Fazıl Hüsnü Dağlarca, haftanın 7 günü 7 ayrı meyhaneye gidermiş. Neden sürekli bir meyhaneye gitmiyorsun diye sorduklarında;
-- Her gün bir meyhaneye gittiğimde '' ne güzel! tonton bir yaşlı gelmiş edebiyle içiyor.''derler. Oysa her gece aynı meyhaneye gitsem '' Yaşına başına bakmadan her gece ziftleniyor '' derler. Ne tontonluk kalır, ne bir şey.
25 Mayıs 2019 Cumartesi
Atatürk ve Ahmet Rasim
'Yıl 1927… Ankara, Anafartalar Cadde’sinde İsmail Müştak, Ahmet Rasim’i görür
- Aman efendim, demek buralardasınız. Nasılsınız, bir emriniz var mı?
Yaşamının son yıllarında işsiz ve sıkıntıda olan Ahmet Rasim;
- Fırınlarda ekmeklerin dört köşe değil de yuvarlak yapılması yüzünden buralara kadar geldim işte... der.
Bu sözlerden İsmail Müştak'ın bir anlam çıkaramadığını sezince de sürdürür konuşmasını:
- Fırından bir erkek alayım dedim, elimden düşüp yuvarlanmaya başladı. Ben de yetişmek için ta buralara kadar koştum peşinden. Şaşkın şaşkın onu arıyorum şimdi.
İsmail Müştak bu olayı o gece Çankaya'da Atatürk'e anlatınca,
- Yarım yüzyıl Türk kültürüne hizmet eden bir yoksul zat, sana Ankara'da ekmek aradığını söylediği halde neden hangi otelde kaldığını sormadın, neden yardım etmedin, der Atatürk.
O gece Atatürk'ün emriyle bütün oteller aranır ve Çankaya'dan gelen araba Ahmet Rasim'i köşke götürür. Atatürk karşılar Rasim Bey'i ve sofrada yanına oturtur. Bir ara ona,
- Boş bulunan İstanbul milletvekilliğini lütfen kabul eder misiniz? diye sorar.
Ahmet Rasim'in ise ağzından şu sözcükler dökülür: -Şimdi anladım, ekmek gerçekten aslanın ağzındaymış
- Aman efendim, demek buralardasınız. Nasılsınız, bir emriniz var mı?
Yaşamının son yıllarında işsiz ve sıkıntıda olan Ahmet Rasim;
- Fırınlarda ekmeklerin dört köşe değil de yuvarlak yapılması yüzünden buralara kadar geldim işte... der.
Bu sözlerden İsmail Müştak'ın bir anlam çıkaramadığını sezince de sürdürür konuşmasını:
- Fırından bir erkek alayım dedim, elimden düşüp yuvarlanmaya başladı. Ben de yetişmek için ta buralara kadar koştum peşinden. Şaşkın şaşkın onu arıyorum şimdi.
İsmail Müştak bu olayı o gece Çankaya'da Atatürk'e anlatınca,
- Yarım yüzyıl Türk kültürüne hizmet eden bir yoksul zat, sana Ankara'da ekmek aradığını söylediği halde neden hangi otelde kaldığını sormadın, neden yardım etmedin, der Atatürk.
O gece Atatürk'ün emriyle bütün oteller aranır ve Çankaya'dan gelen araba Ahmet Rasim'i köşke götürür. Atatürk karşılar Rasim Bey'i ve sofrada yanına oturtur. Bir ara ona,
- Boş bulunan İstanbul milletvekilliğini lütfen kabul eder misiniz? diye sorar.
Ahmet Rasim'in ise ağzından şu sözcükler dökülür: -Şimdi anladım, ekmek gerçekten aslanın ağzındaymış
15 Mayıs 2019 Çarşamba
Bandırma da tiyatro
Robert Kolej de tiyatro grubu kurduk.Başımızda da bir İngiliz hocamız vardı: Hillary Sumner-Boyd.
Kızılay Bandırma Şubesinden davet aldık. O sıralarda Anadolu’da turne yapan tiyatro pek yok. Hele Bandırma’ya neredeyse hiç tiyatro gitmemiş. Büyük bir ilgi ile karşılandık. Bizi yemeğe aldılar. Kaymakam, konuşmaya başladı:
“Sayın konuklarımız” dedi. Hillary Sumner-Boyd’u gösterdi. “Aramızda bir İngiliz bulunduğu için hoş geldiniz konuşmamı Fransızca yapacağım.”
Kadehini kaldırarak devam etti:
“Je suis trés content de votre visite a Bandırma...” Ülkü tamer
14 Mayıs 2019 Salı
Altan Erbulak
Yanında çok genç ve güzel bir kadınla Altan Erbulak'ın sahne aldığı gazino da eğlenmeye gelen sarhoş ve yaşlıca bir adam sürekli etrafa sataşmak ta, sahneyi sabote etmekedir. Bir ara Altan Erbuk'a sataşıp,
-- Altan bey, kuş uçuyor mu kuş?
diye bağırır.
Altan Erbulak , adamın yanında ki genç ve güzel kadına baka baka adamı yanıtlar,
--Sen kafesin kapağını aç da , bak nasıl uçuyor
-- Altan bey, kuş uçuyor mu kuş?
diye bağırır.
Altan Erbulak , adamın yanında ki genç ve güzel kadına baka baka adamı yanıtlar,
--Sen kafesin kapağını aç da , bak nasıl uçuyor
Annesi ve İsmet Ay
Yeni Evli çiftleri '' bir yastıkta kocayın '' diyerek uğurlayan İsmet Ay'ı annesi uyarır:
--Marifet bir yastık ta kocamak değil, marifet farklı yastıklarda aynı rüyayı görmektir.
--Marifet bir yastık ta kocamak değil, marifet farklı yastıklarda aynı rüyayı görmektir.
İsmet Ay ve annesi
Tiyatro sanatçısı İsmet Ay , annesi ile konuşmaktadır:
-- Anneciğim,hep eski hatıralarını anlatıyorsun. Biraz da bugünlerden söz etsen olmaz mı?
Annesi şöyle bir bakar ve,
--Benim akılsız oğlum. Hatıralar yaşlı beyinlerin bastonudur .
demiş.
-- Anneciğim,hep eski hatıralarını anlatıyorsun. Biraz da bugünlerden söz etsen olmaz mı?
Annesi şöyle bir bakar ve,
--Benim akılsız oğlum. Hatıralar yaşlı beyinlerin bastonudur .
demiş.
6 Mayıs 2019 Pazartesi
TEK göz
“Âşık Veysel ile Yaşar Kemal kol kola İstiklal Caddesi’nde yürüyorlarmış. Malum Âşık Veysel’in iki gözü, Yaşar Kemal’in ise bir gözü görmüyor. Sait Faik bunları görmüş ve koşarak Çiçek Pasajı’na gitmiş: ‘Arkadaşlar az önce iki kişi gördüm, tek gözle yürüyorlar.’ demiş.” (Zülfü Livaneli)
2 Mayıs 2019 Perşembe
Nabi ve tuvalet
Üsküdar'da hayrat olsun diye tuvalet yaptıran bir kadı, Nabi'den bir tarih düşürmesini ister.
Şair de şu dörtlüğü yazar:
Kadım yaptı ayak yolun
Muzahref kalmasın tende
Dedi Nabiya tarihin
Sıçayım hayratına ben de
Şair de şu dörtlüğü yazar:
Kadım yaptı ayak yolun
Muzahref kalmasın tende
Dedi Nabiya tarihin
Sıçayım hayratına ben de
Harem ağasının saati
Haremağası yeni bir saat almış.Bakmasını bilmiyor.Saati de gösterecek ya...Gelen geçene sorarmış.
--Saat kaç?
--3'e çeyrek var.
Bakar.
--Benimki de öyle dermiş. Burhan Felek
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)