok. Harp kıtlığı, burayı da vurmuş. Seferler azalmış. Akşam'a otobüs varmış. Eee Uskumlar bozulacak. Bir kamyon gördüm. Yanaştım. ''yer yok ''dedi. O sırada fötr şapkalı,Külot pantolonlu biri beni izliyormuş.
--Hayrola bey ? dedi. Vilayete mi?
--Evet dedim. Ama araç göndermemişler. Bir şey değil, balıklar bozulacak..
--Balıklar ? Vali bey'in mi yoksa?
Ses etmedim. Adamı bir telaş aldı. Deminki kamyonu durdurup , diğer yolcuları yukarı atıp, beni şoförün yanına oturttu. Başkarakol'a geldiğimizde, siyah bir makam otomobili bizi durdurdu. Meğer, beni karşılayan nahiye müdürü, vilayeti arayıp
--Beyefendi arkadaşınız yolda, balıklarda geliyor demiş. Valiye çıkardılar beni
VALİ ( Rahmetli Ali Rıza Türel) . elimi sıktı;
--Sizi çıkaramadım. Nerden tanışıyoruz beyefendi dedi.
Kem küm ederek durumu izah ettim. Güldü.Ve hoş gördü. Bir kısım balığı Vali beye ikram edince aynı hoş görüyü memur arkadaşlardan göremedim.
--Kebap yemekten bıkmıştık,biraz daha balık getirseydin dediler.SADIK ŞENDİL
9 Ocak 2023 Pazartesi
PAPA'NIN ASKERLERİ
2. Dünya savaşından sonra, Sovyetler’in nüfuz alanını Doğu Avrupa’ya genişletmesinin ardından, Vatikan Doğu Avrupa’daki katolikleri bahane ederek, Stalin ile nizalanmaya çalışınca, Stalin bir cemiyet toplantısında İngiliz elçi Sir Edwin’e, “şu papanın kaç tümeni var” diye sorarak, Vatikan’ı küçük görür. Bu anekdot bilinmekle birlikte Sir Edwin’in Stalin’e verdiği pek de bilinmeyen yanıt şöyle olur: “Papanın tümenleri yok ama 12 sadık adamı var!” OSMAN OZARSLAN
7 Ocak 2023 Cumartesi
YARIH BOĞAZI
Bir Avrupa gezisinden dönüyoruz. Hadi gemiyle dönelim dedik. Keyifli bir geziydi. Korint boğazından geçiyorduk, altımızda çayını yudumlayıp, telefonla konuşan bir gurbetçiye kulak misafiri olduk.
--Hee hee geliyom. ..Demlik söyledim..Çay içiyom..Nerde miyiz? Valla şimdi yarıhtan geçiyogh..Yavv yarığhtan diyom, yarığhtan geçiyoz..ZAFER ALGÖZ
4 Ocak 2023 Çarşamba
HOSTES KOLTUĞU
tekirdağ'da görev yapan bir öğretmen edirne'ye gitmiş ve geri dönecektir.
otobüslerde yer bulamaz. yalvar yakar olur, öğretmene bir otobüste muavin koltuğunda yer ayarlanır.
muavin, öğretmen arkadaşımıza bilet keser. yolculuk başlar. yolcumuzun bileti inceleyeceği tutar.
biletin "koltuk no" yazan yerin karşısında "o.k" harfleri yazmaktadır. ne olduğunu anlayamaz, hatta "bu ne ya? onun bunun kucağı mı demek oluyo şimdi bu o.k. harfleri?" gibisinden vehme kapılır, dayanamaz, muavini çağırır:
-bu o.k. ne demek oluyor?
-o mu? onnaa* ostes koltuuu* demek oluyo beya...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)