Bir vakitler Osmanlı zamanında Mütereddit Mehmet Efendi diye varlıklı bir paşazade varmış. Adı Mehmet de, namı mütereddit... Bu Mütereddit Mehmet Efendi kendine bir konak yaptırmak istemiş. Ünlü bir mimarı çağırmış. “Kaç paraysa vereceğim ama bana şöyle namı yürüyecek, görenlerin parmak ısıracağı bir konak yapacaksın” demiş.
Mimar siparişi almış, kolları sıvamış. Para da bol ya, kısa zamanda konağı bitirmiş.
Mütereddit Mehmet Efendi gelmiş, konağı gezmiş. Haremlik selamlık, avlu, mutfak, cariyelerin odaları, hamam falan filan hepsine tek tek bakmış. Çok, ama pek çok beğenmiş. Mimar, “Nasıl buldunuz konağı efendi hazretleri” diye sorunca, Mehmet Efendi cevap vermiş: ‘’Valla mimarbaşı pek beğendim. Yani tek kelime ile aliyülâlâ. Her şey var, hiçbir şey unutulmamış. Lakin kafama takılan bir şey var. Şu üç katlı koskoca konakta tek bir tuvalet var. Ona mana veremedim. Niyedir?’’
Mimar sırıtmış: ‘’Efendim namınız malum, Mütereddit Mehmet Efendi... Zatıâliniz sıkıştığında, alt katta mı yapsam, üst kata mı çıksam, hareme mi dalsam, selamlıkta mı otursam derken altınıza şey edersiniz diye düşündüm efendim. İşte o yüzden tek bir hela ile iktifa ettim...OSMAN AYDOĞAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder