… Ahmet Rasim lüfer alıp eve gönderiyor ve dairede evde kendisini bekleyen lüferin hayaliyle akşamı zor ediyor. Fakat eve gidiyor, bakıyor ki aşçı onu palamut gibi doğrayıp tava yapmıŞ. En çok da aşçının lüferi palamut zannetmesine kızmış.
Kızar. Çünkü üstada göre, ‘Balıkları tanımayan, özellikle lüferi tanımayan İstanbullu sayılmaz.’ BEŞİR AYVAZOĞLU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder