- Aman efendim, demek buralardasınız. Nasılsınız, bir emriniz var mı?
Yaşamının son yıllarında işsiz ve sıkıntıda olan Ahmet Rasim;
- Fırınlarda ekmeklerin dört köşe değil de yuvarlak yapılması yüzünden buralara kadar geldim işte... der.
Bu sözlerden İsmail Müştak'ın bir anlam çıkaramadığını sezince de sürdürür konuşmasını:
- Fırından bir erkek alayım dedim, elimden düşüp yuvarlanmaya başladı. Ben de yetişmek için ta buralara kadar koştum peşinden. Şaşkın şaşkın onu arıyorum şimdi.
İsmail Müştak bu olayı o gece Çankaya'da Atatürk'e anlatınca,
- Yarım yüzyıl Türk kültürüne hizmet eden bir yoksul zat, sana Ankara'da ekmek aradığını söylediği halde neden hangi otelde kaldığını sormadın, neden yardım etmedin, der Atatürk.
O gece Atatürk'ün emriyle bütün oteller aranır ve Çankaya'dan gelen araba Ahmet Rasim'i köşke götürür. Atatürk karşılar Rasim Bey'i ve sofrada yanına oturtur. Bir ara ona,
- Boş bulunan İstanbul milletvekilliğini lütfen kabul eder misiniz? diye sorar.
Ahmet Rasim'in ise ağzından şu sözcükler dökülür: -Şimdi anladım, ekmek gerçekten aslanın ağzındaymış
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder