"Kafka'nın öyküleri yeni yeni Türkçeye çevriliyor, genç öykücüler orada gördüklerinin benzerlerine kendi yapıtlarında yer veriyorlardı. O sıralarda bir gün yolda karşılaştığım Yaşar Kemal, biraz takılarak, "Neler yapıyor, senin öykücü arkadaşların?" diye sorduktan sonra ekledi:
"Kafka olmak için taş havan'ın içine Yahudiliği koyacaksın, küçük memurluğu koyacaksın, kadınsızlığı koyacaksın, 1900'lerin toplumsal koşullarını koyup döveceksin... Ondan sonra Kafka ortaya çıkar. Kafka okumakla Kafka olunmaz!" (KONUR ERTOP )
29 Aralık 2018 Cumartesi
27 Aralık 2018 Perşembe
Şair aşkı
- 1937'de Orhan Veli bir şiir söylüyor:
- "Şu anda dışarıda yağmur yağıyor
- Ve bulutlar geçiyor aynadan
- Ve bugünlerde Melih'le ben
- Aynı kızı seviyoruz."
- Anday, bir gazete yazısında (Cumhuriyet, 1 Mart 1996) şöyle der: "Bu şiirin çıktığı gün, akşama doğru, Yenişehir'deki Özen Pastahanesi'nde oturuyorduk. Orhan Veli ile. Hasan Ali Yücel içeri girdi, bizi görünce masamıza geldi,oturdu; yüzümüze baktı dikkatli dikkatli. -Doğru mu? Diye sordu. Aynı kızı mı seviyorsunuz? Ve bizim yanıtımızı beklemeden ekledi: -Neden birbirinizi öldürmüyorsunuz? (TURAN TANYER, Kitap-lık, s.90)
19 Aralık 2018 Çarşamba
demans
Sen kimsin?
Ben, gözlükçüyüm.
Moldovyalı olduğunu sonradan öğrendiğim yardımcısı Galina’nın
sürekli yanında durduğu, Yaşı yine geçkince kızı Müberra hanım tarafından
sürekli üstü başı düzeltilen Aktur sakinlerinden Cemal amca ,yüzüme baktığı her
an bana aynı soruyu soruyor:
--Sen kimsin?
-benim ,ben ! Metin. Gözlükçü. Hani geçen sene sana gözlük
yapmıştım ya.
Sesim, elimde olmadan biraz yüksek çıktığı için kendimden
utanıyorum. Daha bir yumuşak ses tonuyla
--Cemal amca, bak şimdi sana yeni gözlük vereceğiz. Onunla
daha iyi göreceksin.
Müberra hanım da benimle aynı fikirde. Sanki küçük bir
çocukla konuşuyormuş gibi,
---Baba bak uslu dur. Şimdi yeni gözlükler alacağız. Kovboy filmleri
izleyeceğiz, dimi canım?
Yakın bir zamanda tekrar kırabilir düşüncesiyle uygun
fiyatlı çerçevelerden birini yüzüne takarak aynayı önüne itiyorum. Tepkisiz bir
şekilde duruyor. Müberra hanım,daha yapılacak çok işi olduğundan mı ne:
--Güzel,güzel! Çok güzel oldu. Dimi baba?
Bir şey umurunda olmasa da yine de Cemal amca’nın onayını almak
içini rahatlatacak sanki:
--Güzel dimi baba? Sen de beğendin dimi?
Sabit bir şekilde aynaya bakmakta olan eski İstanbul defterdarı Cemal amca, aynada ki
görüntüye de aynı şeyi soruyor.
--Sen kimsin?
Galina ile Müberra hanımın gülmelerine ben katılamıyorum.
Sürekli aynı ortamda yaşamaktan,Cemal amca ile aynı havayı solumaktan belli ki
kendilerine küçük oyunlar yaratmışlar.
--Ay baba, o sensin ya. Kendini tanımadın mı?
Sonra bana dönerek ,
--2 gündür ilaçları bitmişti.
Cemal amcanın başını okşayarak,
-- O yüzden bugün biraz daha dalgınız dimi babacığım? Ama
geçecek,geçecek inşallah.
Aynı süreci annemde yaşadığımdan ümitsiz bir şekilde bende
--İnşallah dedim.
Siparişleri aldım. Cemal amcanın koluna girerek kapıya kadar
uğurladım. Ayrılırken sağlık dileklerimle elini öptüğümde bu sefer sen kimsin
diye sormadı.
--yirmi iki bin yüz elli bir sayılı resmi gazeteyi bulsana
Hulusi. Ek on dördüncü maddeye bakacaktım bir
Dedi.
17 Aralık 2018 Pazartesi
bernard shaw
- 26 Temmuz 1946'da, doksanıncı yaş gününde, genç bir gazeteci "Yüzüncü yaşınızda da sizinle söyleşi yapmak isterdim," der. Bernard Shaw cevap verir: "Yapmaman için bir neden görmüyorum. Çok sağlıklı görünüyorsun."
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)