24 Aralık 2021 Cuma

BERLUSCONİ'NİN YARDIMI

17 yaşında El Mahruq isimli Faslı bir kızla para karşılığı ilişkiye girdiği için yargılanan Silvio Berlusconi, kızın hırsızlıktan dolayı karakoldan kurtulmasında da yardımcı olmuş. Bu konuda ki savunması da şöyle: El Mahrug'u Eski Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in kızı sanmıştım. ,Diplomatik teamül gereği eski Mısır liderine bir iyilik olarak yapmak istedim. (BBC NEWS)

İÇKİ KARARI

çetin Altan, Cüneyt Arcayürek, Şinasi Nahit Berker, soğuk bir kış günü gazetenin yanında ki bir meyhaneye giderler. Mekan sahibine, --Bir kadeh bir şey içip gideceğiz derler. Mekan sahibi, tecrübelidir. --Kimse 1 kilo içmek için gelmez zaten der. Ben sizi çıkarken görürüm. FAHİR AKSOY

16 Aralık 2021 Perşembe

TEVFİK FİKRET YALISI

Şair Tevfik Fikret’in Rumeli Hisarı’nda bir yalısı vardı. Yalı bir aralık uzun müddet kiracısız kalmıştı. Fikret, nadir görülen keyifli zamanlarının birinde hem yalının kirasını ayda on liradan sekiz liraya indirdi, hem de şu kıt’ayı büyük harflerle bir kağıdın üzerine yazarak yalının camına astı. “Gel beri varsa cebinde para Verilir işbu yalı icara   Evvel on altın idi,şimdi sekiz  Sahibi bakmıyor artık kara.

ÜÇ SİLAHŞÖRLER ÖLDÜ

Alexandre Dumas Père’in Üç Silahşörler’i, Paris’te bir gazetede günlük olarak tefrika edilmektedir. , "Çok yoruldum, dinlenmeye ihtiyacım var. Tatile çıkacağım" der. Ama gazete yönetimi "Bütün Parisliler merakla bekliyor, ara veremezsin. Aksi halde mahkemeye veririz. derler. Yazar, tatide ısrarlı olunca , Alexandre Dumas mahkemeye çıkar; . Hakim, yayıncıları haklı bulur. --"Roman bitmeden yaz tatiline gidemezsin; Fransa halkını bekletemezsin; bitirmek zorundasın?!" Dumas Père, bunun üzerine, "Bana kâğıt-kalem getirir misiniz" diye seslenir. Gelen kâğıda, romanın baş aktörünün ismini yazar ve sonra da şöyle devam eder "Ayakları titredi, yere düştü ve öldü!". Kağıdı uzatır. --Evet, beyler roman bitmiştir?!

İSYAN BEĞENME

. Bir gün Cem Boyner, Muş milletvekili Dr. Mehmet Emin Sever’in YDH’ya katılmak istediğini, kendisiyle görüşülmesi gerektiğini söyledi. Prof. Asaf Savaş Akat ile birlikte Ankara’ya, Mehmet Emin Sever’le görüşmeye gittik. PKK karşıtıolan Mehmet EminSever, yemeğin orta yerinde, birdenbire, yöresel şiveyle konuşmaya başladı: “Bu Kürtler, 1925’te Şıh Sait’le ayaklandılar. İrticadır dendi. 1937’de Dersim isyanı oldu. Orası Alevi’dir, Kürtleri temsil etmez denildi. 1984’te Pekeke silahlı mücadeleye başladı. Marksist-Leninisttir damgası vuruldu. Bu Kürtlerde bir türlü isyan beğendiremiyorlar. Yahu, anlasanıza bir sıkıntı var işte..

ŞAİR KOVUCU

Azerbeycanlı şair fikret Goca, Ataol Behramoğlunun azerbeycan ziyeretinde sürekli  yanındadır. Fikret Goca'nın evinde iyice içilen bir akşam telefon çalar.Arayan KGB'dir. Fikret Goca'ya  Atatol yanında mı diye sorarlar. Yanımda der.oZAMAN derler, onu oteline gönder. Ama atatol çok içmiştir. G.tmek istemez. Şuraya kıvrılıp yatayım demektedir sürekli. Ama Şair Fikret uyarıyı anlamıştır.KGB,Ataol'un konuştuklarını duymak istemektedir. Bunu da ancak dinleme cihazı olan otelinde yapabilir.

İNANÇ VE EKONOMİ

Alman ve yunanlı rahip ülkelerinin ekonomisini konuşmaktadırlar. Alman rahip: * İki inek sahibi Alman köylü uzun vadeli bir plan kurar. İneklerin yüzyıl yaşamasını, günde bir defa yemesini ve her gün daha çok süt vermesini sağlar. Yunanlı rahip te aynı örneği ele alır. * İki inek sahibi Yunan köylü bunları hemen ucuza satar. Artık Cabrio otomobil için peşinatı bulmuştur. Alman rahip sorar. --Peki geri kalanı? Yunanlı rahip, --Biz inançlı insanlarız. Taksitler için Allah büyük

İŞBİLİR POLİS

Yıllar sonra Kadıköy de bir köşkün yıkılmasından söz ediyorduk. Babam, ''o köşk bizim arkadaşın ''dedi. --Hangi arkadaşın? dedim. Anlattı: --Hani sana 6-7 eylül olaylarını anlattım ya. O gece beraber görev yaptığımız bir arkadaştı bu. O gece bir Rum kuyumcunun önünde nöbet tuttu. Kimseyi sokmadı içeri. 6 ay sonra istifa etti. bu köşkü aldı. -- Nasıl aldı? -- Dedim ya kimseyi sokmadı içeri diye. Bir kendi girdi. KANDEMİR KONDUK

EŞEK LAZIMDI DA

Memiş bitişik komşusu Mustafa dayısının kapısını çalar. -- "Benin, Irabiye abla!" Der. Teyze sorar: --Memiş senmin u?" Memiş yanıtlar: -- Haa! Mıstıfı dayıma bişee deeyorudumda!" Teyze sorar: --Ne deyosan, sööleeveren, ne u söölecen, baken? Memiş, eşeği istiyorum anlamında seslenir. --Mısdıva dayıma eşek deecedim!" Rabiye Teyze: "Eh çocum, deeveren! deeven. Ben de diyom rahatlıyom. Sen de deever. BEDRİ ÖZER

YENİ ŞİİR

Melih Cevdet Anday diye bir şairin alayında görevli olduğunu duyan komutan şairi tanımak ister. Şiirlerinden bir kaçını okutur. pek hoşuna gitmez. -Nedir asteğmenim bunlar? diye sorar komutan, -Şiir komutanım, “der şair. Sonra anlatır. --“Efendim biz üç arkadaş şiirde bir yenilik yapmak istedik. Eski şiirler işe yaramaz birtakım insanların saçma sapan duygularıyla doluydu. Baştanbaşa büyük bir temizlik gerektiğine inandık. (…) Vezni, kafiyeyi attık. Teşbihi, istirareyi attık… komutan, elini şairin sırtına koyarak konuşur. “Yani, siz böyle böyle şiiri ortadan kaldıracaksınız, değil mi? C. HAKKI ZARİÇ

ÖLÜMÜN ZEVKZEKLİĞİ

Aralık 80 de 2 fotografçı arkadaşla( biri Savaş Ay ) Mamak'a gittik. Cezaevini gezdik. Sonra Erdal Eren'i görmek istedik. Refakat ettiler. Solgun benizli küçük bir çocuk. ''Ben kimseyi öldürmedim '' dedi. Fazla da konuşamadık . Tam çıkıyorduk şimdi rahmetli olan foto muhabiri arkadaşın zevzekliği tuttu. --Erdal, birkaç güne kadar idam edileceksin. Ne düşünüyorsun? EMİN ÇÖLAŞAN

27 Kasım 2021 Cumartesi

KRİZ ESNAFI

Yine böyle bir kriz günlerinde işleri iyi olduğu sanılan Erzurumlu esnafa sormuşlar. -- Bu sene hacca gidecek misin? Esnaf şaşkın bir şekilde cevaplamış --Deftere bakirem Hac farz olmuş, ceplere bakirem zekâta muhtaçım

EDİP CANSEVER'İN KÖPEĞİ

Küçük iskender, 20 li yaşlarda, Edip Cansever'in şiirlerini beğenmez. Bir yolculuk esnasında tren yolunda bir köpek görür. Köpek, kıpırdamadan dağlara bakmaktadır. Sonra aklına Cansever'in dizeleri gelir. --kim bakar uzaklara, şu köpekleri saymazsam... ..ve utanır. " Ben" der. --Edip Cansever'i anlayacak kapasitede bir adam değilmişim.

25 Kasım 2021 Perşembe

RADYOYA LAYIK

Sesi çok kötü, torpili çok olan bir kadını dinliyoruz pavyonda. Sonra kadın masamıza da geldi. --Nasıl buldunuz programımı dedi.Ben de --radyolara layık hanımefendi dedim. Bir gururlandı falan. Sonra açıkladım tabii. --Radyoda olsanız sıkılınca kapatırdım. Burada mecburen izliyoruz. BİR MEYHANECİNİN ANILARI

ALTINCI LENİN

Zafer Çarşısını polisler basmıştı.Bütün dükkanlardan birsürü kitap toplamışlardı. Toplanma sonrası esnaf birbirine ne kadar kitap aldıklarını soruyor.Kitap işine sonradan bulaşmış İçlerinden biri pek rahat. ''Benden sadece bir kitap aldılar'' diyor. --Hangisi ? demişler. --Ve bir Lenin demiş. Viladimir İlyiç Lenin ya yazarın adı.V.I. lenin kısaltmasını böyle okumuş. BUna benzer bir hikaye daha var. Örnekmahallesinde afişe çıktığımız bir genç işsiz arkadaş vardı. Arkadaşları kuyumcu diye çağırıyorlardı. Bu her yere kolunun altında kitaplarla gidermiş.. Bir gün kahvede arkadaşları buna takılırlar. --Okuyor musun lan o kitapları? --Elbette der.Sonra bir kitabı özellikle göstermiş. --Bu işte. Benim baş ucu kitabım . Her akşam kuran gibi açar açar okurum. --Ne kitabı o demişler. Gurura göstermiş.V.I lENİN yazan kitabı. --Altıncı Lenin. ÖRGÜTSEL DÖKÜMANLAR

TAKAS

ODTÜ öğrencilerinden Sadık adında biri çok içkili olduğu bir gecenin sabahında geç kalkınca okula gitmek üzere taksi tutmuş. Yolda elini bir atmış ki cebinde para yok. İç cebinde ise geceden kalmış açılmamış bir 35 lik kanyak varmış. Bunu teklif etmiş şoföre. Şoför, '' ver birader ''demiş.Taksi durmuş, tam incekken şoför, --Bi dur delikanlı demiş. Öğrenci şoför ne diyecek diye beklerken, şoför, torpido gözünü açmış.Torpidodan çıkardığı bir cep kaynağını uzatmış. --Paranın üstünü almadan inme demiş. DOSTÇA İLHAN ANILARI

22 Kasım 2021 Pazartesi

SEZAİ KARAKOÇ DİNDARLIĞI

diyanet: “üstadım, sizi hacca davet ediyoruz.” sezai karakoç: “bana hac henüz farz olmadı. farz olduğu zaman giderim inşallah” diyanet: “efendim, diyanet olarak sizi, biz götürmek istiyoruz” sezai karakoç: “ben milletin parası ile hacca gitmem.” Diyanet--"Arafat’ta diriliş nesli üzerine bir manifesto okuma yapardınız... Sezaı Karakoç-- Arafat vakfe yeridir manifesto mekanı değildir.

ÖLEN EĞİTİM

“Eskiden idamlar sabaha karşı yapılırmış. Belli bir süre sonra idam yaklaştığında tüm dükkanlar açılmaya, esnaf satış yapmak için bağırıp çağırmaya başlarmış. Bunun üzerine aileler de o saatte sokağa çıkar ve idam vakitleri panayır havasına bürünürmüş. Sonuçta da ölen bir adama bakarak gülen bir halk görüntüsü oluşurmuş. Ben de çöken eğitim sistemini anlattım. Hepimiz ölen bu sisteme bakarak güldük.” RIFAT ILGAZ

EŞEK TURU

Kara hafızların Mustafa Efendi, yardımseverliği sebebiyle BABA diye tanınır. Baba mebusluğu sırasında büyük adada bir köşk tutar. Bir gün kendisine misafirler gelir, yenir içilir. Sonrasında eşekle ada turu yapılır. Misafirin eşeği hızla ve zevkle koşmaya başlayınca üzerinde keyfe gelen misafir:“ha babam ha… Ha babam ha…”Diye söyler, fakat birden kara hafızların babanın yanında pot kırdığını anlayarak ifadesini değiştirir :“ha pederim ha… Ha pederim ha…”diye söylenmeye başlar. FAKİR USMAN

SAZ ÇALAN ATATÜRK

Kırşehir Belediyesi bir "Neşet Ertaş Heykeli" yaptırmış, meydana diktirmiş. hayatında Atatürk heykelinden başka heykel görmemiş olan bir köylü, Kırşehir'e pazara gelmiş. elinde sazıyla Neşet Ertaş Heykelini görünce: -ey böyük atam diye sesini yükseltmiş. -memleketi gavurlardan kurtardın, cumhuriyeti kurdun. -hepimize bubalık ettin, emme saz çaldığını da hiç bilmiyodum. -bi yaşıma daha girdim !

SULTAN REŞAD VE BAMYA

Osmanlı’nın son padişahlarından Sultan Reşat’ın mâbeyn başkâtibi Ali Fuat Türkgeldi, anılarında padişahın kendisine şaşkın bir ifadeyle böyle sorduğunu anlatıyor. Yıl 1915, Çanakkale zaferinden sonra sarayda öğle vakti dar bir kutlama yemeği veriliyor. Harbiye Nazırı Enver Paşa da altı kişilik yemeğin konuklarından. Türkgeldi yemeğin ardından evrak imzalatmak için huzura çıktığında, padişah şaşkınlığını dile getiriyor: “Başkâtip, bu adam yemek yemesini bilmiyor; bamya ile su içiyor. Hiç bamya ile su içilir mi?..” “Padişah Enver Paşa’ya bamya gibi kıymetli bir yemeğin tadını su içerek damağından sildiği için kızmış olsa gerek MEHMET YALÇIN

RACİ ALKIR

Erzurumlu saz sanatçısı Raci Alkar,hacca gitmeye karar vermiş.Rakı arkadaşları da, onun hacca gideceği gün havaalanına yakın bir yerde kafaları çekmiş, sonra aralarında 100 dolar para toplayıp  Raci yi yolcu etemeye gitmişler. Raci'ye 100 doları teslim etmişler. Raci bakmış hepsinin kafası bi dünya.Sonra kendi haline bakmış, dertlenmiş.--Ulan Raci diye kendi kendine söylenmiş. Beni bu yaşta hacca yollayanın ta....CAZIM GÜRBÜZ

16 Kasım 2021 Salı

TERZİ FİKRİ

Fikri Sönmez, 79 seçimleri öncesi esnafı dolaşıyor. “Sen solcusun, Başkan olursan paramızı vergi diye zorla elimizden alırsın!” dedik. O da “Hayır, Ben defterdeki matraha bakarak vergi almam. Adamın göbeğini mezurayla ölçüp vergi alacağım” dedi. (adam terzi ya) “Benim sistemimde kimse vergi kaçıramaz” dedi. “Parası olmayanın göbeği olmaz” dedi. “Parası olmayıp göbeği olan vergi kaçırmış demektir” dedi. Bizim koca Yusuf (Şahin) 135 kg göbek muhteşem, “abi bu ne olacak?” dedik. “İşte bu Yusuf yandı” dedi! AHMET BECİOĞLU

12 Kasım 2021 Cuma

ANARŞİST AŞIK

Ozan Emekçi,sazıyla sözüyle sol örgütlere destek veren, eylemler de yer alan bir aşıktır. Bir grev eyleminde göz altına alınır. Komser babacan bir tavırla nasihat eder. --Yav sen biçim bir aşıksın? Der. Aşik dediğin Karaoğlandan, yunustan, emrahtan, Dadaloglundan okur. Senin ne işin var bu anarşistlerle? Aşık cevap vermez. Dışarı çıktığında yanındakine söylenir. --Bunca yıllık ozanım. Daha anarsik olmayan aşıķ görmedim. Saydıklarinin hepsi anarsiklerin kralıydı.

10 Kasım 2021 Çarşamba

AYSEL GÜREL AŞIKLARI

Aysel Gürel'in evinde bir sürü 18- 19 yaşında genç erkek fotoğrafları gördüm. hepsinin de arkası yazılıydı. işte, "Aysel'ciğim sensiz Bodrum gecelerinin hiç tadı yok" ya da "Ah keşke bu mehtabı seninle paylaşabilseydik" gibisinden. sordum "Nereden buluyorsun bu kadar genç aşığı?" Aysel gülümsedi : "Yok canım, o fotoğrafları bir yerlerden bulup arkalarına o yazıları ben yazıyorum. Birilerini kızdırmak hoşuma gidiyor." EROL EVGİN

8 Kasım 2021 Pazartesi

YAŞAR NEZİHE'NİN EVLİLİĞİ

...13 yıl aradan sonra Yusuf Niyazi Bey'le evlenmeye karar verdik. Nikah günümüzü uğurlu gelsin diye 2. meşrutiyetin 4 yıl dönümü olan 10 temmuz 1912 ye denk getirdik. Yusuf bey, --10 benim içinde önemli bir rakam demişti. Görev yeri Cide ye vardığımız da O ince ruhlu sanatkarın 2 karısı ev de bekliyordu. Nikahlandığımız 10 temmuz günü Yusuf Bey'in 10. cu karısıymışım da haberim yokmuş. ( YAŞAR NEZİHE )

KKTC TANINIRLIĞI

Denktaş ve Kleridis çocukluk arkadaşıdırlar. İki ihtiyar olarak bir gün parkta buluşurlar. Denktaş der ki: “Glafkos, hatırlıyor musun küçükken de bu parka gelirdik ve bir oyun oynardık. Ben senin gözlerini kapatırdım ve sen benim kim olduğumu bilirdin. Yine oynayalım mı?” Kleridis “ Oynayalım” der ve Denktaş arkadan Kleridis’in gözlerini kapatır. Kleridis:” Sen Rauf’sun” der. Denktaş bir çığlık atarak havaya fırlar.“ Sonunda beni tanıdın. Sonunda beni tanıdın işte!” (KKTC'yi tanımak NEŞE YAŞİN)

YABANCI DİL

.Bosna-Hersek savaşında, Sırplar esir aldıkları BM gücünden Fransız askerlerine, işkence olsun diye İngilizce öğretmeye kalkışmışlar. Eminim Fransızlara, bundan daha büyük bir ceza düşünülemezdi! AYLİN GÖÇMEN

2 Kasım 2021 Salı

OTHELLO KAMİL

0 dönemin alaydan yetişme yetenekli sanatçılarından olan Otello Kâmil de bir ara Burhanettin Grubu nda roller almıştı. Yeteneği ile olduğu kadar, şakacılığı ile de meşhur olan Kâmil in ustasıyla oynadığı zamana ait şöyle bir anekdotu vardır: Burhanet'in Bey, Napoleon rolünü oynuyor. Çok tutunduğu kanısında olduğu için rolünü baştan sona kadar ezberlemek gereğini duymamış, bazen elindeki dosyalara, kâğıtlara bakar gibi yap'p bazı pasajlan okuyarak oynamakta. Oyunun bir yerinde çavuş rolünü yapan Kâmil, Napoleon a bir generalinden yazılmış bir mektup getirecek, Burhanettin Bey bu mektubu iri harflerle güzelce yazdırmış. Mektup nasılsa elime veriliyor, oradan okurum diye güveniyor.  Ama yazılı kâğıt getirmekten usanan ve belli ki, biraz da patronuna kızan Kâmil, Bir keresinde boş bir kâğıt getirmiş. Burhanettin Bey tam yüksek sesle okumaya hazırlanırken birden sararmış. Kâğıt boş.bozuntuya vermemiş. --Al çavuş, oku şunu bakalım demiş, Generalimiz ne yazmış? Kâmil bunun da hazırlığını yaptığı için kâğıdı saygıyla tekrar imparatora uzatmış. --İmparator hazretleri şaka ediyorlar herhalde. Çok iyi bilirsiniz ki. benim okumam yazmam yoktur haşmetmaab demiş. (OSMANLI DRAM KUMPANYASI)

MANAS EFENDİ

Abdülhamit devrinde Milli Eğitim Bakanı olan Münip Paşa’yı eski arkadaşlarından MenasEfendi de kutlamaya gelmiş. Tebrik ve teşekkürlerden sonra kahveler içilmiş. Münip Paşa, eski kalemarkadaşı Menas Efendi’yi Odadakilere tanıtmış; “Menas Efendi, benim kalem arkadaşımdır. Dışişleri tercüme odasında beraber bulunduk. Ben paşa oldum, o hâlâ efendidir. Çektiği dilinin belasıdır.” Menas Efendi cevap vermiş; “Evet Paşa doğru söylüyor. Çektiğim dilimin belasıdır. Ancak bu belayı yalnız ben çekiyorum.Bakan Paşaların, Padişahımıza doğruyu söylememelerinin cezasını ise 36 milyon halk çekiyor.” -------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Bir gün Bebek’teki Yusuf Kamil Paşa yalısında Mithat ve Şirvanizade Rüştü Paşa’lar birlikteyemek yedikleri sırada Menas Efendi gelir. Gösterilen izin üzerine bir kenara oturur.Paşalar çilek yerken Kamil Paşa: “Çileği dalgınlıkla tuza batırıp yedim. Pek tatlı oldu.” der. Rüştü Paşa da çileği tuza batırıpyedikten sonra Yusuf Kamil Paşa’ya yaranmak için; “Gerçekten pek tatlı” demesi üzerine Mithat Paşa takılır; “Menas Efendi işitiyor musun?” Menas Efendi hemen cevabı yapıştırır.“Çilek meclisinde zarar yoksa da Bakanlar Kurulu’nda da hep böyle oluyor.”

30 Ekim 2021 Cumartesi

3. ORDU

Şinasi Nahit Berker, 1960 martında yedek subay olur. Erzurum'a kura çeker. Yol boyu içtiği tren yolculuğundan sonra Erzurum gar da iner. Hemen postahane ye gidip telgraf çeker. Sayın İsmet İnönü, Pembe köşk Ankara. Paşam üçüncü ordu emrinizdedir. imza: Astegmen Şinasi Nahit Berker. (NAZIM ALPMAN )

26 Ekim 2021 Salı

MEHMET GÜRELİ DERGİSİ

Bana bir gün dergi teklif ettiler: Gazeteciler Cemiyeti’nden “Dergi çıkaralım” diyen iki adam geldi. Sözleştik. Benim de bir dergi vardı elimde, koydum masaya. Rakı içiyoruz. Bardağını benim derginin üstüne koydu mu adam? Dedim ki; “Sizle dergi çıkarmam!” “Niye?” dediler. “Bunun üzerine bardak koyan adamla dergi çıkarılmaz!” dedim. Adam hala “Bu kadar takıntı olur mu?” falan diyordu. MEHMET GÜRELİ

FİDEL VE DUYGU ASENA

Leyla Umar artık “yakın arkadaşı” olan Küba liderine Duygu Asena'yı takdim ediyor: -Fidel, bunun çok satan bir kitabı var ama nasıl, baştan sona seks!.. Castro gülümseyerek Duygu’ya dönüyor: -Hanımefendi otobiyografinizi mi yazdınız? NAZIM ALPMAN

18 Ekim 2021 Pazartesi

AHMET SEZGİN VE AŞIK VEYSEL

"birgün ankara radyosu'nda yurttan sesler programı öncesi sigara molası verildi. programın konuğu aşık veysel. veysel'e şöyle bir baktım ve oturduğum yerde nota kağıtlarından birine veysel'in resmini çizdim. yanımda oturan saniye can kağıdı kaptı elimden, sarısözen'e götürdü. hoca; -"veysel, senin resmini yapmış sezgin" dedi veysel'e dönerek kağıdı uzatır gibi yaptı. veysel elini uzattı, kağıdı aldı, bakar gibi yaptı. benim oturduğum yere doğru döndü ve dedi ki; -"sezgin çok güzel yapmışşın amma gozlerini kapalı yapmışsın." AHMET SEZGİN

13 Ekim 2021 Çarşamba

EĞE OTLAKÇISI

Denizlili biri,tarla komşusu ile konuşmaktadır. --Üsen,kibridin va mı,kibridin? -Olma mı len. Va tabi. --Tütünün de va mı? --Gömüyon mu len? Cigara içip durum ya! --O zaman senin kaadın da vadı.. --He ya. --O zaman ben sarmasını bilmeyon. Bana bi cigara sarıvecen mi? Adam sabır çekip, sigarasını sarar verir. Otlakçı derin bir nefes çektikten sonra söylenir. --Len Üsen abe! Bana cigarayı bırak deyolla. Sence de bıraken mi? Üsen, öfkeyle konuşur: --Kibridi elden, tütünü elden, kaadı elden,sarması elden olunca neye bırakcen olum ! Savırttırıve gitsin. HEY GİDİNİN EGELİSİ

GAZİ 'NİN ÖFKESİ

3 EYLÜL 1922, öDEMİŞ'İN KURTULUŞU. Bir kurtuluş gününde o zamanlar sağ kalan yaşlıca bir gaziyi o günleri anlatması için kürsüye çağırırlar. --Arkıdeşle.. Gadeşlee A..godumun düşmenin elinden çok çekdik.Gappanalıla da merhamet yokdu.Bakdık olcek yok.Dağa gaçtık.Ordan da orduya gatıldık. Neyisem. Afyon cephesinde biz düşmeni yendik.Onna gaçıyolla,biz govalıyoz.Ben bağırıyon. --Gaçmeyin len..na goduğumun cavırları..Anasını s...n deyyusları, buraları sahipsiz mi sandınız len? Gazi anlatıkça coşouyor, costukça küfür ediyor. Sonuda kaymakam dayanamıyor. Yanındakilere --Valla bizim gazi iyice coştu. Küfür yemeden bir indirmeye çalışın '' diyor. HEY GİDİNİN EGELİSİ

GÜLGÜN'ÜN GEZİSİ

K yerine G kullanılmaması üzerinde duruyordu yeni öğretmenimiz. --Gonya denmez, Konya denir.Gavun denmez; Kavun denir.Geçi denmez, Keçi denir. konuşması bitince derse başladık.İşleyeceğimiz metnin sayfasını açtık. Bana , --Metni sesle oku bakalım dedi. Metin, '' Gülgün'ün gezisi idi. Gülgün o gün geziye gidecekti.Uygun bir giysi seçmeye çalışıyordu '' Öğretmenimin anlattıklarını anladığımı göstermeye başladım., --Külkünün kezisi.. Külkün o gün keziye kidecekti. Uykun bir kiysi seçmeye çalışıyordu. Kahkahalar dün gibi aklımda.SAADETTİN ÖZTÜRK

11 Ekim 2021 Pazartesi

ERZURUM

Bir dervişe "nerden geliyorsun" demişler. "Kar rahmetinden geliyorum" demiş. "O ne diyardır" demişler. "Soğuktan ere zulüm olan Erzurum'dur" demiş. "Orada yaz olduğuna rast geldin mî" demişler. "Vallahi, 11 ay, 29 gün sakin oldum. Halk hep yaz gelecek dediler. Ben göremedim" demiş. EVLİYA ÇELEBİ SEYAHATNAMESINDEN SEÇMELERİ

siyasi film

Birkaç arkadaş karar vermişiz Güneş Sineması’na gideceğiz. Varıyoruz, afişlerin yapıştırıldığı duyuru tahtalarının yanına, tahtalar bomboş. Bir anlam veremiyoruz, soruyoruz birbirimize, “Yahu neden boş burası acaba?” Tam karşıda Halk Müziğimizin dev sanatçılarından Mükerrem Kemertaş’ın delidolu kardeşinin kundura onarım dükkânı var, dükkânın önünde duruyormuş deri iş önlüğü ile, oradan bağırdı bize: “Gardaş, orda bu akşam film yok, Erbakan oynir…” “Erbakan mı?” “He ya… Gonuşma yapacah orda…” Dayanamayıp diyorum ki: “Ben de sandım ki o da film çevirmiş…” “Ohooo, O ne filmler çevirecah, hele bekleyin…” CAZIM GÜRBÜZ

felsefe 'yi özümsemek

oğlu çınar oskay yazdığı yazıda bir anekdot aktarmıştı. ünsal hoca 1984'te paris'e gittiğinde walter benjamin'in evini çevreleyen zincirden atlamış ve onun çalışma masasına oturmuş. masaya, kâğıtlara dokunmuş, koklamış üzerine bir de ağlamaya başlamış. polis, ünsal hocayı gözaltına almış, haber vermek için arkadaşlarını arayarak "burada uslu efendi bir adam var ama sanırım akıl hastası demişler."

neyzen hamamda

Bir gün Neyzen arkadaşı çaycı Hacı ile İbrahim Pasa Hamamına gitmişlerdi. Keyif bu ya, İki dost ufak bir damacanaya papazın düzü denilen rakıyı doldurttular. Rakıyı da kurnalardan birine döktüler, başına geçip taslarla içmeye başladılar.Neyzen çaldı, Hacı okudu. Üçüncü gün peştamalları da attılar. Çırılçıplak, ney çalarak, okuyarak, şiir söyleyerek günü geçirdiler. Hamamın sıcaklığı da onları bol bol terletiyor ve bu yüzden içki tutmuyor, adamakıllı sarhoş olamıyorlardı. Ne yapmalı? Neyzen hemen kararını verdi, sırtına bir peştamal alarak sokağa fırladı. Direkler arasındaki Sokrat eczanesine koşarak büyük bir sise eter aldı. Hamama dönünce eteri, rakıyı kurnaya döker. Başlarlar içmeye.Taslar çoktan kurnanın dibinde, rakının içinde, kim çıkaracak? Esasen tasa ne hacet var, beygir gibi eğilip içmek dururken??? eğilip lakır lakır içerler. Bu cümbüş dört gün sürer. Nasıl oluyorsa, iki kafadar Adem, Havva, Şeytan ve Cennet hakkında bir bahse, bir münakasaya giriyorlar.İki çıplak Adem in cennette nasıl gezdiğini, elbisesini, donu olup olmadığını konuşuyorlar. Ve nihayet Adem inde cennette kendileri gibi çıplak yaşadığına hükmediyorlar. Madem ki Adem Babamız çıplak gezerdi, onlar niçin gezmesin?"Gezerim, gezemezsin" derken Neyzen fırlayarak "Ben gezerim, iste Şehzadebaşı'na gidiyorum!" diyerek hamamın kapısından sokağa uğruyor. Neyzenin çıkamayacağına inanan Hacı, belki dışarıda, soğuklukta gizlenmiştir düşüncesiyle Neyzen in peşinden -kontrol kaygısıyla- çıkıyor. Fakat Neyzen in sokağa çıktığını öğrenince, o da fırlıyor. Neyzen önde Hacı arkada, ikisi de çıplak, sakallar uzamış Şehzadebaşı'na kadar geliyorlar.

Şımartmayacan yazarları

Süavi Süalp, ilk zamanlar yazılarını götürdüğünde derginin patronu --Sağol. Bırak oraya . Haftaya yine getir deyip işiyle meşgul  olurmuş.Süalp odadan çıkınca deli gibi atılıp bıraktığı yazıları kahkalarla odadakilere okur, --Harika bu herif . Harika diye bağırırmış. Kandemir Konduk

12 eylül cezası

O dönem yazdığım şiirler TKP nin sesi rayosunda yayınlanıca tutuklandım.1 yıla yakın  yattığım CEZAEVinden yeni çıkmışım. Karakola çağırdılar. Karadenizli bir komiser ,--Ula ne pok yedin Antalya da diye karşıladı. Hayatımda Antalyayı görmemişim. Sonrasında anlaşıldı ki;başkaca ceza verilemeyince sıkıyönetim mahkemesi Bana 1 ay Antalya ya gitmeme cezası vermiş.Tamam dedim. Bir ay boyunca her gün karakola gidip imza verdim. İmzamı bitirdiğim günün ertesi --Ne varmış bu Antalya da bir gidip göreyim diyerek Hiç aklımda yokken Antalya ya gittim. REİS ÇELİK

Yerli Robin Hood

MUAMMER Hacıoğlu, şairliği yanında tam bir hayat adamıydı.Arada maliye, polis geceleri düzenler. Bu biletleri esnafa satardı. İşin iç yüzünü kendi anlatıyor. --Bu geceleri takvimden ayarlardık.Ya Ramazanın ilk gecesine, ya kandil gecelerine denk gelecek şekilde 2 ay önceden biletleri basar dağıtırdık. 300 davetiye basılmışsa 40- 50 kişi ya gelir ya gelmezdi.Paranın gerisi bize kalır. Sonra hapisten yeni çıkmış, işsiz kalmış tm garibanlarına ya sofra kurulur ya koltuk çıkılırdı. GELDİM GÖRDÜM ÇOK GÜLDÜM

25 Eylül 2021 Cumartesi

KUL

Adamın biri, en büyük mucizesi Allah'la konuşmak olduğu bilinen Musa Peygamberin sürekli yolunu kesip --Sor bakalım Allah'a Ya Musa. Ben cennetlik miyim, yoksa cehennemlik mi dermiş. Bir gün yine bu soruyla karşılaşınca Peygamber. --Sordum demiş. O kulum cehennemliktir dedi. Ama bir bakmış adam sevinç içinde. --Yanlış anladın galiba demiş. Cehennemlik dedi. --Önemli değil demiş adam. Kulum dedi ya, kulum dedi ya o yeter bana. ( Kısas-ı Enbiya-ABDÜLKADİR GÜNYAZ)

18 Eylül 2021 Cumartesi

OPERACI VATMAN

50 li yıllarda İstanbul Belediyesi şehir korosunda çalışıyoruz. Macar piyaniste uyarak koroca ''La minör ''ü bir türlü uyumlu çıkaramıyoruz. Hocamız Muhittin Sadak bey sinir içinde. Tek tek hepimizi kaldırmaya başladı. -- ver bakalım La minör. İstediği gibi olmayınca patladı. -- bİR LA Minör çıkaramıyorsunuz, ama operacı olacaksınız öyle mi? O sırada yoldan geçen tramvayın sesi duyuldu. -- dan dan daan! Muhittin bey pencereye koştu. -- verdi ! Vatman verdi ! Operacı o işte. İSMET AY

11 Eylül 2021 Cumartesi

polis gözetimi

Erol Toy, apartman aidatını kapıcıya verirken kapıcı aidatını yükseltmesi gerektiğini söyler. Sebeb de şudur. -- Her sabah seni izleyen polislerin sigaralarını , çekirdeklerini süpürmekten imanım gevredi. ONLARI TANIDIM

10 Eylül 2021 Cuma

PAZARLIK

Bahriyeli Paskal Sami adında eski muziplerden bir zat, Galata 'da ki Tokatlı lokantasına girip pATRON Agop efendiye sormuş. --Efendi, cebimde ki parayla lokantanızda yemek yiyebilir miyim? .. Agop efendi, şaşırmış. --Elbette yiyebilirsiniz kuzum demiş. Sami merhum, 2 kadeh rakı eşliğinde bir güzel yemek yemiş.Sonra cebinde ki 10 kuruşu Agop Efendiye uzatmış. Agop Efendi şaşırmış. --Nasıl olur hesabınız 2 lira. Sami efendi, kaşlarını çatmış. --Yoo, ben sana cebimde ki parayla yemek yiyebilir miyim ? diye şart koşmuştum.. HİLMİ YÜCEBAŞ

ey ehli vatan

Meşrutiyetin ilanından sonra, halk arasında bir sınıf ve zümre rekabeti başladı.Rekabet Bilhassa Selaniklilerin üstünde toplanıyor,memuriyetlere onların tayin edilmesi halkı sinirlendiriyordu. Bu mesele hakkında fikri sorulan Borazan Tevfik şu cevabı verir. --Selanikliler geldi. ''Kalkın ey ehli vatan '' dediler.Biz kalktık, onlar oturdu.

KIBRIS EŞEĞİ

bORAZAN tEVFİK,KIBRISLI BİR ZATIN EVİNDE MİSAFİRMİŞ. EŞEKLERDEN BAHİS AÇILMIŞ. --BİZİM KIBRIS EŞEKLERİNİN ÜSTÜNE YOKTUR. BU KONU ÜZERİNE MECLİSTE TARTIŞMA BAŞLAMIŞ. EŞEK MUHABBETİNDEN SIKILAN BORAZAN , YEMEK TE VERİLMEYİNCE, --ELBETTE KIBRIS MERKEBİ MAKBULDÜR. BEY ORALIDIR. BİLİR !

TAKLİT

2.Cİ Abdülhamit'in kızlarağası, Borazan Tevfikle eğlenmektedir. --Bana bir taklit yap. --Hay hay efendim der, Tevfik. Size kastanbolulu taklidiyapayım. --Olmaz der ağa. Berberbaşı Kastanboluludur. Alınır. --Haklısınız efendim. Arnavut taklidi yapayım. --Zinhar ! der ağa. Silahşör Tahir paşa Arnavuttur. --Arap? --Arap İzzet Paşa'ya ayıp olur. --Çerkez ? --Kaba sakal Mehmet paşayla aramı mı açamak istiyorsun sen? -- Hah, bldum Yahudi taklidi? --Kuyumcu Haronaçi ye çok işimiz düşüyor. --siz emredin paşa ne taklidi yapayım ? Paş düşünür düşünür, --Tevfik bey en iyisi masa taklidi yapın der. Ve ekler, bu devirde eğlenmek çok tehlikeli REFİ CEVAD ULUNAY

DUYUNİ HUSUSİYE

Meşrutiyet devrinin sonlarına doğru, topluca paraya ihtiyacı olan Borazan Tevfik, arkadaşı Maliye Nazırı Cavit Bey' in kapısını çalar. --Sizinle bir mesele görüşmeye geldim. Cavit Bey, kalın dosyalar arasında meşguldür. --Ben de mali bir mesele ile meşgülüm. Duyuni Umumiye ! Tevfik bey ısrarcıdır. --Beyefendi ! Benimkisi daha beter. Duyuni Hususiye ! NECDET RÜŞTÜ EFE

7 Eylül 2021 Salı

TUNCEL KURTİZ LAMBASI

Tuncel Kurtiz,Gençlik yıllarında İstanbul'da İETT'de çalışır. Kurumun başında Usta Yazar Orhan Hançerlioğlu vardır. Tuncel Kurtiz'in Görevi de Bebek semtinde gece yanmayan sokak lambalarını rapor etmektir. Bir köşebaşında lâmba vardır ki iki günde bir tamir edilse de kontrola gittiğinde bozuktur. Araştırır ve öğrenir; o köşe aşıkların buluşma noktasıdır! Aşıklar kırıyordur "loş olsun" diye... Ama rapor etmesi de şarttır lambayı. Bir süre sonra bakar, lamba hep yanmaktadır. Anlar aşkın hep karanlıkları sevdiğini... Tutar yerden bir taş alır o kırar ampulu!... SIDDIK AKBAYIR

12 EYLÜL İMAMI

Can Baba, Aysan, Erdal Alova ve Refik Durbaş kongreden çıkarlar.Niyetleri birkaç kadeh parlatıp Aysan’ı Ankara’ya yolcu etmektir.Cağaloğlu’nda bir taksiye binerler.Tam vilayetin önüne geldiklerindeCan Baba camı aralar; başlar 12 Eylül generalleri üzerine bağırıp çağırmaya.Şoför, hemen el frenini çeker!12 Eylül günleridir ya, ‘’Sen’’ der ‘’Böyle nasıl konuşursun devlet büyükleri hakkında?’’Can Baba, yüzünü masumiyet tülüyle süsleyerek,‘’Ben’’ der, ‘’Samsun’un Kavak ilçesinde bir imamdım, beni işten attılar; ne hakları  vardı buna?’’Şoför yumuşar, yola koyulurlar yeniden.Ve Gar Lokantası önüne gelirler.Taksi ücretini vereceklerdir.Şoför, Can Baba’ya sarılır: ‘’Hoca efendi senden de mi para alacağız’’ diyerek yolcularını uğurlar. SIDDIK AKBAYIR

NAZIM KAÇMASAYDI..

Bir gün bir yerde, Nâzım Hikmet’ten konuşuyorduk. Kaçmasaydı öldürüleceğinden söz ediyorduk. Birisi dedi ki: ‘Nâzım, keşke kaçmasaydı da ülkesinde ölseydi.’ Melih Cevdet’in de cevabı şöyle oldu: Siz hiç öldünüz mü?” (Orhan KARAVELİ)

3 Eylül 2021 Cuma

AÇIK ÇAY

Erzurum çaysız olmaz. Çay Erzurum kültürünün simgesidir. Hem kıtlama içerler, hem de koyu.. Erzurumlu bir kadın köye gitmiş. Açık Çay ikram etmişler. Kadın çaya bakmış: Kadehi pencereye tutmuş: 'Burası çan köyi, amburası Kevahor, ahandır çiftlik, az da açık olsa Erzurum gözükeceh.' EROL METİN

26 Ağustos 2021 Perşembe

VEJETERYAN

ŞİŞLİ Ermeni sosyetesinde vejetaryenlik o sıra pek modadır ve bu sosyeteye mensup Siranuş ve Tamar hanımlar Bağlarbaşılı yoksul akraba Seta hanımı da yanlarına almışlar, uyguladıkları bitkisel rejim hakkında konuşmaktadırlar. Önce Siranuş hanım sebze ve meyvalarını ballandıra ballandıra anlatır. Sıra Tamar hanıma gelince o da, ‘eğer ağzıma tam bir senedir tek lokma et girdiyse rahmetli babamın mezarını görmek nasip olmasın’ diye yemini basar. Seta hanım bu züppeliğe dayamaz ve Tamar'a dönerek, ‘ha, her akşam sen Mihran’dan yediğini Samatya bostanının zerzavatı sanoorsundur'u yapıştırır. HADİ ULUENGİN

SİİRT TÜRKÇESİ

Siirt'e yeni atanan bir Vali (İZZETTİN ÇAĞPAR), Arapça konuşmayı yasaklamış. kayınpederlerinden evlerine dönen bir hemşerimiz ve eşinin önüne bir polis çıkıvermiş. :-Gecenin bu saatinde nereden geliyor sunuz? demiş.Türkçe bilmeyen Siirtli kuracağı her cümlenin donuna '' DEN'' takısını eklerse bunun Türkçe olacağını sandığından :-MIN BEYT EHMESİNDEN!“Kayınpederimin evinden geliyorum demiş.  Polis , anlamayınca -KELİYESİNDEN!KELİYE Siirt’çe (KAVURMA) demek. Böyle söyleyince, Polisin kavurma için davet edildiğini anlayacağını sanıyor olmalı ki, -RIHNA BEYT EHMESİNDEN, TAKTAKINDEN, RAKRAKINDEN, KELİYESİNDEN, GERGİŞ-MERGİŞ! (Kayınpederlerimize gitmiştik. Kavurma yaptıkları için bizi davet etmişlerdi. Kapılarını TAK-TAK, RAK-RAK çaldık. Önümüze kavurma ve et koymuşlardı.İştahla yedik! ) Polis, birşey anlamasa da devam et, git! demiş. polisin eliyle yaptığı işaretin “yolunuza devam edin” anlamına geldiğini anlayan Siirtli, gururlanarak karısına söylenmiş:-Polis olmuş ama, daha Türkçe konuşmasını bilmiyor! (FATİH ARITÜRK)

HIRS

Fahrettin Kerim Gökay, İstanbul Valisi olunca Mazhar Osman şunları söyler; “Onu iyi tanırım, benim yanımda yetişti.. Yetenekli ve hırslıydı.. Bir an önce yükselmek istiyordu.. Sonunda Ordinaryüs Profesör oldu ama üniversitede bunun üstünde bir makam yok!.. Şimdi valiliğe getirildi.. Yakında milletvekili, sonra da bakan olmak isteyecek ve sanırım olacak.. Sonra başbakanlığa gelmek isteyecek.. Türkiye’de bu da olabilir.. Siyasetin en yüksek makamı Cumhurbaşkanlığı, belli olmaz, Cumhurbaşkanlığına da getirilebilir.. Fakat daha sonra “PEYGAMBER” olmak isteyecek ki, işte o zaman onu yine bana, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne getireceklerdir!..”

23 Ağustos 2021 Pazartesi

ŞAİR ADI

Genç birşairken, Beyoğlunda Tarık Dursun K'ya rastladım. yanında bir adam. Tarık bizi tanıştırdı. Adam adımın Ülkü Tamer, olduğunu öğrenince acayip bir tepki gösterdi. --Sende mi erkeksin? --Efendim dedim. Tarık , ''Ben birşey anlamadım '' dedi. Adamı kolundan tuttu. Adam, sinirle, --bIRAK ABİ YA, Ben kime yakınlık duysam erkek çıkıyor. Ege Ernart'ı kız sanıyordum,erkek çıktı. Ece Ayhan'ı kız sanıyordum, o da erkekmiş.Son ümidim Ülkü Tamerdi. Karşıma böyle bir adam çıktı. Biz kime yazılacağiz. ÜLKÜ TAMER

AYDIN EVİ

Muğla’dan bir grup aydın arkadaşım sürekli beni Muğla’ya davet ediyorlardı ve görürsem çok seveceğimi hatta oradan ayrılamayacağımı belirtiyorlardı. Bir ev yapmışlar, hiçbir kimyasal yapı malzemesi kullanmadan, tümüyle toprak kerpiç, boya kullanılmamış, beton kullanılmamış... Evde elektrik yok, suyu kuyudan çekiyorlar, işliyorlar. İnternet yok, haşere ilacı kullanmıyorlar. Bahçedeki bitkilere hiçbir kimyasal kullanmıyorlar. Karbon ayak izlerini minimize edilecek en düşük noktaya çekmişler. Bu evi uzun uzun anlattılar ve benim bunu görünce bayılacağımı düşünüyorlardı. onlara dedim ki “Tarif ettiğiniz gibi evden canımı kurtarana kadar akla karayı seçtim. “Bu yüzden dedim, “Siz ne zaman düzgün bir ev yapıp elektriğini, suyunu çekerseniz beni o zaman çağırın”. S.S. ÖNDER

19 Ağustos 2021 Perşembe

KARS FIKRASI

Bir gün biri çıxır söyüd ağacına. Dostu deyir: «Hara çıxırsan?» — «Armud yeməyə». Dostu deyir: «Axı bu söyüd ağacıdır». -«Nə olsun, armud cibimdədi».

16 Ağustos 2021 Pazartesi

HALİL LÜTFÜ DÖRDÜNCÜ

.Benzin zammına aşırı tepki veren, cimriliğiyle ünlü Halil Lütfü Dördüncü'ye, "Hoca, senin araban yok ki, neden bu kadar tepki veriyorsun" diyen meslektaşlarına, "olsun bizim de, çakmağımız var ya" ENGİN KÖKLÜÇINAR

VALİ'NİN KÖPEĞİ

Yıl 1947. Tek parti iktidarının ünlü valilerinden İzmir Valisi Şerif Soyer Konya’ya tayin olur. Bir kaç ay sonra vali beyin köpeği bir garsonu ısırır. Ancak vali bey köpeğinin müşahadeye (tetkik, kontrol) alınmasına izin vermez. Adeta köpeğinin dokunulmazlığı varmış gibi... İş basına akseder. Bedii Faik’de Dünya Gazetesi’nde bir kaç yazı yazar. Ve dokunulmazlığı eleştirir. Ancak vali direnir. Hatta gazeteye bir iki ikaz mektubu da gönderir. Vali olayı inkar eder. Sonunda Bedii Faik yanıt verir. “ Bazı şöhretlerin adlarıyla birlikte, bazı hayvanlar aklımıza gelir. Mesela Nasrettin Hoca denince eşeği, Resneli Niyazi denilince geyiği, Kloepatra denince, O’nu ısıran yılanı anmadan geçemeyeceğimiz gibi, şimdiden sonra anlaşılıyor ki, Şefik Soyer der demez de, hemen bir köpeği hatırlayacağız. ENGİN KÖKLÜÇINAR

13 Ağustos 2021 Cuma

ÇALLI'NIN PALTOSU

“İbrahim Çallı ile Recep Peker galiba Rejans’ın vestiyerinde karşılaşmışlar. İkisinin de paltosu aynı. İbrahim Çallı ‘Aa ikimizin de paltosu aynı’ demiş. Bunun üzerine Recep Peker ‘Ama benimkinin içinde kürküm var’ deyince; İbrahim Çallı: ‘Hocam benimkinin de içinde İbrahim Çallı var’ demiş.”

İYİ POLİTİKACI

Churchill, iyi siyasetçi olmayı anlatmaktadır. “İyi bir politikacı yarın, ertesi gün, bir hafta sonra, üç ay veya bir yıl sonra neler olacağını tahmin eden, önceden gören insandır. Sonra duraklıyor, iki-üç nefesten sonra gülümseyerek devam ediyor. ‘Sonra da, tahminlerinin niye çıkmadığını inandırıcı ve ikna edici sözlerle anlatabilen insan

TİRYAKİ ÖDÜLÜ

“Adam yemin etmiş ‘bir daha içki içmeyeceğim’ diye. Akşam, işinden çıkmış, evine gidiyor. Yolunun üstündeki ilk meyhanede şöyle bir durakladıktan sonra, kendi kendine ‘yürü oğlum evine’. Yürümüş ikincide yine aynı terane... Üçüncü meyhaneyi de, kendi kendisi ile bir iç savaştan sonra geçince; - Aferin sana demiş. Sözünün eri imişsin be... Gel sana bir rakı ısmarlayayım.”

DEMOKRAT DELİ

Adamın birini tımarhaneye tıkmışlar “delisin” diye.. Doktor bakmış adam sağlam. En ünlü profesörleri çağırmışlar, onlarda bakmış adam sağlam. Sonunda sormuşlar: - “Niye buraya tıktılar seni?” diye. - “Efendim ben herkese deli diyorum onun için” demiş. Sormuşlar; “Peki onlar sana ne diyor?” - “Onlarda bana deli diyorlar” - “Eee, peki sonunda ne oldu?” - “Ne olacak, demokrasi kazandı.”

VAKİT GAZETESİ

Atatürk, İstanbul’a geliyor. VAKİT’in manşeti “GAZİ HAZRETLERİ İSTANBUL’DA” olacakken, “G” yerine “M” çıkıyor ve müsahhih de (düzeltmen) farketmediğinden, manşet “MAZİ HAZRETLERİ İSTANBUL’DA” oluyor.Tabii o gece yemekte Hakkı Tarık Us, kafasını kaldırıp da Atatürk’e bakamıyor bile... Ancak bir iki saat sonra, büyük Atatürk, Us’a dönerek;“Hakkı Tarık üzülme, üzülme. Müsahhihin okumadığı gazeteyi, halk hiç okumaz” diyor

11 Ağustos 2021 Çarşamba

HABER DİNLEYİCİSİ

TRT'nin "Tarko binası" diye tabir edilen Kavaklıdere'deki binasındaki haber stüdyosunda bir ana haber bülteni sonrası dekorun arkasında yatan bir evsiz adam bulunur. Hali perişan bu adam burada ne aradığını soranlara "Haberleri dinliyordum" cevabını verdi. Ya haberler canlı okunurken oradan kalkıp spikerin yanına gelseydi. Binaya turnike sistemi konmasında bu olayın etkisi olduğunu sanıyorum GÜRCAN ARITÜRK

PAPAZIN KİTABI

Bir papaz, kilisedeki görevi sonrasında bulunduğu semtte gençlerle tiyatro yapıyor. Buna canı sıkılan bir siyasetçi, bir gün onu dört bir yanı tiyatro kitaplarıyla çevrili çalışma odasında ziyaret ediyor. “Sayın peder, diyor, “peki bunca kitabın arasında sizin kutsal kitabınızı göremedim, sonra bu kadar kitaba ne gerek var burada, tiyatro sizin neyinize” diye de sorunca; peder masasının çekmecesinden kalınca bir kitap çıkarır: “Bakın o burada, elimin altında, ama gerektiği zaman çıkarırım. Tek kitap insanları sığlaştırdığı için tiyatro yapmayı öğretiyorum gençlere ve daha çok kitap okumayı .”

HOCA'NIN CEVİZİ

Bir gün Hoca, balta ile ceviz kırarken bir ceviz sıçrar, uzağa gider. Hoca, onu arayıp bulamayınca: “Bu dünyada ne hikmetler var? Sadece insan değil, ceviz bile ölmek istemiyor!” der. (Özkan 1999: 266)

ÖRSAN ÖYMEN VE SODEP SEÇİMİ

Örsan Öymen, 1984 yerel seçimleri öncesi halkın nabzını tutmak için Karadeniz turuna çıkar ve Rize’ye gider. Rize’de SODEP (Sosyal Demokrat Parti-Genel Başkanı o zaman Erdal İnönü) İl Başkanı’na sol’un durumunu sorar. Solda o zaman Halkçı Parti de vardır, Bülent Ecevit de DSP’yi kurmak üzeredir, sosyalist solsa paramparçadır. Der ki SODEP’li başkan: “Erseluk çiçeğu kibidur.” Tam anlamaz Öymen yine sorar bu kez Karadeniz şivesiyle (o da Trabzonludur):  “Ha bu deduğun çiçek nasil bir çiçektur?” Yanıt çok ilginçtir:  “Erkekluği ve dişiluği kendi üstündedur. Kendi kendisini şaapayiii…

Mehmet Akif ve Ayrılıkçılar

"Karadağ haydudu, Sırp eşeği, Bulgar yılanı Bir de Yunan iti çepeçevre kuşatsın vatanı" Kim diyor bunları? Mehmet Akif. Neden diyor, Osmanlı'ya bu etnik unsurlar isyan edip devlet oldukları için. E peki Balkanlar'da bir de Arnavutlar ve Arnavutluk vardı, onlar da isyan edip bağımsız olmadılar mı? Oldular. E peki Akif onlara neden bir şey dememiş? Çünkü babası Arnavut, İpekli Tahir Hoca. Arnavut konusunun üstünü örtüp görmezlikten geliyor babasından dolayı ( CAZİM GÜRBÜZ)

AHMET HAŞİM'İN NAZIM DÜŞMANLIĞI

Nazım Hikmet, Ahmet Haşim'in Araplığını diline dolar ve şunu yazar: "Sen ey sarhoş masalarında Arabistan fıstığı satan!" Ahmet Haşim çok kızar buna, tepkisi pek sert olur: "Ecdadı dönmedir, kendisi dönek Anası orospu, babası pezevenk" Nazım bir arkadaş toplantısında bu konu ile ilgili olarak der ki: "Onu namuslu bir kadına orospu dediği için Kadıköy iskelesinde halkın içinde evire çevire döveceğim!" Kulağına gider Ahmet Haşim'in çok korkar, Nazım bu, yapar mı yapar. Soluğu Ankara'da alır. Devir tek parti devri, CHP'nin ileri gelenlerinden birinin makamına gider ve "Asın bu Nazım Hikmet'i" der. Adam şaşırır, sorar: "Neden, ne suçu var şairin?" "Komünist!" "Sevgili şairim; bu memlekette vurguncu, soyguncu, hırsız, namussuz ve daha pek çok suçlu var mı?" "Var?" "E bunlar var ve yaşıyorlar. Bir tane de komünist yaşasa, memleket mi batar a efendim?" Ahmet Haşim'in yanıtı çok ilginçtir: "Öyle mi, Beyefendi sizin başınızda bir tane bit olunca varsın yaşasın mı dersiniz? O yaşarsa çoğalır başınızı sarar!"  (1) (CAZİM GÜRBÜZ)

ÖLMÜŞ ZANNETMEK

Bir adam yolda arkadaşına rastlamış, sormuş: - Baban nasıl? - Çok hasta babam, diye cevap vermiş arkadaşı.Adam teselli etmiş arkadaşını: - Aldırma, baban iyidir... Sadece kendini hasta zannediyordur! Birkaç hafta sonra yine karşılaşmışlar. Adam yine sormuş: - Baban nasıl? Arkadaşı boynunu bükmüş: - Babam, demiş, kendini öldü sanıyor!

28 Haziran 2021 Pazartesi

kazım koyuncu ve seçim

TKP, siyaset sahnesine döndüğü 2000 lerin başı. Bir seçim şarkısına ihtiyaçları var. Kazım Koyuncu akıllarına geliyor. Parti yetkilisi ara. --Ben Türkiye komünist partisi İstanbul il örgütü başkanı.. Kazım gülmeye başlıyor. --Hayatım boyunca bunu duymayı, bu şekilde aranmayı bekledim.

26 Haziran 2021 Cumartesi

imparator gülüşü

İmparator Kaligula...Bir gün konsüllerle verdiği bir ziyafet esnasında hiç yoktan gülmeye başlamış ve: " Bir sözümle şurada hepinizi boğdurtmak elimde olduğunu düşünüyorum da ona gülüyorum." demiş. SELAHATTİN TANYEL

PUTİN FIKRASI

İflas eden bir oligark karısıyla konuşuyor: -Mercedes'i satıp Lada almamız gerekecek. -Sorun değil.- Malikanemizden çıkıp Moskova'daki dairemize yerleşmemiz gerekiyor. Ama beni yine de sevecek misin?-Seni çok seveceğim ve çok özleyeceğim."19 10.2017 VALDAY ZİRVESİNDE PUTİNİN ANLATTIĞI FIKRA

TOLSTOY VE GORKİ

Bir gün; Tolstoy ile Gorki, Kırım’da gezinirlerken, Tolstoy bir kuşun ötüşünü duyar. Kuşu merak ettiğini hisseden Gorki, Tolstoy’a, kuşun ispinoz olduğunu söyler. İspinozun hep aynı öttüğünü de sözüne ilave eder.Sonra filozofiye dalıverirler.. Tolstoy, bir konuda, daha önceki görüşlerine muhalif şeyler söyler. Bu farklılığı gören Gorki hemen soruverir; “Üstad! Önceleri böyle düşünmüyordun, daha farklı düşünüyordun. Oysa görüyorum ki şimdi yeni şeyler söylüyorsun. Kendinle çelişmiyor musun?”Tolstoy şu cevabı verir : “Gorki! Ben ispinoz kuşu değilim ki, her zaman aynı türküyü söyleyeyim.

19 Haziran 2021 Cumartesi

YAMAN KADIN

Hayret Efendi, bir kahvenin önünde nargile içiyormuş. Sokaktan geçen bir kadın, ne sebeple ise Hoca'nın yüzüne teyellemeden fazlaca bakıvermiş. Hoca kızmış, “Ne bakıyorsun be kadın” demiş. Kadın, zehir dillidir. “Gözlerimden biri bir günah işledi de ona ceza vermek için senin yüzüne bakıyorum.” (Hilmi Yücebaş'ın derlediği Hiciv ve Mizah Edebiyatı Antolojisi (1976),)

SAHTE HAKİKATÇILIK

İki Yahudi Galiçya'da bir tren istasyonunda karşılaşır. Biri diğerine, "Nereye gidiyorsun?" diye sorar. "Krakow'a der beriki. "Amma da yalancısın!" diye patlatır soruyu soran. "Krakow'a gittiğini söylüyorsan, Lemberg'e gittiğine inanmamı istiyorsun demektir. Ama ben aslında senin Krakow'a gittiğini biliyorum. Neden bana yalan söylüyorsun ki?" (Freud, 1905/1960: 137-38)

BORAZAN TEVFİK HESABI

Borazan Tevfik ve arkadaşı Mıgırın Yerinde demlenmişler. Hesap ödeme konusunda ben verceğim,- hayır olmaz ben verceğim diye münakaşa ederlerken söz arasında ikisi birden ağır yemin ederler. Yeminden dönmekte olmaz. Mığır'ı çağırırlar. --Mıgır, biz hesabı ödeme konusunda büyük yemin ettik. Bugün para vermeyeceğiz. İdare et derler. Mıgır, Tezgahın üzerinden bir okkalık ekmek alır.Somunu 3 kere başlarında döndürür. 4 parçaya böler ve masaya atar. Fetva emriyle konuşur. --Yeminin kefareti verilmiştir der. Köpoğlular, sökülün bakalım paraları. RAŞİT RIZA

SAVAŞ VURGUNCUSU

Birinci Cihan harbinde Topal lakaplı levazım reisi İsmail Hakkı Paşa , savaş zenginidir. Bu döneme ait bir fıkra şöyledir. Küçük bir çocuk dedesine --Bana Ali baba ve kırk haramileri anlatsana diyor. Dede anlatıyor. --Vaktiyle bir Topal İsmail hakkı paşa var idi... -- Eee ! -- Eee sii bu kadar. Bundan daha büyüğünü bilmiyorum. TÜRK MİZAHÇILARI

NURULLAH ATAÇ VE ŞİİR

Küllük kahvesine ilk kez giden Nurullah Ataç,ayakta duran bir gencin yüksek sesle tiratyal şekilde bağırdığını duyar. Bir tebeşir.. İki zar.. Ve ateş !.. Münekkit, bu şiiri çok beğenir. Gencin yanına gider. --Harika !.. Şiiriniz bir harika.. Sizi tebrik ederim azizim der. Genç adam ise kızgınlıkla, --Ne şiiri abi? .Garsonlukta mı yapamayacğız? Allah allah ! diye işine döner. HİLMİ YÜCEBAŞ

18 Haziran 2021 Cuma

YANLIŞ ÖNERMENİN DOĞRULANMASI

Bir akşam yemeğinde, Bertrand Russell’a yanlış bir önermeden nasıl doğru bir önerme çıkarılacağı sorulur. – Örneğin, der soruyu soran muzip, eğer 0=1 ise Papa olduğunuzu kanıtlayabilir misiniz? Bertrand Russell omuz silkerek, – Bundan kolay ne var, der. Eğer 0=1 ise 1=2 olur. Çünkü, 1=1 eşitliğiyle 0=1 eşitliğini toplarsak, 1=2 eşitliğini buluruz. [….] Demek ki 2, 1’e eşitmiş. Şimdi Papa’yla beni boş bir odaya koyun. Odada kaç kişi var? --İki kişi elbette! diye yanıtlar, soruyu soran. – Ama iki bire eşit. Demek ki odada bir kişi var. Papa’yla ben… Yani ben Papa’yım… ~Bertrand Russel

YAŞAR KEMAL DİLİ

Yıl 1974... Sen, Elia Kazan ve ben İstanbul’dan yola çıkıp önce Troya, sonra Bergama’ya gittik. “Amerika Amerika” filminin yasaklanması nedeniyle Elia Kazan’ın Türkiye’ye gizli geldiği günlerdi. Bergama’da ben dolaşmaktan yorgun düştüm. Siz ikiniz her taşı incelemeyi sürdürdünüz. Bir ara yanıma bir delikanlı geldi. Sizi sordu. “Neden sordun ki” dedim. Çocuk, “Onları izledim. Biri Türkçe konuşuyor, öteki İngilizce ama yine de anlaşıyorlar, bu işi anlamadım” dedi. “Biri İngilizce öğretmenim, (gizli geldi ya öyle diyorduk) öteki Yaşar Kemal” deyince çocuğun yüzü aydınlandı ve şöyle dedi: “Ha o zaman anlaşıldı. Yaşar Kemal, Toroslar’da ağaçlarla, sularla, dallarla, çiçekler, böcekler, arılarla bile konuşur anlaşırmış. Bu İngilizle mi anlaşamayacak!” ZEYNEP ORAL

17 Haziran 2021 Perşembe

SÜRGÜN İRANLI

Humeyni sonrası Avusturya ya kaçan bir İranlı yıllar sonra ülkesine döndüğünde ülkesinde ki yoksulluk canını acıtır. Akrabalarına acıyarak bakar ve der ki, --Hala bu ülkede yaşama cesareti gösterdiğiniz için benim gözümde sizler birer kahramansınız. Amcası elini adamın omuzuna koyar. --Rahat ol der. Ne biz kahramanız, ne sen korkaksın. Bize kahraman diyerek tüm yükü sırtımıza yükleyemezsin. Sen İran'ı terketmek zorunda kaldığın için mağdursun, biz de bu zülme katlandığımız için mağduruz. İRFAN aKTAN

NİYAZİ SAYIN

Üsküdarlı Ressam hOCA Ali Rıza'yı anma etkinliğinde konuşmacı Neyzen Niyazi Sayın'a toplantı bitimi sunucu tarafından çiçek verilir. Niyazi Sayın,sunucuyaşaşkınlıkla bakar. --Evladım ben bu çiçeği ne yapayım? Onun yerine işkembe çorbası içeydik

14 Haziran 2021 Pazartesi

varlık vergisi

Varlık vergisini çok bulan Ödemişli bir heyet , hemşerileri , başvekil Şükrü Saraçoğlu'na çıkarlar. Saraçoğlu , sormaya başlar. --Ülen Yanbastılı, sene kaçpara attıla? ---İşte,efe,beni 200 bin banganot atıla. Saraçoğlu yarı şaşkın, yarı üzgün; -Ne?! Ülen sen 200 bin bangnot’lık adam mısın? Vah,vah,vah, çok üzüldüm gari. Başbakan heyet’in başka bir üye’sine döner; -Ülen Katırcı, seni ne atıla? -Beni 300 bin! -Muhittin Hoca seni? Muhittin Hoca’nın yemiş bahçeleri vardır; -Beni 400 Bin. Saraçoğlu zile basar. Gelen kalem Mahsus Müdürü’ne emreder: -Çabuk, Ödemiş Mal Müdürü’nü bul, telefonla görüştür beni.Bizim hemşerilere, Efe’lere gari çok vergi atmış mamissiz herif. Ben onunla bi yol gonişcan.. Telefon bağlanır. Ödemiş mal müdürü hattın ucunda. Saraçoğlu bir süre dinler, sonra hayretle bağırır; -Ne?! Yanbastı Rafet 200 bin mi?! Ülen Müdür Bek, biz seni ora’ya akıllı adam deyi gönderdiydik. Hiç Yanbastı Rafet’e 200 bin vergi atılı mı? Sil onu, 500 bin yaz. Yanbastı Rafet atılır; -Aman,Allasen,ulen A’bey, elini aya’ni öpem. Biz seni adam sayıp geldik, sen bizi öldürcen mi? Saraçoğlu ısrar eder; -Yaz ülen Yanbastı’ya 500 bin müdür. Başvekil Muhittin Hoca’ya döner; -Ülen Hoca, sana gaç banganot yazmıştı? -Yok gari, sen bu herife gazık attın, beni de gazık atçesin. Ben deyivermeyecen. Ben gideyon. Saraçoğlu üsteler; -Ülen gel. -Yok yok. Zati bu Angara bene hiç yaramayi. Belli ki sene de yaramamış. MURAT TAŞKIN

12 Haziran 2021 Cumartesi

SAİT FAİK TELİFİ

Burgazada’daki evine ziyarete gelen Rıfat Ilgaz, bahçede Sait Faik’le söyleşirken, filanca dergi falanca yazın için şu kadar para yolladı benle deyip cebinden çıkardığı parayı vermek isteyince Sait Faik; “Koy cebine, yukarı çıkalım da yemekte anamın yanında verirsin” der.

YOLÇATI

Yolçatı’da tren mola vermiş, orada da ayran satan biri varmış. O zamanda kaçakçılık hat safhadaymış, ayranı almış ve kompartımanlara çıkmış. Kompartımanları tek tek gezerken de; “Ayran var arama var ayran var arama var” diye bağırırmış. Oradan hemen bir yolcu atılmış; “Bende silah var” Ayrancı da hemen; “Ayranın içerisine at ayranın içerisine at ”demiş. Adam silahı poşete sarmış ve ayran bidonlarının içine atmış. Ayrancı diğer kompartımana geçmiş ve yol almış inip gitmiş, tren istasyondan çıkmış adam sağa sola bakmış ne adam var ne arama (k.7).

KOÇERO VE ÖĞRETMENLER

TÖS başkanı Fakir Baykurt, bir toplantıda öğretmenlerin maaşları ile ilgili bir örnekleme yapar.: “Kocero’nun adamları yol kesmiş. Araçtan inenlerin mesleklerine göre haraç alıyorlarmış. Öğretmenden ne kadar alacakları sorulunca Koçero, “Onlara harçlık verin” diyesiymiş.

Niels Bohr'un at nalı

Danimarkalı Nobel ödüllü fizikçi Niels Bohr’un kapısında bir nazarlık at nalı asılıymış, bir konuğu '' nedir bu? '' diye sorduğunda ‘yolda yürürken buldum, alıp oraya astım, uğur getirirmiş’ diye cevaplar. Konuk--.‘Afedersiniz aziz meslekdaşım, batıla mı inanıyorsunuz yoksa?’ ‘Yok canım’, demiş Niels Bohr ‘inanır mıyım hiç! Ama bu, inanmayanlara da uğur getiriyormuş, öyle dediler!’»

2 Haziran 2021 Çarşamba

ALBAY NİYETİNE

Bir Albay hakkın rahmetine kavuşur. Cenazesinde imam,namaz öncesi niyet eder. --Er kişi niyetine... ön sıralardan uyarı gelir. --Er değil imam efendi. o bir Albaydı.

kaymakam sofrası

Bir kaymakamın inceleme gezisinde yolu Burdur'un Guluman köyüne düşer. Muhtar , Kaymakam ve arkadaşlarına ziyafet verir. Köylülerden kimse sofraya yaklaşmayınca, kaymakam köylüleri sofraya davet eder. --Eee hadi sizde buyrun. Kaymakamla aynı sofrada oturmayı kendilerine uygun görmeyen köylülerden biri herkes adına cevap verir. --Afiyet olsun, kaymakam bey. Biz hergün yiyoruz.

İSİM SEVGİSİ

Bir Alevi dedesi yolda gördüğü sevimli bir çocukla sohbet etmektedir. --Adın ne yavrum senin? --AliOsman amca. Dede, çocuğun başını okşamış. --Hay senin adının yarısına kurban olayım. (ADNAN DALKIRAN)

HOCA GÖLE MAYA ÇALARKEN

Hoca , yoğurt mayalı kaşığını gölde temizlerken , adamın biri hocaya iş olmuş. -- Ne yapıyorsun hoca? --Görmüyor musun demiş. Göle maya çalıyorum. --İyi de göl maya tutar mı? -- Ya tutarsa demiş hpca. Sonra da onları izleyen kalabalığa dönmüş. --Şimdi bu salak, gidip bu yaptığımı herkese anlatır. (AYLİN GÖÇMEN- BİRGÜN YAZARI)

OĞUZ ATAY- SUNA KAN

“Oğuz Atay üniversite yıllarında bir kızdan hoşlanmaktadır. Bu kız keman virtüözü Suna Kan’dır. Oğuz Atay, üç gece üst üste rüyasında Suna’nın konserini dinlediğini görünce pijamalı oluşundan utanıp, dördüncü gece lacivert takım elbisesini giyerek uyur.” (1955-56 itü yıllığı)

31 Mayıs 2021 Pazartesi

ULUS- KASIMPAŞA

Refik Fersan, uzun süredir görmediği dostu Mesut Cemil'i arar. --Nerdesin Mesut? --Ankaraya taşındım. Radyoya yakın diye Ulus ta oturuyorum. --Aman Mesut diye hayıflanır Refik bey. Ankara da Ulusta oturacağına, Kasımpaşa da ayakta duraydın ya ! (Ayfer Kurt)

22 Mayıs 2021 Cumartesi

KOMUTAN EŞİ

Emir eri, birlik komutanına yaklaşmış ve şöyle demiş: Efendim yaklaşık 2 yıldır sizin emriniz altında çalışıyorum ve size eşinizin bana karşı tavırlarına artık katlanamadığımı ve mümkünse bana tekrar bölük içerisinde bir görev vermenizi istirham ettiğimi söylemek isterim. Komutanı merhametle elini genç askerin omzuna koymuş ve şöyle demiş: Dinle evlat, ben sığınabileceğim bir bölük olmadan 20 yıldır onunla yaşıyorum ve ona katlanıyorum. Sen de benim gibi sabret!”  Güney Avrupa Bengal Muhafızları Komutanı General John Hubboden  

ORHAN VELİ KİTABI

Orhan Veli 'Karşı'yı çıkarmış. Meyhane'de rastlaştık. Ben: - Uğurlu, kademli olsun, kitabın çıkmış. Alacaktım, ama meteliğim yok. Kitaptan varsa bir tane ver. Bir kadeh de şarap ısmarla .Orhan, o sevimli gülümseyişi ile güldü - Otur bakalım, dedi.Garson'a seslendi - Mustafa, Şinasi'ye bir bardak şarap!...Sonra gazetelerin arasından 'Karşı'yı çıkardı. İlk boş sayfasına bir şeyler yazdı - Al kitabını, dedi. Aldım, yazdığı yazıyı okudum. Bakın ne yazmış --'Şinasi Nahit Berker'e ilk fırsatta satacağını tahmin ettiğimbu kitabı Satış anında kolay yırtılabilmesi için ithafımı bu sayfalara yazdım. 12.XI.1949 Orhan Veli' " ŞİNASİ NAHİT BERKER

21 Mayıs 2021 Cuma

ANNESİ- KIZI

şair Necati, rind adamdı. İçki kullanırdı, bundan ötürü de sofumeşreb kimselerin hücumuna uğradı... Bir gün bir dostuna: —  Ne oluyor bu adamlara canım!... dedi... Ve şu beyti, söyledi :Ben üzümün suyunu severim, Sofi dânesin Zira kimi kızını sever, kimi anesin!... Bu mevzuda bir zarif fıkra vardır... Atatürk Beykoz’da verilen bir ziyafete gitmişti. Bir imam efendinin nüktedanlığından bahsedildi. Maalesef ismini öğrenemediğimiz imam efendi büyük adamın sofrasına getirildi. Atatürk rakı verilmesini işaret edince efendi özür diledi; Atatürk:—   Aman hocam, dedi, üzümü yiyorsun... Bu da onun suyu.. İmam efendi:Efendim, dedi, ben anasiyle evliyim... Kızına nikâh düşmü- yor..HİLMİ YÜCEBAŞ

KÖÇEK NEŞET

Neşet Ertaş, etek giyip köçeklik yaptığı yıllarda beş altı gün aç kaldığından bahsedince dostum araya girip soruyor: “O’na (Tanrı’ya) hiç küsmedin mi?” Yanıt şu: “Allah’ın günahı ney? bana yapan Allah değil; kulları...Murat kaplangı

Neşet'in birası

Duisburg’daki Müslüman gençler Neşet Üstadı çağırırlar. Salonda epey bir dinleyici var. Üstat çalıp okumaya başlar. Bir iki türküden sonra “Olmuyo uşak; Allah’ını seven bana bir iki bira getirsin” der. Gidip bir kasa birayı yanına bırakıverirler. Üstat bir birayı iki nefeste tükettikten sonra “Hay bu içkiyi icat edenden Allah razı olsun” diyerek o kendi türkü dünyasına tekrar dalar ama ne dalış.Salondaki şeriatçı genç, yanındaki benim arkadaşımın kulağına: “Kâfir” der. Arkadaşım “Neşet Üstat senin kültüründen gelmiyor, senin bildiklerini bilmiyor; o mümin biri” der

EDEPLİ GELİN

”"Düğünde oynaması için edepli gelini epey zahmet çekip ikna etmişler. Gelin, “Allahım günah yazma” diye dua ile başlamış oynamaya. Müziğin, ritmin kışkırtmasıyla az sonra çoşup “Biraz yaz, biraz yazma” demeye başlayıp kıvrak figürler sergilemiş. İş çığrından çıkınca da, “İster yaz ister yazma” diyerek kendisini de çevredekileri de mest etmiş. MURAT KAPLANGI

ŞAİR'İN DİNİ

Koca Râgıp Paşanın cariyelerinden birine ŞairHaşmetgönlünü kaptırmıştır. Bunu bilen paşa, Haşmet'e oyun hazırlar. Cariye, Haşmetten dinini imanını isteyecektir. Bunu başarırsa ödüllendirelecektir.Haşmet, cariye ile yalnız kaldığı birgün,cariye türlü işvelerle parasını, değerli eşyalarını ister. Sonrasında : «Ben sana teslim olurum amma cahil bir kızım; dinden, imandan haberim yok. Ölür-sem imansız gitmiyeyim. Bana dinini, imanını ver!» Bunun üzerine Haşmet heyecanla ayağa kalkarak «Vallahi de yok, bil’âhi de yok» demiş. Kapıdan dinlemekte olan Râgıp Paşa içeri girerek «Ne yaptın Haşmet?» diye sorunca Haşmet «Ne yapalım Paşa Hazret- leri? Var desem onu da alacak. Onun için yok dedim» demiş HİLMİ YÜCEBAŞ

JÜRİ TARTIŞMALARI

«Türk adliyesinde jüri teşkiline lüzum var mıdır?» anketine Hüseyin Rıfat, Jüri sistemine taraftardır ve bunu savunan birşiir yazar. Düşünün ey jüriyi istemiyen doktorlar Hiç de mi aklınıza gelmedi Habil, Kabil? İşletirler adama öyle cinayetler, ki Öldüren kimse zavallı, geberendir katil!

zati

Onaltıncı asır şairlerinden ve divan edebiyatımızın kurucula- rından Zâti «1471 1546» çiçek bozuğu, çopur bir adammış. Devrin vezirlerinden biri şairin eserlerine ve büyük şöhretine bakarak kendisile tanışmak istemiş; karşılaşınca da dayanamıyarak: — Zâti güzel bir zat değilmiş. Diye nükte yapmağa kalkmış. Şairin verdiği cevap şudur: — Yiğit yiğitin aynasıdır, paşam.

20 Mayıs 2021 Perşembe

DEMİREL AİLESİ

İsmail Cem, dışişleri bakanı olduğu dönemde bir Çin gezisindedir. Meslektaşı, Çin dışişleri bakanı bir yorum yapar... "Ülkenizde yerleşmiş bir siyaset geleneği var. Amerika'daki Kennedy'ler gibi sizde de Demirel'ler var, kaç başbakan ve cumhurbaşkanı çıkardı bu aile".

duygu dünyası

Hintli çocuk bir milyoner gördüğünde, “Büyüyünce ben de senin gibi olacağım” dermiş. Diğeri ise büyüdüğünde o zengini öldürmeyi hayal edermiş. Birininkine umut, diğerinin hayata bakışına umutsuzluktan kaynaklanan ölümcül bir nefret hâkim. Hülyası büyüdüğünde adam öldürmek olan çocuklar bizim ülkemizde de yetişiyor, yazık. Daha iyi bir gelecek hayali veremedik demek ki. (New York Times- Thomas Friedman )

Becker'in dili

Boris Becker topu havaya atmadan önce dilini bir parça dışarı çıkartırdı. Dilini hangi yöne çıkarttığı da atacağı servisin yönüne işaret ediyordu aslında. Bunu keşfettikten sonra Boris Becker'i yenmek çocuk oyuncağı idi. Andrea Agassi

JAPON EFSANESİ

Yirmi yıl önce Japon turistler fotoğraf makineleriyle etraftaki her şeyin fotoğrafını çektikleri için tüm dünyada alay konusu hâline gelmişlerdi.Dünyada ki ilgi çekici herşeyin resimlerini çekerken bunları geliştirmeye ve bunları nasıl kullanacağını düşünürlerdi. Şimdiyse herkes onlar gibi davranıyor. Ama o japonlar beğeni almak için çekmezlerdi bu resimleri.

i.ö. demokrasi

Atina da demokrasi denemeleri yapılırken, Perikles Atina demokrasisini kuruyor. 5. dönem oy kullanmaya gidiyorlar. O zaman Atina'da vergi verenler oy kullanabiliyor. Okuma yazma bilmeyen bir köylü gelip Kleisthene'e diyor ki; 'Benim oyumu sen kullanır mısın?' O da soruyor; 'Kime vereyim?' Köylü de 'Perikles'e verme de kime verirsen ver.' diyor. Bu kez Kleisthenes merakla soruyor, 'Neden? ne yaptı? Köylü şöyle diyor: 'Bak, Zeus'u, oditoryumu o yaptı. Su getirdi, kanal yaptı. Mahkemeyi ve Atina Üniversitesi'ni kurdu.' 'E peki niye oy vermiyorsun' diyor. Köylünün cevabı kısa oluyor: 'Bıktım, değişsin artık.'

şahaser

Parasını kendi vererek kötü romanlar neşreden bir genç, ercümend ekrem talu’ya bir kitap uzatarak “üstad,” demiş, “size son eserimi takdim ediyorum.” Ercümende Ekrem sevinçle bağırmış sahiden son mu? Eğer sonsa çok güzel bir eser olmalı

Altın Maşa

"Bir Bağdat Valisi , varını yoğunu kızının çeyizine harcamış. Geleneklere uyarak da konağın kapılarını meraklılara açmış. Çeyizi görmeye gelenler arasında yaşlı bir cadı karı varmış. Çıkarken dudak bükerek, 'Bunlar hep gösteriş,' demiş. Paşa bunu duymuş, 'A be kadın,' demiş, 'neyini beğenmedin?'Kadın da salonun ortasında duran bir altın mangalı göstererek, 'A Bağdat Paşası, a Bağdat Paşası,' demiş. 'Hani ya o altın mangalın altın maşası?'"

GÜRCÜ BACI

Dünyaca ünlü orkestra şefimiz... Gürer Aykal...Diyarbakır da 14 yaşında bir kıza âşık olmuş. Elinde 25 kuruş... Gürcü Bacı'nın evinin yolunu tutmuş. Gürcü Bacı... Gürer Aykal'ın falına bakmış: - Oğlum sen kalabalıkların önünde ayakta duracak ve elini kolunu sallayarak büyük işler yapacaksın.YAVUZ DONAT

19 Mayıs 2021 Çarşamba

SAİT FAİK VE KESTANECİ DOSTUM

“Sait Faik’kestaneci dostum öyküsü yüzünden alıp götürmüşler” Malûmunuz, sokakta kestane satan küçük bir çocuğun anlatıldığı öyküdür . Sait Faik Usta, çocuğun tezgâhını tekmeleyen birinden söz eder öyküsünde. Dönemin yetkili ve etkili kişileri Sait Faik’i alırlar, “içeride” konuk ederler. Konuk ederken de; “Kim tekmeledi ulan kestaneci çocuğun tezgâhını, söylesene” diye başlarlar sorgulamaya. Sait Faik; “Beyler, bu bir öykü” dese de yararı olmaz, sorgulama saatler boyu sürer. Sorgulamanın sonucunda ortaya bir şey çıkmayınca, bu kere; “Yazıda anlattığın çocuğu bul getir bize” diye tuttururlar. Sait Faik; “Yahu, bu bir öykü. Bir öykünün kahramanını nereden, nasıl bulup getireyim?” diye boşuna söylenir. ÇETİN YİĞENOĞLU

ÜLKÜ TAMER VE ANTEP

Antep’ten İstanbul’a yerleşip Tadım Kuruyemiş’i kurmuş Mehmet Tekinalp… Bir keresinde; “Yahu, bu İstanbullular Türkçe bilmiyor” diye basmış kahkahayı. “Ne oldu?” diye sormuş Ülkü Tamer. “Ne olacak, bizim avrat bakkala gitmiş, “Gohonun gannesi neçiye? demiş, bakkal anlamamış.” Gerçekten anlaşılmayacak ne vardı bunda: “Gohonun gannesi neçiye?” “Kolonyanın şişesi kaç para?” ÜLKÜ TAMER

FAZIL HÜSNÜ VE MADIMAK

Açıkhava Tiyatrosu'nda Halk Oyunları gecesi yapılmıştı. Fazıl Hüsnü Dağlarca ile beraberiz. ''Oy Madımak ''Türküsü başlayınca ağlamaya başladı. '' Neden ağlıyorsun? '' diye sorduğumda. --Bu yoksulluğun türküsüdür, Anadolu'nun yoksulluğuna ağlıyorum, dedi. Çünkü bahar gelecek, etraf yeşerecek, madımaktan yemek yapacaklar.. KONUR ERTOP'

helallik

Allah taksiratını affetsin diyelim. Her türlü kötülüğü işlemekten çekinmemiş, Allah hakkına, kul hakkına önem vermemiş bir hemşerimiz, dar-ı fenâdan (Dünya) dar-ı bakaya (ahrete) göçmüş. Sonuç itibarıyla, mezarlığa götürülmüş ve defnedilmiş. Bütün ölüler gibi, imam telkinini yaptıktan sonra münadi, her telkin sonunda söylenen meşhur soruyu sormuş: -Merhumu, nasıl bilirdiniz? Kimseden ses-sedâ yok. Hiç kimsenin dili, yalandan bile olsa “ALLAH RAHMET ETSİN” veya “İYİ BİLİRDİK” demeğe varmıyormuş. Münadi, mecbur olmuş, aynı soruyu üç defa tekrarlamış. Nihayet cemaatten birinin şöyle söylediği duyulmuş: -Rahmetli, çocukken çok güzel GÜLLE OYNARDI! (Cüneyt Arıtürk -Siirt gazetesi)

piyanist başbakan

Ignacy Jan Paderewski, polonyanın ünlü piyanistlerindendir. Siyasete katılıp başbakan olunca bir Fransa gezisi sırasında Paris Üniversitesi’nin müzik bölümünde okuyan bir genç yanına gelip; “Siz o ünlü piyanist Jan Paderewski değil misiniz?” diye sorar. Paderewski; “Evet, O bendim” diye yanıtlar. “Fakat şimdi?” “Şimdi Polonya’nın Başbakanıyım işte” deyince, Genç , üzülür. “Yaa öyle mi, ne büyük bir düşüş!” Paderewski gencin bu sözünü hayatı boyunca kendine dert eder. Bir gün halka konuşurken şunları ifade eder: “Piyanonun tuşlarına hükmetmek devlete hükmetmekten zormuş meğer! Başbakanken ırmak geçmeyen yere köprü vaat edersiniz ve herkes inanır. Halkı kandırarak devlete hükmedebilirsiniz ama 7 oktavlı bir piyanoda fa sesine basıp do diye yutturamazsınız. Notalar sizi gerçeğe, yalnızca gerçeğe, matematiksel ölçüye, tartıya, armoniye, melodiye doğru sesi vermek için doğru tuşa basmaya mecbur eder. Müzik sizi yalandan, sahtelikten kurtarır…””

Atatürk ve sanat

Bir sohbet sırasında Ataturke soruyorlar. -- paşam, biz neden balkan savaşını kaybettik? Pasa'nin yanıtı nettir. --Balkan savaşını kaybettik. Çünkü Bulgarların operası vardı. ( Tiyatro üzerine)

18 Mayıs 2021 Salı

laz komunist

İsmail Bilen TKP Politbüro üyesiydi ama genel sekreter gibi davranıyordu. Zeki Baştımar'ı sorduğumda --Laz'ın komünüsti pek bi çekilmez oluyor. Bunamış parti mühürünü vermiyor. kasayı da teslim etmiyor dedi. Atilla Aşut

16 Mayıs 2021 Pazar

Nüfus

Ben geçen gün bir köye gittim. Orada bir köylüye sordum. Kaç çocuğun var. Uzun uzun düşündü, düşündü, saydı saydı, sonunda 44 dedi. Peki kaç koyunun var, dedim. Hiç düşünmeden 234 dedi. .. Kaymakam Mehmet Emin Bilmez

Bas Bariton Ruhi Su

ruhi su askerde. bütün bölük istiklal marşı söylüyor. ama ruhi amca operacı, bas bariton. notasıyla usuluyle inletmiş ortalığı. komutan da yanına gelmiş. -adın ne senin evladım. -(bas bariton sesle) rruuhii komutanım. -ne güzel söyledin sen öyle. -komutanım ben bas baritonum. -(bölüğe dönerek) hepiniz onun dediğinden olacaksınız ulan! SIDIKA SU

DAĞLARCA İLACI

dağlarca'nın içki sevgisi bilinirdi. ama tanıdığım bazı içkiciler gibi değildi üstad. iki kadehten sonra kimsenin kafasını gözünü patlatmaya kalkışmazdı. keyifle içer, aynı keyfi çevresindekilere de saçardı. bir gün gülerek geldi yayınevine. "romatizmama çare buldum," dedi. "harika bir ilaç keşfettim." "nedir?" diye sordum. "büyük bir şişe votka alacaksın," dedi. "içine bir aspirin atıp şişeyi kapatacaksın. üstüne de o günün tarihini yazıp rafa kaldıracaksın. ertesi gün bir şişe votka daha. onun içine de bir aspirin. tarih. onu da kaldıracaksın. bu böyle sürecek." "sonra?" "aradan yirmi bir gün geçince, ilk şişe votkayı alıp içeceksin. her gün bir şişe. gör bak, romatizma filan kalmıyor." "üstad," dedim, "bu düpedüz içki. ilaç değil ki." "senin aklın ermez," dedi dağlarca. "o tek aspirin votkayı ilaca çeviriyor." üsteledim. "ilaç diye içki içiyorsunuz siz." dağlarca kızdı: "aspirinli içkiyi ne yapayım! içkimi daha sonra adam gibi içiyorum!" ÜLKÜ TAMER

MADIMAK

Akşamı da Açıkhava Tiyatrosu'nda Halk Oyunları gecesi yapılmıştı. Çocukluk arkadaşım Konur Ertop, o geceden bir anekdot aktardı bana. Fazıl Hüsnü Dağlarca (iyileşip yeni güzel şiirler yazmasını diliyorum) Madımak'ı dinlerken, seyrederken ağlamış. 'Neden,' diye sormuş Konur Ertop, o da, yoksulluğun türküsüdür, Anadolu'nun yoksulluğuna ağlıyorum, demiş. 'Çünkü,' diye sürdürmüş konuşmasanı Dağlarca,'bahar gelecek, etraf yeşerecek, madımaktan yemek yapacaklar.' DOĞAN HIZLAN

Fransız Kültürü

Rivayet ederler ki Fransa Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle, hükümetten gelen kararnameleri Kültür Bakanı’nın imzası olmadan imzalamazmış. Bir gün önüne ekonomi ile ilgili bir kararname gelir, de Gaulle mutadı üzere yine imzalamaz. İlgililerin “Efendim, bu ekonomik bir mesele, kültürle bir ilgisi yok” demeleri üzerine Cumhurbaşkanı de Gaulle şu tarihi cevabı verir: “Fransa’da Fransız kültürünü ilgilendirmeyen hiçbir şey yoktur.” AHMET SEVGİ

15 Mayıs 2021 Cumartesi

matbuat

Fransa'da iki yüz yıl önce yayımlanan "Le Moniteur Universal" gazetesi, Kral 18'inci Louis'ye övgüde sınır tanımıyordu. Gazeteye göre, "Fransa halkı, Kral'ı için canını vermeye her an hazır"dı. O sırada sürgünde olan saray muhalifi Napolyon Bonaparte ise yine bu gazeteye göre, "Fransa düşmanı bir hain"di. Napolyon 1815 yılında, tutuklu bulunduğu hapishaneden firar etti. Taraftarlarıyla birlikte tahtı çatışmasız, kolayca ele geçirdi. 18'inci Louis kaçtı. Kral'ın tebaasından, onun için canını ortaya koyan bir tek kişi bile çıkmadı. Aynı "Le Moniteur Universal" gazetesi, ertesi gün şu manşetle yayımlandı: "Fransa, sevinç gözyaşları içinde kahramanı Napolyon'un dönüşünü kutluyor." Ahmet Özdemir

ilhan berk ve mussolini

Henüz Ankara'ya göçmediği 1945'te bir kızla Bab-ı Ali'ye doğru yürüken gazeteci çocuklar 'Mussolini'nin öldürüldüğünü yazıyooor!' diye bağırıp akşam gazetelerini satarken, yanındaki kız 'Mussolini kim?' diye sorar. 'Harika harika Mussolini'yi bilmiyor' diye katıla katıla güler. 'Bilmemek ne büyük mutluluk!' der.

26 Nisan 2021 Pazartesi

Altemur Kılıç

Altemur Kılıç,dalgınlığıyla meşhurdur. Basın yayın müdürü iken başbakanla beraber Adanaya giderler. Bir fabrika gezilmektedir.Müdüre sorar. --Neden kesme yapmıyorsunuz? Biz Ankara da kesme bulamıyoruz. --Biz toz yapıyoruz. -- İyi de bunun kesme di lazım efendim.Niçin Kesme şeker yapmıyorsunuz? --Aslında biz tozunu da yapmıyoruz. Ne yapıyorsunuz öyleyse? --Çimento ! Şakir Süter

pazarlık

Şevket Rado, Vala Nurrettin, cimriliği ile ünlü Halil Lütfi Dördüncü ile Atatürkü görmeye gideceklerdir. Taksi tutmaya karar verirler. Pazarlığı Lütfi bey yapar -- Atatürk'ü görmek ister misin? Onu yakından görmeni hatta masasında ağırlanmanı sağlasam ne kadar verirsin? Şakir Şüter

Harita man

Kadınlar erkeklere dair herşeyi daha iyi yapar Coğrafya hariç diyen feminist konuşmacı, cevabını kendi verir. --Küçücük şeyleri haritada kilometrelerce uzunluktaymış gibi göstermeyi sadece erkeler becerir.

hamam

Sene 1957, . Ankara Numune Hastanesinde bazı büyücek çocukların, çocuk kliniğine mi, dahiliye kliniğine mi yatması üzerine tartışmalar artınca olaya şef Ahmet İhsan Aksan, asistanlarına “Bakın çocuklar” dedi, “bundan sonra böyle bir durum hasıl olduğunda hastaya soracaksınız. ‘Annenle mi hamama gidiyorsun, babanla mı?’ ‘Annemle’ derse çocuk kliniğine yatacak, ‘Babamla’ derse dahiliye kliniğine yatacak!” (Ahmet İhsan Futacı)

şıp şıp şeyyom

Yaşlı bir köylü kadını muayene ediyorum. sordum --Teyze neyin var --Şıp şıp şeyyom. --Anlamadım dedim. Yine aynısını söyledi. --Şıp şıp şeyyom ! --Aferdersin ama ben hiç bir şey anlamadım teyzem dediğimde ise kızdı. -- Annamayacak ne var? Şar şar işeyemeyom da şıp şıp şeyyom işte. (Prof. Dr. Ümmiye Leloğlu)

21 Nisan 2021 Çarşamba

Kurthan Fişek fıkrası

Kurthan FİŞEK Aklıma bir anekdot geldi. * * * Etniklerimizden biri odun alıp evini ısıtacak... Pazarcıya gitmiş, diyalog gelişmiş... ‘‘Ne istiysen keko?’’ ‘‘Odun...’’ ‘‘Ben sana kodum...’’ * * * Bizimki sıkılmış, karşılık vermesi gerek... TDK sözlüğüne çapraz bakıp, her kelimenin kafiyesini çıkarmış, ezberlemiş, manav tezgáhına yaklaşmış... ‘‘O ne?’’ Adam hazırlıklı, uyanık... ‘‘Şebboy...’’ Keko bir süre düşünmüş, taşınmış, aranan kafiyeyi bulmuş.. ‘‘O hálde bana bir daha koy...’’

Zihni Göktay ve derbi

Üsküdar Şehir tiyatrosunda, Kanlı Nigar oyununun ortasında Zihni Göktay, oyunculara dönerek --Efendim Fenerbahçe- Galatasaray maçı az önce bitti. Fenerbahçe 6-0 kazandı. Bilginize sunarım demiş. Alkış ve tezahürat sonrası oyun devam etmiş.Ancak şehir tiyatrosu, oyuncu hakkında soruşturma başlatmış. Zihni Göktay'ın savunması şu şekilde olmuş. --Derbi yüzünden bir gerginlik olduğu belliydi. Seyirci kendini oyuna veremiyordu. Gelen haberi bu yüzden duyurdum.İyi ki de duyurmuşum. Oyun sonrasında dah bir güzelleşti.

mandela

27 yıl hapis yatan Nelson Mandela, kendisini hapse attıranbaşbakanın eşinin cenazesine katılır.Gelen eleştirilere yanıt verir., --İç barış olacaksa ancak böyle olur.

Erkan Yücel

Adil Özkol ve Erkan Yücel 12 de TİP davasından yatıyorlar. Erkan Yücel ortamın neşesi. Bir gün tuvalete giriyor.Dışarıda sıkışmış başka bir mahkum, tuvalette birinin olup olmadığını anlamak için kapıyı tıklatıyor. Erkan , karşılık veriyor. -- Girin !

Çöpcü Cahit

Cahit Irgatla Fuaye denilen bardan sabaha karşı çıktık. İstiklal caddesinde ,Lale sinemasının önünde çöpcüler temizliğe başlamışlar. Cahit hemen bir çöpçüye iş oldu. --Ver süpürgeni emekçi kardeş. Senin emeğine ben de katkı sunayım. Çöpçü tersledi. --Hadi lan zarhoş herif. Cahit abi çok kızdı. En büyük tehdidini savurdu. --Artık senin için şiir yazmayacağım ! (Erol Günaydın)

16 Nisan 2021 Cuma

NİZAMETTİN NAZİF

Nizamettin Nazif, Cumhuriyet muhabiridir.Almanlar, yunanistan'a girince Nazif bey, rakısını, mesezini alarak Büyükada'ya yerleşir. Akşamları radyo dinleyip ,'' Nizamettin Nazif, cepheden bildiriyor''yazılar kaleme alır. Refik Durbaş

2 Nisan 2021 Cuma

Fakir Baykurt'un öğrenciliği

Fakir Baykurt, ilk okula başladığında ilk dersinde istanbul türkçesi ile konuşan öğretmenini dinlemektedir. Öğretmen bir resim gözterir, çocuklara ve sorar bu nedir. Öğrenciler ''Alma '' der.Düzeltir.'' Elma ! '' Bir diğer resime de ''Ana'' derler. Düzeltir. '' Anne ! '' Fakir'e de bir resim gösterdiğinde Fakir içinden düşünür. --Bizim alma dediğimize elma dedi. Ana değiğimize de Anne dedi. BU akıl yürütme ile öğretmenini cevaplar --Ermut !

30 Mart 2021 Salı

sadık Şendil oyunları

---Sadık abi, Kanlı Nigar, yedi kocalı Hürmüz, çılgın yenge, cilveli kız, inatçı gelin. Bütün oyunların neden kadın üzerine? --Müjdatçığım, bizde kadın erkeği tiyatroya götürürde ondan.

29 Mart 2021 Pazartesi

vuslat

bana hep böyle cefa etme karışmam küserim seni vuslat günü pişman ederim çok üzerim. bana nisbet diye ağyare gönül vermiyesin, seni vuslat günü pişman ederim çok üzerim. İsmail Baha Sürelsan'ın şarkısı bir anekdot: vaktiyle bir radyo emisyonu sırasında, inci çayırlı bu şarkıyı radyoda okuyacağı zaman, radyo müdürü nevzat atlığ şarkıyı "uygun olmayan bir laf var" gerekçesiyle okutmamış... şimdi bu anekdotu okurken yukarıdaki dörtlüğe tekrar döndünüz ve "ne var bunda?" dediniz herhalde... efendim, "vuslat" kavuşma demektir elbette ama "vuslat günü", (vuslat'ın bir ileri anlamı olan) "âşıkın mâşukasına [elbette bedenen de] kavuşması" anlamına geleceğine göre, "sevişirken pişman ederim" lafı herhalde dinleyicilerin zihninde neler neler uyandıracaktır, diye nevzat bey okutmamış.. AHMET FIRAT

26 Mart 2021 Cuma

zati

ŞAİR zATİ,  devrin meşhur şairlerinden Baki'nin bir beytini gazele tamamlayarak divanına almakla suçlanmaktadır. Bu konuda kendine gelen eleştirileri--Baki gibi bir şairin şiirini almak ayıp değildir diye cavaplar. DR. Ahmet Akgül

25 Mart 2021 Perşembe

Balcı

Yakın bir arkadaşı Kumaliye sorar:” Kumali işler nasıl? ”” Mükemmel. 250 tane fabrikam, yarım milyona yakında çalışanım var”” Sen ne iş yapıyorsun?”” Arıcılık.

Tezahüratın Gücü

- Genç doktorlara küçük bir kuvvetle büyük bir kuvvetin nasıl yenileceğini anlatıyoruz. Bir gün bir turnuvaya gittik. Finale öğretmenler ve askerler kalmış. Bir grup jandarma '3,5,7,10 Jandarma şampiyon' diye tezahürat ediyor. Sonra Bir ara bir grup öğrenci öğretmenleri desteklemek için geldiler.'3,5,7,10, Jandarma'ya biberon' diye bağırmaya başladılar. Bunu duyan askerle şaşırdı ve sustular. Tezahüratın gücüyle galip geldik. Bu yüzden taraftar önemlidir." Şaban Şimşek

Mualla Sürer

 Her akşam birkaç kadeh rakı içmeyi alışkanlık haline getirmişti. Ölmeden önce vasiyet etmiş ve evine başsağlığına gelenlere kuru fasulye yanında rakı ikram edilmesini istemişti. ALİ HİKMET İNCE

Basın mensubu ve eserleri

Cenovalı bir mürettip ailesiyle birlikte opera seyretmek istemişti. Operaya parasız girebilmek için Gondolin'in aracılığını rica etti Gazeteci, başlama zamanıkapıda bekleyecek ve onları içeri alacaktı.Gerçekten mürettip bütün ailesi ile birlikte geldi. Önce kapıdan baba girdi.Gazeteci kontrolöre takdim etti."Basın mensubu ... "Arkadan boy boy çocukları birbiri ardından içeri girerken :"Bunlar da basılan eserleri," dedi.  

Mal sahibi

Çiftçi avukata gitti. ••-Bu ortakçılık sözleşmesini bozmak istiyorum, dedi. -Neden? -Her yıl zeytinleri toplarım. Mal sahibi olduğunu söyleyen birisi gelir.Yarısını alır gider. Aradan bir kaç gün geçince başka birisi gelir. O da kalanın yarısınıalır .-Sen mal sahibini tanımıyor musun? -Hayır .-Ama nasıl olur? -İkiz kardeştirler de...

Sarhoş yolcu

Sarhoşun biri yanlış arabaya bindi. Şoför:- Bu araba Omorfo'ya gitmeyecek Girne'ye gidecek.Sarhoş arabadan indi, yanındakine bindi. Bir hocanın yanına oturdu. Süreklikonuşmaya başladı. Hoca bunaldı. Sarhoş hocaya sordu: - Sen nereye gideceksin hoca?- Cehenneme. - Vay Allah belasını versin. Gene yanlış arabaya bindim.  

23 Mart 2021 Salı

CAMOKA

....En büyük zaafı kumardı. eline gecen para olduğu gibi kumara giderdi. güven filmi sahibi Yuakim Filmeridisle konuştum.--Danyal Topatanın parası hepsini eline vermeyin. film ücreti anlaştıkları 3000 liranın ilkini imza atınca, 1000 lirası filmin yarısında, diğer 1000 lirada kış geldiğinde , daha doğrusu lapa lapa kar yağarken ödenecekti. çünkü danyal kış günlerini bile ince yazlık kıyafetlerle geçirir kendine dikkat etmezdi. Ama o sene kar yağmadı. Danyal kış günleri her para istediğinde Yoakim..--Kar yok, para yok dedi. çok soğuk bir gün Yoakim dayanamadı. Sümerbanka götürdü. Bir güzel giydirdi. Kalan parasını da verdi. Sırtında paltosu ile yeşilçam sokağında hava attı. Ertesi günü Reşit'in kahvesinde gördük. Paltosu yoktu. Hani palto dedik. Çaldılar dedi.birer gün arayla ceketi, yeleği, ayakkabısı hep çalındı ! Eski yazlık kıyafetlerine döndü Camoka. (bu gözler neler gördü? Hüseyin Baradan )

19 Mart 2021 Cuma

çocuk yıldızlar

Parla Şenol, çocuk yıldızlık döneminde akranı Zeynep Değirmencioğlu (Ayşecik) ile Acar film stüdyosunda karşılaşır. O minik çocuk hallerine aldırmaksızın birbirlerine hava atmaya kalkışır küçük hanımlar. Parla der ki :" Ben kendi filmlerimi kendim seslendiriyorum !" Bu lafın üzerine Ayşecik cevap vermekte gecikmez :"Benim vaktim yok ! 

17 Mart 2021 Çarşamba

Fatih Sultan Mehmet tedbil-i kıyafet gezerken

Fatih sultan Mehmet, tedbili kıyafet gezerken bir derviş tarafından tanınır. Derviş, sultana yaklaşarak der ki -- Allah, üçyüz yirmi dört bin peygamber yarattı. Her birinin aşkına bana bir akçe ver. --Elbette der fatih. -- Sen o peygamberlerin adını bir bir say bakıyımm.

5 Mart 2021 Cuma

Erkek Dayanışması

MENDERES ZAMANINDA  CHP li bazı kimseler gariban bir köylüyle dalga geçmişler. Adnan mendere'in adını Adnan Teres, Celal Bayar'ın adını çalar boyar diye öğretmişler. Sağda solda bu isimleri duyanlari zabıtaya ihbar etmişler. Mahkemeye çıkarılmış köylü. Kadın savcı ,idamına diye mütaalaa yapınaca köylü mahkemenin erkek üyesine seslenmiş. --EFENDİM. sEN ERKEKSİN, BEN ERKEĞİM. bU OROSPUYA UYUP BENİ ASMAYASIN. (HER DAĞIN GÖLGESİ)

3 Mart 2021 Çarşamba

kadın ayrımcılığı

bir şirkette eleman alımı ile ilgili konuşmalar yapılıyor. Başkan, --Mümkünse kadın eleman almayalım. Doğumdu, doğum izniydi derken,1 sene heba oluyor.Oturum da bulunan bir kadın, yanında ki diğer kadına dönerek tepkisini dile getiriyor.--Bunu bir yere kaydedeyim de Hamile kaldığımda böylelerini doğurmayayım. tülin kahvecioğlu

1 Mart 2021 Pazartesi

Osman Bölükbaşı

Osman Bölükbaşına, İsmet Paşayı sevip sevmediğini soruyorlar. --Nasıl seveyim birader diyor. Ne zaman meccliste konuşmaya başlasam kulaklığını çıkarıp masaya koyuyor.

17 Şubat 2021 Çarşamba

PROF SAMİ ZAN

Sami Hoca her dersin başında bir soru cevap bölümü yaparmış. Öğrenciler akıllarına gelen her konuyu küçük kâğıtlara yazarmış, Sami Hoca da bunlara cevap vermeye çalışırmış. Günün birinde Sami Hoca kâğıtların birindeki soruyu okuduktan sonra sınıfa dönerek “Çocuklar, ‘Aşk nedir?’ diye sormuşsunuz. Bu çok zor bir soru. Bana bir hafta süre verin.” demiş. Ertesi haftaki derse Sami Hoca elinde bir horoz şekeri ile gelmiş. Sınıfa dönerek “Bunu kim yemek ister?” demiş. Azeri uyruklu bir öğrenci fırlayarak “Men yerem” demiş ve sınıfın önünde horoz şekerini hızlıca yemiş. Horoz şekeri bittikten sonra Sami Hoca sınıfa dönerek bir hafta önce kendisine yöneltilen soruya şu cevabı vermiş: “Çocuklar aşk işte bu horoz şekeridir, yerken çok tatlıdır, ama bittiğinde ise elinizde bir kazıktan başkası kalmaz.” pfof dr sami zan 

10 Şubat 2021 Çarşamba

SUNA PEKUYSal'ın saygısı

Bir gün büyük bir markette alışveriş ederken güler yüzlü bir hanım yanına yaklaşmış ve;"Suna Hanım, sizi Lüküs Hayat'ta seyrettim ve bayıldım.Zaten eskiden beri size hayranım" demiş.Arkasından da en münasebetsiz bir biçimde,"Niye hep böyle eğik duruyorsunuz?" diye abuk sabuk bir soru sormuş.Suna Pekuysal hiç düşünmeden :"Size olan sonsuz saygımdan efendim" diye yapıştırmış yanıtını...Haldun Dormen

YUNAN MEZALİMİ DRAMASI

Adana da,İstanbuldan gelen bir kompanya Yunan mezalimini anlatan bir oyun oynuyor. Tiyatroya, sinemaya alışık olmayan Anadolu halkı fena içerlemiş oyundaki Yunanlı yüzbaşıya. Bir defa da oyun çıkışı sıkıştırmaya çalışmışlar aktörü Son gece, Yunanlı Yüzbaşı yine halka eziyet etmiş oyun boyunca.Seyircilerin homurtuları yükselmeye başlayınca Aktör anlamış ki, bu gece durum kelek. En azından temiz bir sopa bekliyor kendini. - Bir dakika, bir dakika! diye seyircilere seslenmiş. Oy - Ben, demiş beriki, aylardır şu garip Anadolu halkına ettiğim eziyetin ancak farkına vardım. Vicdanımda bu eziklikle yaşamam mümkün değil. Ben de işte burada nedamet getirip, Hâk dinine sarılıyorum. Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve... Rivayete göre, daha Kelime-i Şahadet’i tamamlayamadan, sahnenin önünde dövmek için toparlanan Adanalı gençler, sahneye fırlayıp Yüzbaşı’yı omuzlarına aldıkları gibi, Tekbir sesleri içinde Adana sokaklarında dolaştırmışlar. ZİHNİ KÜÇÜMEN

2 Şubat 2021 Salı

KORSAN İSKENDER

“ Büyük İskender korsana, ‘Sen ne cesaretle denizlere korku salabiliyor­sun?’ diye sorar. Korsan, ‘Asıl sen ne cesaretle bütün dünyaya korku salabiliyorsun?’ diye cevap verir ve şöyle devam eder: ‘Ben sırf küçük bir gemiyle bunu yaptığım için hırsız sayılıyorum, oysa sen aynı şeyi koca bir donanmayla yapıyorsun diye İmparator olarak anılıyorsun.’”NOAM CHOMSKY

28 Ocak 2021 Perşembe

Reşat Ekrem Koçu ve İstanbul gençleri

galiba nevra serezli anlatiyordu, bir tiyatro oyununda kullanmak icin eskiden istanbul'da kadin-erkek iliskileri, flortlerin nasil oldugunu ogrenmek icin resad ekrem kocu'nun goztepe'deki evine gitmisler. ama ne mumkun, adam istanbul'un civanmert delikanlilarini anlatip durmus, bunlar kadinlari anlatin diye israr edince de "hanimefendi, atalarimiz kadinlarla fazla ilgilenmezdi" deyivermis.

20 Ocak 2021 Çarşamba

Nasa' nın temizlikçisi

Başkan J.Kennedy’in 1962 yılında NASA’yı ziyareti sırasında orda çalışan bir temizlik görevlisiyle başından geçen ve çok bilinen bir anektod vardır; Başkan Kennedy görevliye ne yaptığını sorar ? Temizlik görevlisinin cevabı Ay’a insan gönderilmesine yardım ediyorum olur !...

18 Ocak 2021 Pazartesi

sadun aren

TÜRK-İŞ TİP'e karşı Çalışanlar Partisi adında bir parti kurma faaliyeti yürütür. Aren'i de bir toplantıya davet etmişler. "Mümtaz Soysal programı hazırlamış, maddeleri okuyor. Bu maddelerden bir tanesi 'madenler, yer altı zenginlikleri devletleştirilecektir' şeklindeydi. Bir katılımcı söz aldı ve 'Benim maden sahibi çok iyi bir arkadaşım var. Ona yazık olur, devletleştirmeyelim' dedi." (109) Partinin (TİP'in) çok güzel bir amblemi vardı: İşçi sınıfını gösteren bir çark, bir de başak. Bu işçi - köylü ittifakını gösteriyordu... Amblemi tanıtırken akılda kalsın diye 'Bir tekerlek üzerinde bir başak' diye tanıtıyoruz. Bir gün Çetin Altan telefon etti ve 'Tekerlek demeyin, burada yanlış anlıyorlar, çark deyin çark!' dedi." (120)

Sadun Arel

"Ben 'İstihdam, Para ve İktisadi Politika' adlı kitabımı ödev olarak okuturdum. Ve kitap 'Sevgili öğrencilerime' diye başlar. Bir gün imtihan oluyor, ben de imtihanda gözetmenim. Bir kızın yanına oturdum. Önünde kitap varmış, aldım kitaba baktım. Benim yazdığım ithafın altında 'Pis herif, öğrencilerini sevseydin hiç böyle anlaşılması zor bir kitap yazar mıydın?' yazıyor.

düzenin yabancılaşması

Dizilerde oynayıp fakültemize de devam edn bir hanım kızımız kantin de cep telefonuyla konuşuyor. Erkek arkadaşından ayrılmış herhalde --Bana artık selam vermiyor, telefonuma çıkmıyor gibi şeyler söylüyor. Beraber çay içtiğimiz iktisat asistanımız kendince yorumladı olayı. --ıste biz buna düzenin yabancılaşması diyoruz.

14 Ocak 2021 Perşembe

HALK İMAMI

Adamın biri Ramazan’da zina yapmış. Sonra İmama gidip dert yanmış. İmam da demiş ki “Hem de Ramazan’da! Hem de nikâhlın değil! Cehennemin esfel-i safilinde yanacaksın!” En aşağısında yani! “Dinden de çıktın, sana kurtuluş yok, git Allah belanı versin!” demiş. Hani doktora gideriz gözümüz tutmaz, başka bir doktora daha gideriz ya, bu da başka bir imama gitmiş. İmam bakmış, “Yaptığın iş, matah bir şey değil ama bu kadar da kahrolma! Ramazan ayında yapmışsın. Orucun kazası var, onu kaza edersin. Yaptığın iş için de bir sadaka ver. Bir de tövbe et. Bir daha da böyle bir şey yapma!” demiş. Adam dışarı çıkmış, “Yarabbi çok şükür! Tam şeyime göre bir imam buldum!” SIRRI SÜREYYA ÖNDER

aşık tavsiyesi

Aşık Veysel'e hayran bir hemşerisi muhabbet esnasında ozana sorar. --Ben de senin gibi Ozan olmak isterim. Ne tavsiye edersin. Aşık,şu cevabı vermiş. --Gözel sev. Şükrü Erbaş

ZEMZEM ÇAYI

Hacdan yeni dönen bir yakınına ziyarete gidecek kadın Arnavut Komşusunu da çağırmış.Komşusu;“Ben orada ne yapacağımı bilemem orada rezil olmayayım” demiş.Diğeri ise, “zemzem suyu” çıkarıldığında Kıble’ye dönüp bir dikişte içileceğini söylemiş ve ziyarete gitmişler. Ziyaretçiler çok kalabalıkmış. Bu arada ikramlar çıkmaya başlamış.İlk olarak çay çıkarmışlar. Komşu da yanındakini dürtüp ”Ay o çay” diye Arnavutça sormuş,”ÇAY” Arnavutça da hem ”O” manasına geliyor, hem de ‘’ÇAY” manasına geliyor.Komşu’da bunu ”O” Yani zemzem zannedip Kıble’ye doğrulup, “Bismillah” deyip çayı “Zemzem” diye içer. Gözleri dışarı fırlar ama belli etmez ve şöyle der;”Hey Mübarek Mekke’den gelmiş hala soğumamış” 

Bürokratik ölüm

Bataklığa düşmüş bir adam imdat istemektedir.Yoldan geçen biri sesini duyar. - Yardım etmek isterim de burası devlet hazinesine ait.Buradan bir dal azlıp sana uzatsammm . Olmaz! Hazineden mal almak suçtur.Bataklığın içerisindeki adam ise:-Mal almak suçsa ben ne olacağım burada. Ölürüm ben burada o zaman.-Sen hiç merak etme. Ben şimdi kasabaya gider kaymakama senin bataklığa düştüğünü söyleyerim. O da ilçedeki mal müdürünü çağıracak. İkisi aralarında istişare edecekler ve seni oradan çıkarmak suç mu değil mi karar bir karar verecekler. Eğer çıkarmak suç değilse itfaiye gönderirler buraya. Sen hiç merak etme.Bataklıktaki adamda hayretler içinde kalarak,-Senin bu dediğin olana kadar ben burada ölürüm.-Yahu arkadaş ben sana ölmezsin demedim ki. Ölürsün ama en azından mevzuata uygun ölürsün.

Müslüman Baston

ulema sınıfında asa yerine ilk baston kullanan zat abdülaziz devrinin seçkin simalarından kethüdazade hoca ahmet arif efendi'dir. zarafetiyle meşhur olan bu zata bir sofu: "bu kafir değneğini niçin kullanıyorsun?" diye sormuş, efendi de gülerek: "üzülme... ben onu müslüman ettim!.. Reşat Ekrem Koçu--Tarihimizden Garip Vakalar.

Özcan Özgür

Özcan Özgür içki masasında bir arkadaşına Ali Poyrazoğlu’ndan dert yanıyor. “‘Özcan Bey avans isterse vermeyin, anında rakıya çeviriyor’ demiş. Ben rakıya para vermiyorum ki… Meyhanelere yazdırıyorum… Bakkala borcum var efendim.”

12 Ocak 2021 Salı

köprü

bİRİ abd da diğeri Türkiye de devlete iş yapan 2 müteahhit newyork ta sohbet etmekteler. Amerikalı müteahhit zenginliğinin kaynağını açıklar. --Şu karşıda gördüğün köprü var ya, onun çimentosundan tonun da 150 gram çalarak bu serveti edindim. Bir ertesi sene türkiyeye geldiğinde türk müteahhit te kaynağını açıklar. --Şu köprüyü görüyor musun? Amerikalı cevaplar. --Hangi köprü?

DOMUZLAR

Bakanlık, Tunceli tarım müdürlüğünden civarda ki domuz sayısını öğrenmek ister. Daha önceleri 149 tane olan domuz sayısı 1 artsa sürek avı başlayacaktır. Bu da sürek avı takvimi,bürokratik işlemler, oluşturulacak ekip,vurulan domuzların kuyruğunun kesip yollanması gibi işler demektir. Görevli domuz sayısını 149 dan 99'a düşürür. 50 domuzun hesabını vermek için de sınır ilimiz Erzircan'a geçti der. Bakanlık, Erzincan tarım müdürlüğüne yazar. --Bölgenizde ki domuz sayısını 100 diye bildirmiştiniz. Tunceli müdürlüğü 50 adet domuzun sınırlarınıza girdiğini iletti. O domuzları bulun ve sürek avı başlatın. Erzincan il müdürünün domuzdan haberi yoktur. Yazın der. --Tunceli domuuzları sınırımızdan geçip erzurum'a geçmişlerdir. Erzurum il müdürlüğü, Ağrı'ya kadar hayali domuzları kovalarlar. Ağrı il müdürü ise çareyi bulmuştur. Baknlığa dosyayı kapattırır. --Korkutulan domuzlar her türlü uğraşa rağmen Ermenistan'a kaçmış, yakalanamamışlardır. SAMİ ÖZÇELİK

De Gaulle Galatasarayda

Charles De Gaulle ve eşi, 1968 de mekteb_i sultani( Galatasaray lisesi) nin 100.yılı kutlamalarına katıldılar. Karşılayan bir görevli Baiser kelimesini yanlış kullanıp sizi öpmek isterdik diyeceğine --Nous voudrions baiser-Sizi düzmek isterdik-diyor. En güzel tepkiyi bayan De Gaulle verir. -- Ohh.Tanrı kocamı korusun ! (Atilla Dorsay)