15 Aralık 2019 Pazar

SAKALLI CELAL

ege kıyılarında bir kentte bulunduğu sıralarda, bir fener bekçiliğinin boş olduğunu duyuyor. hemen ilgili bakanlığa baş- vurarak, fener bekçiliğine atanmasını istiyor. ilgililer, «sen komü-nistsin» diyorlar. sakallı celâl bu olaydan sonra önüne gelene dert yanıyor:
— birader, diyor, düşünüyorum, içinden çıkamıyorum. acaba benim komünistliğimin fenere ne zararı var ki? ( Hasan Hüseyin Korkmaz 9


‘bir gün sakallı celal’e kadıköy vapurunda rastlamıştım. sizi hâlâ huzura kavuşmuş göremiyorum. ne istiyorsanız, ne düşünüyorsanız, hatta şimdiye kadar düşünmediklerinizin hepsini mustafa kemal paşa yaptı. neden hâlâ memnun değilsiniz, diye sordum. bana, sen hiç tiyatroya gitmedin mi, diye sorup devam etti: perde açılır, karyolaya uzanmış bir hasta görürsün, başında ilaç veren bir de hemşire vardır.
biraz sonra doktor içeri girer, nabız yoklar, reçete yazar... aslında ortada ne hasta, ne hemşire ne de doktor vardır. bunların hepsi bilirsin ki rolden ibarettir. işte bizim cumhuriyetimiz de öyle. yaşasın cumhuriyet rolünden ibaret, diye karşılık verdi!” ( Mahir iz)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder