Sen kimsin?
Ben, gözlükçüyüm.
Moldovyalı olduğunu sonradan öğrendiğim yardımcısı Galina’nın
sürekli yanında durduğu, Yaşı yine geçkince kızı Müberra hanım tarafından
sürekli üstü başı düzeltilen Aktur sakinlerinden Cemal amca ,yüzüme baktığı her
an bana aynı soruyu soruyor:
--Sen kimsin?
-benim ,ben ! Metin. Gözlükçü. Hani geçen sene sana gözlük
yapmıştım ya.
Sesim, elimde olmadan biraz yüksek çıktığı için kendimden
utanıyorum. Daha bir yumuşak ses tonuyla
--Cemal amca, bak şimdi sana yeni gözlük vereceğiz. Onunla
daha iyi göreceksin.
Müberra hanım da benimle aynı fikirde. Sanki küçük bir
çocukla konuşuyormuş gibi,
---Baba bak uslu dur. Şimdi yeni gözlükler alacağız. Kovboy filmleri
izleyeceğiz, dimi canım?
Yakın bir zamanda tekrar kırabilir düşüncesiyle uygun
fiyatlı çerçevelerden birini yüzüne takarak aynayı önüne itiyorum. Tepkisiz bir
şekilde duruyor. Müberra hanım,daha yapılacak çok işi olduğundan mı ne:
--Güzel,güzel! Çok güzel oldu. Dimi baba?
Bir şey umurunda olmasa da yine de Cemal amca’nın onayını almak
içini rahatlatacak sanki:
--Güzel dimi baba? Sen de beğendin dimi?
Sabit bir şekilde aynaya bakmakta olan eski İstanbul defterdarı Cemal amca, aynada ki
görüntüye de aynı şeyi soruyor.
--Sen kimsin?
Galina ile Müberra hanımın gülmelerine ben katılamıyorum.
Sürekli aynı ortamda yaşamaktan,Cemal amca ile aynı havayı solumaktan belli ki
kendilerine küçük oyunlar yaratmışlar.
--Ay baba, o sensin ya. Kendini tanımadın mı?
Sonra bana dönerek ,
--2 gündür ilaçları bitmişti.
Cemal amcanın başını okşayarak,
-- O yüzden bugün biraz daha dalgınız dimi babacığım? Ama
geçecek,geçecek inşallah.
Aynı süreci annemde yaşadığımdan ümitsiz bir şekilde bende
--İnşallah dedim.
Siparişleri aldım. Cemal amcanın koluna girerek kapıya kadar
uğurladım. Ayrılırken sağlık dileklerimle elini öptüğümde bu sefer sen kimsin
diye sormadı.
--yirmi iki bin yüz elli bir sayılı resmi gazeteyi bulsana
Hulusi. Ek on dördüncü maddeye bakacaktım bir
Dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder