31 Ağustos 2023 Perşembe
BÜYÜKANNE YETİŞİRSE..
Sosyolog Bernard Lewis’ye Müslüman gazeteci sorar : “Üstad! Müslüman toplumlar her anlamda Batılı toplumlardan geri. Eğer doğruysa bu neden böyle” yanıt şu:
Bernard Shaw der ki; Bir insanı yetiştirmek için onun büyükannesinden başlamak gerekir.Müslümanlar sekiz asırdır kadını eve hapsetti. Kadın eve hapsedilince cahil kaldı. Çocuğu anne yetiştirdiğinden, kadın-erkek bütün ümmet cahil yetişti.”
30 Ağustos 2023 Çarşamba
EŞŞEDÜEEN
Ereğli Kömürleri İşletmesinde ocak mühendisi olarak göreve başlamıştım. Bir gün vardiya sorumlusu olan nezaretçi ile damarı gezmeye çıktık.Galerinin bir ayağın arkasında kalan boşluğun üzerindeki tavan göçmeye başladı. Bu göçmenin sebep olduğu gök gürlemesini andıran sesten ve meydana gelen yoğun tozdan bayağı ürkmüştük. Bu arada nezaretçi ''Eşşedüeeen, eşşedüeeen!'' diye bağırmaya başladı. Şahadet getiriyor diye düşündüm. sonra, dip kısma vagonlar gelip kömürü aşağı çekmeye başlayınca, çıkış yolu açıldı ve biz de ayak dibine inebildik. Aynı nezaretçi ile daha sonraki ocak gezilerinde ''Eşşedüeeen''in anlamını öğrendim. Meğerse, Zonguldak şivesi ile, ''Aşağıdan!'' diye bağırıyormuş. Aşağıdaki işçilere, madenci jargonu ile, ''Buradayız, çıkış yolunu açın.'' demek istiyormuş! MUSTAFA YÜCE
ŞİİR YAŞIT OLMALI
Gencin biri Kaya Bilgegil’e bir şiir okuyor. Çok beğeniyor Hoca. Tam odadan çıkacağı sırada soruyor “Bu şiir kimindi evlat?” “Benim!” diyor çocuk. “Beş para etmez o zaman.” diyor ve ekliyor, “bu dizelerde benim yaşımdaki bir insanın duyguları var.Git ve kendi yaşının şiirlerini yaz.”
ALLAH'IN MALI
NEYZEN Tevfik saf bir adamla yola düşmüş, yol uzun, hava sıcak, bir vasıta yok, canları çıkmış... Neyzen Tevfik sövüp, saymaya başlayınca, yanındaki adam müdahale etmiş:
�"Aman amca böyle sövüp sayıp küfredersen, Allah seni cehennemde yakar!"
Neyzen'in tepesi atmış:
�"Sana ne ulan, yakarsa kendi malını yakar, sana ne?
25 Ağustos 2023 Cuma
ÇOBAN YÖNETMEN
Bir Zamanlar Anadolu’da filminin çekimlerinde kasabanın biraz dışında, bir köyün yamacında köyü çekiyoruz, köye giren araçları çekiyoruz falan. Bir çoban, koyunlarını gönderdi geldi yanımıza, bizi izliyor. Sonra yanaştı bana. Dedi “Abi ne yapıyorsunuz?” dedim, “işte, film çekiyoruz.”, “Burası iyi değil. Gel seni bir yere götüreyim. şurada daha iyi film çekilecek bir yer var”, “Neresi?” dedim. Beni yeşillik, çalılık, suların aktığı hakikaten güzel bir yere götürdü.Ve dedi ki, “Tam filmlik yer burası Ben film çekecek olsam burda çekerdim ” ERCAN KESAL
MÜNAZARA
Yıl 1963… Ankara ve İstanbul Üniversiteleri arasında yapılan münazara yapılıyor..Münazara konusu “5 yıllık plan gerçekleşir, gerçekleşemez” üzerine yapılacaktır.Ankara münazara ekibinin sözcüsü o yıllarda Hukuk Fakültesi’nde öğrenci olan Uğur Mumcu’dur. Ankara ekibine “gerçekleşemez” tezi düşmüştür. Ekip danışmanlığını Prof. Dr. Sadun Aren, Doç Dr. Türkkaya Ataöz (sonra profesör) ve gazeteci İlhami Soysal yapmaktadır.Münazara İstanbul’da Galatasaray Lisesi salonunda yapılır. İstanbul ekibinin sözcüsü ise Toktamış Ateş’tir.Toktamış Ateş, “Plan uygulaması en güzel şekilde Fransa’da olmuştur. Özel bir kanunla uygulanmış ve çok da başarılı olmuştur” bağlamında bir konuşma yapar.Söz sırası Ankara ekibinin sözcüsü Uğur Mumcu’ya gelmiştir. “Sabah şerifleriniz hayırlı olsun” der Uğur Mumcu, “O kanun Fransa’da başarısız olduğu için yürürlükten kaldırılmıştır” demesin mi?Münazara sonrası Naim Tuncalı Uğur Mumcu’ya “Sen kanunu biliyordun da o kanunun kalktığını niye daha önce bize söylemedin?” diye sorduğunda aldığı cevap şaşırtıcıdır. “Ne kanunu, haberim bile yok. Münazara salonunu terk edip de onu mu araştırıp cevap verecekler.”
YOL ÜCRETİ
40 LI 50 Lİ yıllar..köylü, şehire hayvan satmaya gidiyor. Kamyoncu ile pazarlık ediyor: Beş keçi, bir eşek bir de kendisi .. Şoför götürürüm diyor. Ama köylü şoför mahaline binecek oluyor ve uygun fiyat bekliyor.
--Önde yer yok.
-Şoför cü emi, arkan binem?
-Bin, bin de senden de ücret aluram. Keçiler birerden beş lira, eşek iki lira, senden de üç lira aluram. Topu topu onlira! ...
-Şöförcü emi, peki benim eşekten ne farkım var ki; ondan iki benden üç, alisan. diyor.
KRAL YOLU
zamanın Mısır kralı I.Ptolemy ünlü matematikçi Öklid'e, “Geometriyi kestirmeden öğrenmenin yolu yok mu?” diye sorduğunda aldığı cevap : “Kusura bakmayın ama geometriye giden bir kral yolu yoktur.” olmuş..
23 Ağustos 2023 Çarşamba
YAZDIĞINI ANLAMAMAK
Simon de beauvoir'in günlüğünden Jean paul satte ile ilgili bilgiler.
--bütün gün çok sınırlıydı. Ne yapacağımı bilemiyorum. Akşama doğru öğrendim ki, meğer birgün önce yazdıklarını anlamıyormuş.
Narsistçe
Bir yazar arkadaşıyla karşılaşır. Ona uzun uzun kendinden söz eder. Daha sonra şöyle der:
----Hep benden sözettik. Biraz da senden söz edelim. Anlat bakayım son kitabımı nasıl buldun.( Erich Fromm)
18 Ağustos 2023 Cuma
SU-UT KEMAL YETKİN
Nurullah Ataç, bir yazı yüzünden rahmetli Suut Kemal Yetkin ile pek bir dargınmış.Bir gün Suut Kemal bey'e ismi üzerinden takılmış.
---, "biliyor musun dostum, düşünüyorum da sen, dünyanın en tatsız içkisi ile en tatsız çalgısından oluşmuş bir garip âdemsin" diyor.
Ataç'a göre En tatsız içki su, en tatsız çalgısı ut birleşince Suut oluyor.
FİZİKÇİ ER
“- Topçu binbaşı her akşamki gibi ders anlatıyor ‘şu karşıdaki tepenin altı kilometre ardındaki düşman bölüğüne topu kaç derecelik açı ile hedef alacaksın da ateşleyeceksin?’ Sinüs kosinüs eşittir şu. Sıra arkadaşım Parmak kaldırdı:“
- Komutanım bu cevap yanlış” dedi. Binbaşı sesin geldiği yöne ona doğru döndü, öfkeli bir ses tonuyla kükredi:
“- Ne demek yanlış! Ben onu Fizikçi Hayri’nin kitabından aldım. Otur oturduğun yere, saygısız adam!..”“
- Fizikçi Hayri Bener benim efendim” diye cevapladı bizimkisi.Binbaşı daha da köpürdü. Komutana hakaretten kırk beş gün katıksız hapis cezası aldı FAİK BAYSAL.
MAALESEF ANLAMAK..
"ve rahmetlinin (ahmet hamdi tanpınar) bir tik'i vardı: üç beş cümlede bir, o anda gözü kime takılmışsa ona; 'anladın mı?' diye soruyordu. sıra bana da geldi; 'maalesef' dedim.. anlıyorum hâli, mânâsına." - tarık buğra
BALZAC'IN GERÇEKLİĞİ
Balzac bir akşam, aralarında maliye nazırının da bulunduğu ahbapları ile sohbet etmekteler. Masada borsa fiyatları, enflasyon konuşulurken kendinden görüş isteyenlere,
: "Gerçeğe dönelim beyler der. Eugenie Grandet (Öğeni Grande) kiminle evlenecek?" .
İLAHİ GICIK
Yoksul ve hasta biri kilisede dua etmektedir.
--Allahım hem yoksulum, hem hastayım. Hiç bir işim rast gitmiyor. Neden ? Neden ?
Bu içtenlikli dua bitmeden gök gürler, şimşekler çakar, ve yukardan bir ses gelir.
--John, sen de beni rahatsız eden bir şeyler var. Daniel Klein
HIRSIZ KANUNCU
keman, ud ve darbuka’dan kurulu ince saz grubu bir düğünde çalarken, grubun şefi olan Klarnetçi Tahir Aga oyun sırasında verilen bahşişlerin bir kısmını sazlardan birinin diğer arkadaşlarına çaktırmadan gizlice cebine attığını görür. Ama Tahir Aga hiçbir şey görmemiş gibi davranmaya devam eder.
Düğün bitmiş, sıra paraları paylaşmaya gelince Tahir aga “Beni iyi dinleyin arkadaşlar. Aranızdan bir kişiyi, sahnede paraları gizlice cebe attığını gördüm. Bakın adını söylemiyorum! Kanun çalan kanununu alıp hemen buradan gitsin” der.
14 Ağustos 2023 Pazartesi
İŞGAL BARIŞI
Barış için soyut çağrılar yeterli değildir. İşgalciler her zaman ellerinde bulundurdukları topraklarda barışı içtenlikle isterler. Nazi Almanyası işgal altındaki Fransa’da barış istedi, İsrail işgal altındaki Batı Şeria’da barış istedi ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Ukrayna’da barış istedi. Bu nedenle, filozof Étienne Balibar’ın bir zamanlar dediği gibi, “pasifizm bir seçenek değildir”. Başka bir Büyük Savaşı önlemenin tek yolu, sürdürülmesi için sürekli yerel savaşlar gerektiren “barış” türünden kaçınmaktır.
BİTMEYEN KAVGA
John Steinbeck’in “Bitmeyen Kavga” romanındaki devrimciliğin ne olduğunu özetliyor.
“…Mac, çatışmada öldürülen yoldaşı Jim hakkında konuşurken, “Yoldaşlar bu arkadaş hiçbir zaman kendini düşünmedi.” der.
Bütün bitmeyen kavgalar kendilerini değil de başkalarını düşünenler tarafından sürdürülüyor.
KALİTELİ ÜNİVERSİTE
Anadolu da yeni açılan üniversetelerden birin de okula yeni atanan bir öğretim görevlisine sormuşlar: ''Hocam 1 senedir ders veriyorsunuz sizce burası iyi bir üniversite mi, kalitemiz nasıl?'' Hoca da cevap vermiş: ''Evladım burası önce bir üniversite olsun da iyi mi kötü mü ondan sonra karar verilir.''
ALLAH'TAN ZENGİN !
, Ordu da bağırarak ‘ben Allah’tan zenginim’ diye geçen bir adam vardı. Kimse ilişmezdi..Arada tanımayanlar ''Ne diyor bu adam?'' diye kızanlar olsa da Yaşlıca bir adam konuya açıklık getirmiş. ‘Kızacak bir şey yok. Benim Allah’ım var,Allah’ın Allah’ı yok.Ben O’ndan zenginim '' demek istiyor.
PERHİZ- TURŞU
...Öz ağzımızın içində, Gədəbəyin Söyüdlü kəndində insanlar zəhərlənib ölmək istəmədiklərinə görə etiraz etdilər deyə Aliyev hökuməti 10 gündür kəndİ camaatından qisas alır, əsir götürür insanları. Ama Fransaya da deyir ki, gösterici vətəndaşlarınızla dialoqa girin. Bu ne perhiz,bu ne turşu?
SAHİLA ASLANOVA
SUYUN AYAK İZLERİ
Bir diğer reformist çaba ise, “suyun ayak izleri” başlığı altında sıkça duyduğumuz bir hesaplama biçimi. Bireysel bilinçlenmeyi arttırma iddiasıyla hazırlanan bu düzenek bir dilim bifteğin, tek bir portakalın veya tek bir t-shirt ün üretilmesi için gereken ya da bir fincan kahvenin masamıza geldiği ana kadar geçirdiği süreçlerde kullanılan su miktarlarını hesaplıyor ve yayınlıyor. İlk anda çok mantıklı ve son derece gerekli bir çaba gibi görünüyor. Ama dikkat çeken garip bir durum var, verilen örnekler sadece tarım ve hayvancılık alanından. Örneğin bir el bombasının, bir savaş tankının, bir tomanın veya göz yaşartıcı gazın, ya da devasa AVM’ler, gökdelenler, otomobiller ve uçakların üretiminde kullanılan su miktarlarına dair en ufak bir bilgi göremezsiniz bu çalışmalarda.GAYE YILMAZ
Söyleşinin bitimine yakın şöyle bir soru geldi “Peki, sınır aşan sular hakkında ne düşünüyorsunuz?” Söyleşiyi yapan gazeteciye ilk tepkim, “
önce sorunuzu düzeltelim, sular sınırları aşmaz, sınırlardır yapay olan, hatta hiç olmaması gereken. Su sadece yol bulduğu sürece akar. Ama siz ‘sınır aşan sular’ dediğinizde sanki sınırlar meşruymuş da sular bu sınırları aştığı için suç işliyormuş gibi anlaşılıyor. Biz bu sulara enternasyonal sular diyoruz İşte, sorunuzda vurguladığınız suyun eşitsiz dağılımının bir diğer nedeni de yerküreyi bir mülk olarak görüp, sınır çizgileriyle paylaşan kapitalist mülkiyet hukukudur. GAYE YILMAZ
8 Ağustos 2023 Salı
mikromanyaklar
Son çeyrek asırdır hastaların makro değil mikromanyak (küçüklük) hezeyanları olmaya başladı; kimisi ufalıp doktorun cebine girmek istiyor, kimisi de görünmez olup arada dolaşmayı arzuluyor. Eskiden Süveyş Kanalını daha derin yarmak, Rusya'ya Çar olmak isteyen megalomanlar varken bugün hiç kalmamış...
Cem Mumcu
4 Ağustos 2023 Cuma
AK CUHA
Nasreddin Hoca'nın arabistanda ki iz düşümü Cuha karekteridir. Saf, zeki,dindar alaycı her karekterde görünen Cuha'nın asıl özelliği Vicdanıdır.
Bu Arap
halk kahramanıyla ilgili son fıkra şöyledir.
Cuha , bir gün şengal de gezerken bir köle pazarında kadın satan IŞID lideri Ebubekir el Bağdadiyi görür. Yanına gider.
--Ya bağdadi der. Bu zamanda köle olur mu? Yazık değil mi bu insanlara der
Bağdadi, güler.
--Ne kadar safsın Cuha der. Sen insan görüyorsun, Hani nerde insan? Bunlar ezidi. Müslüman değil ki, insan olsunlar?
--Peki , sen niye haremini çıplak gezdiriyorsun der cuha?
Bağdadi, sinirlenir.
-- Sapıtma cuha. Görmüyor musun hepsi giyinik.
Cuha,
--Sen giyinik görüyorsun der. Hani nerde elbise? Üstündekileri çıkarsan hepsi çırçıplak.
2 Ağustos 2023 Çarşamba
YAZ GÜNÜ YOL TARİFİ
Sıcak bir yaz günü,bir köylüyle yolda karşılaşan Oktay Rıfat'a bir köylü yolu sorar. Adamın yaz günü olmasına rağmen üzerinde palto, altında ceket,gömlek olduğunu görünce Rıfat,
--Önce paltonu, ceketini çıkar, gömleğin yakasını aç, kollarını sıva . sonra tarif edeyim der. CİHAN MÜRTEZAOĞLU
KİTAPLIK- YATAKLIK
Ümit Yaşar Oğuzcan,İş Bankasında çalışan çok genç bir stajyer kıza platonik bir ilgi duyar.Ayten adındaki bu kıza yazdığı şiir sonrası sıkça ''Ayten kimdi? ''soruları ile karşılaşır. Sonunda bu sorulara sinirlenip kızar.
--Arkadaşım, biz yataklık olsaydık, kitaplık olur muyduk hiç! SIDDIK AKBAYIR
1 Ağustos 2023 Salı
ÖZGÜR GÜNDEM DAĞITIMI
Özgür Gündem’in dağıtım sorunu vardır. Merdan Yanardağ, gazetenin imtiyaz sahibi Yaşar Kaya ve Veli Özdemir İçişleri Bakanı İsmet Sezgin’le görüşürler. Gazetenin yasal koşullarda yayımlandığını bu nedenle dağıtılmasının engellenmemesi gerektiğini,dile getirirler. Bakan konuyla ilgileneceğini söylüyor. Üç gün sonra müsteşar yardımcısından telefon geliyor. Mealen şöyle deniyor
“Dağıtım sorununu çözdük ama bayiler satmak istemiyorlar, bu nedenle gazeteyi polis evlerine koyduk, isteyen vatandaşlar gelip oradan alabilirler”. CEREN SÖZERİ
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)