22 Şubat 2022 Salı

FİKRET BAŞKAYA VE YÜKSEK ÜCRET

bir derste öğrencilerden biri sordu.  -- Hocam siz sosyalist bir insansınız, sosyalist bir düzen kurulduğunda en yüksek ücretin kime verilmesini isterdiniz?  Ben de --yetkim olsaydı, en yüksek ücretin maden işçilerine, bir de çöpçülere verilmesini isterdim dedim. Ve sınıf ayağa kalkmıştı…  Efendim nasıl olur, siz o kadar tahsil yapın, üniversiteyi bitirin, doktora yapın, işte doçent olun, çöpçüden ve maden işçisinden daha düşük ücret alın…” Ben de “benim o okullarda nasıl okuduğumu, o unvanları nasıl kazandığımı sanıyorsunuz? Ben bu durumumu onlara borçluyum, onların emeğinin ürünü sayesinde bu durumdayım” diye kendimi savundum… O zaman bir şeyin daha farkına vardım: Okullarda verilen eğitim eğitilenlerde, diplomalılarda, “farklı oldukları” bilincini yerleştirecek şekilde kurgulanıyor. Ve okuldan çıkanlar şöyle düşünüyor: “Eğer farklı isem, farklı yaşamaya, otorite kullanmaya, ayrıcalıklı bir statüye sahip olmaya da hakkım vardır…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder