30 Ocak 2024 Salı
HERAKLİT VE NAZIM
Türkiye’ye girerken, apar topar Sarp sınır kapısında polis merkezine sokulan ve didik didik aranan Nâzım Hikmet’le ilgili kısa bir anekdot aktaracağım; Polis merkezinde ustayı sorgulayan komiser, “Nâzım, sen Moskova’da ekalliyetlerle (yani azınlıklarla) ilgili bir şeyler düşünmüşsün. Anlat bakalım Moskova’da neler planladınız bu ekalliyet meselesi hakkında?” Nâzım Hikmet şaşırdı: “Ben azınlıklarla ilgili bir şey düşünmedim, planlamadım. Nereden çıkarıyorsunuz?”. “Hiç saklama elimde delil var” diyen komiser, yanında bulunan diğer polise döner ve “getirin kanıtı da, kendi gözüyle görsün”. Nâzım ustanın yazmış olduğu bir şiiri gösterir. Şiirin adı; “Moskova’da Heraklit’i Düşünüş.” Oysa komiser ve orada bulunan polis merkezindekiler; “Heraklit’in Osmanlıca yazımı olan “Ekalliyet” kelimesinin benzerliği nedeniyle; “Moskova’da Ekalliyeti Düşünüş” olarak anlamıştı güzelim şiiri, üstelik toplantı notu diye… Sonrasında ise Nâzım usta, “Heraklit, değişmeyen tek şey değişimin kendisidir” diyen Yunan filozofu olduğunu, orada bulunanlara söylediğinde ise, baltayı taşa vurmuştu! Çünkü tüm bunları, yani notların açıklamasını alan komiser, kendince biraz aydınlanmıştı! Ancak, sözlerine devam ederek, Heraklit’in Yunanlı filozof olmasına tahammül edemeyen zihniyet hiddetle ayağa kalkarak, “Ne! Bizim can düşmanımız için bir de şiir mi yazdın?” Ve sonuç malûm…MUSTAFA GÖKÇEK
KİMLİK VE CEZA
III. Ahmed’in kızı Esma Sultan ölünce adamlarının malını iyi idare etmediği anlaşılır – “... bunlardan bezirgân Dimitri, kapı çuhadarı Said Ağa, masraf kâtibi müderris Osman Efendi derhal yakalandı ve hapis edildi... Müderris Osman Efendi’nin üzerinden müderrisliği alındı ve sürüldü. Said Ağa hapse mahkûm oldu. Dimitri öldürüldü, bütün malları hazine için zapt edildi.” Yani, suç aşağı yukarı aynı; ama ceza dağılımında suçu işleyenlerin kimliği rol oynayabiliyor.(Çağatay Ulucay, Padişahların kadınları ve kızları s91)
27 Ocak 2024 Cumartesi
SİLME HAREKETİ
948’den bu yana değişmeyen şeylerden biri, İsrail’in Filistinlileri öyle ya da böyle göçe zorladığı toprakları birkaç yıl içinde tanınmaz derecede değiştirerek sanki orada 100 yıldır Yahudi bir köy varmış haline getirmesi. Gazzeliler neden ölmek pahasına güneye gitmiyorlar sanıyorsunuz? Kuzey Gazze, büyük bir uluslararası müdahale olmazsa en kısa zamanda Araplara ait bütün tarih tamamen yerle bir edilerek, Avrupa’da bir küçük kasabaymışçasına modern ve temiz bir Yahudi mahallesi haline gelebilir. Adı değişir ve orda yaşanan zulme dair her şey silinir.ADANİA SİHİPLİ
GÜNEŞ DİL TEORİSİ
ANKARA DİL TARİH FAKÜLTESİNDE GÜNEŞ DİL TEORİSİni ders olarak okutan İbrahim Necmi Dilmen, Atatürk'ün ölümüyle dersi kaldırır. Sebebini soranlara da
--Güneş öldükten sonra, onun teorisimi kalır? diyerek meseleyi kapatır. NiHAD SAMİ BANARLI
26 Ocak 2024 Cuma
FAŞİZM ,AYIP ŞEY
FAİK BERCAVİ, Mahmut Esat Bozkurt'un derslerine girmiş.Bozkurt, bir ara öğrencilerden gelen soru üzerine faşizmi tanımlamaya çalışmış. Çok fazla şey söylemiş omamış. Sonunda,çocuklar demiş.Faşizm çok ayıp bir şeydir HIFZI TOPUZ
MATBUAT KAPANIRSA...
Yaşlı bir gazeteci abimize genç okuru;
“Üstadım, hemen her gün yazıyorsunuz. Bir ara verip, dinlenmeyi hiç mi düşünmediniz?
“ Üstat, genci yanıtlıyor; “Elbette düşündüm, düşünmesine de… Delikanlı, gazeteye yazmasam gazetenin okuru azalır!”
Genç, tebessümle; “Merak etmeyin efendim, lütfen dinlenin biraz. Okurlar yine gazeteyi okur ve gazeteye de bir şey olmaz!”
Üstat düşündükten sonra ve biraz da kısık sesle söylenir. “Zaten benim korkumda o ya…” MUSTAFA GÖKÇEK
PERTOL VE DOMATES
Bağdat’taki görüşmelerde Iraklı bir yetkili Kürt heyetine,
“Nasıl olur da petrolü domates, salatalık satar gibi satarsınız? Bu öyle kolay bir iş değil” der.
Heyetteki Kürt Bakan Aşti Hewrami de,
“Petrol satışı bizim için domates, salatalık satmaktan daha kolaydır. Çünkü domates ve salatalığın organik olanı var, organik olmayanı var. Oysa petrol sadece petroldür”
KUŞATMA DA YAŞAMAK
“Saraybosna kuşatma altındayken kabareler patladı. Sırplar şehri kuşatmış, elektrik ve gaz sürekli kesiliyordu. Bosnalılar durumdan mizah çıkarıyorlardı. Çok garip bir şaka vardı: “Auschwitz ile Saraybosna arasındaki fark nedir? Auschwitz’te en azından gaz hiç kesilmiyordu..” Bu kadar umutsuz bir durumda bile kurbanı oynamadılar. Kadınlar açlıktan ölmek üzereyken bile sokağa çıkarken ruj sürdü. Bu yüzden gelip de onlara gıda yardımı yapan insani yardımcılardan nefret ettim. Birleşmiş Milletler sadece havaalanını kontrol altına aldı. Karadzic “Bir tabur ile kuşatmayı yaracak serbest koridor açabilirlerdi” dedi. Batı bunu neden yapmadı? “Ah, zavallı Bosna, keskin nişancılar herkesi öldürüyor” dedikçe sapıkça bir zevk alıyorlardı. Belki bilirsin. O zamanlar Berkeley’de Alfred Hitchcock ile ilgili bir konferansa katıldım. Amerikalı bir ahmak bana saldırdı: “Ülken bu durumdayken sen nasıl Hitchkock filmleri gibi fuzuli bir konuda konferansa gelirsin” dedi. Patladım: “Yok ya! Yani sen Hitchcock ile ilgili konuşabilirsin ama biz kurban gibi davranmalıyız öyle mi! Neden sen Yugoslavya’daki acıları anlatmıyorsun ve ben Hitchcock ile ilgilenmiyorum?” Tabii, o ülkem Slovenya’da bir çatışma olmadığının farkında değildi. Onlar için hepsi aynı. O yüzden asla unutmamalıyız: Evet, köktencilikle mücadele etmeliyiz ama esas sorun hakim liberal ideolojidir. Tıkandık. Bir şey yapmazsak ortaya çıkacak toplum hiçbirimiz için iyi olmayacak. Çıldırmış bir toplum olacak.” SLOVAK ZİZEK
OSKARI 3 KEZ ALIRSAN...
2015 oskar ödüllerinde sean penn en iyi film ödülü nü açıklamak üzere kendine verilen zarfı açtığında, meksikalı yönetmen Alejandro Gonzalesin 3. kez ödülü kazandığını görüyor kartta. Gonzalesin 3 kez ödül almasına şaşırıp,kahretsin diyor.
Hangi ..çocuğu yeşil kart verdi bu adama_
BİLGE KARASU YA HEDİYE
1979'un Şubat'ında, Ülkü Tamer o sıralar yayınevinde yöneticilik yapıyor, Bilge Karasu'nun kendisini ziyarete geldiğini haber veriyorlar. Kucaklaşıyorlar. Birer çay söyleyip neler yaptıklarından söz ediyorlar. Tamer, "Yeni bir şeyler var mı?" diye sorunca Karasu gülüyor ve "Ben de onun için gelmiştim. Bir kitabım var. Göçmüş Kediler Bahçesi. İlgilenir misin?" diyor. Tamer, Karasu'nun elindeki dosyayı alıyor hemen. Ancak Karasu'nun, kitabını önerirken sıkıldığını da fark ediyor. "Bir oku istersen." dediğinde "Yahu," diyor, "nesini okuyacağım! Senden okuyacağım kadar okudum. Bunu da kitap olarak çıkınca okurum." Karasu, "Basacak mısın yani?" diye soruyor. "Bugün doğum günüm. Bana bundan güzel bir doğum günü armağanı verilemezdi. Sağol." diyor ve kitabı kısa sürede yayımlıyor
24 Ocak 2024 Çarşamba
Ölümlü Şekspir
Abdullah Cevdet,bir sohbet sırasında Süleyman Nazif'e,
şu Şekil çevirilerini tamamlamadan öleceğim diye korkuyorum demiş
Süleyman Nazir'de
Ben se tum eserlerini çevireceksin diye korkuyurum. Şekspirin eserleri olumsüzdür derler. Türkçeye çevirerek ölümlü olduklarını kanıtladın der.
Devlet agzı
şimdi spiker yok. Sahibinin sesi var. Biz gerektiğinde başbakanı bile eleştiren kurumduk.TRT sınavını kazandığımda Turgut Özakman,
unutma biz hükümetin değil, devletin ağzıyiz demişti. MEHPARE ÇELİK
ANTİSOL
6/1 devre kaybıyız.Etimesut'a gittik. O dönem infaz yasasından faydalanıp serbest kalan, ama daha evine gidemeden doğruca askere alınan tutuklularda vardı. Adi suçluların yanında Bir çoğu Partizan, Devsol , devyol gibi örgüt hükümlülerine eğitim alanında yürüyüş dersi veriliyor. Birtane asteğmen vardı. Gırgır bir adamdı. Hışımla çavuşa çıkıştı.
--Oğlum sen ne yapıyorsun? Bunlar siyasi çocuklar. Sol- sağda neymiş? Bak bundan sonra böylekomut vercen dedi. Başladı.
Sol, sol, antisol
23 Ocak 2024 Salı
YAZARIN, KIZ ARAMASI
Halil Gür dil bilerek Hollanda’ya gelir, aç susuzdur. Bir kapının zilini çalar, ev sahibi ile kızı kapıyı açar. Halil aç olduğunu söyler, adam tereddüt geçirirken kızı, “gel içeri” der. Halil bir saatliğine girdiği evden 6 ay sonra çıkar. Yazdığı kitap Hollanda’da en çok satan kitap olur. En büyük magazin dergilerinden biri Halil Gür’ü büyük bir kalbin içinde kapaktan vermişti. Çevresine de küçük kalplere yerleştirdiği en başarılı artistleri, en güzel Hollanda kızlarını bir çizgi ile Halil’e bağlayarak: “Halil Gür’den evlilik hakkında tavsiyelerini aldık” başlığını atmıştı. 1983 yılında üç gün süren Avrupa Çocuk Edebiyatçıları Kurultayında Halil ile tanıştık, samimi olduk. Halil Gür bu dergiyi bana gösterdi, söyleştik, pırıltılı kitap konuları anlattı. Kurultay bitip de ayrılırken Halil dedi ki:
“Ya Yücel evlenmek istiyorum. Almanya’da tavsiye edeceğin helal süt emmiş bir kız var mı?” Güldüm:
“Ulan akıl verdiğin o güzel kızların hepsi helal süt emmiş, seç birini.” YÜCEL FEYZİOĞLU
NAZIM HİKMET VE MAREŞAL
Mareşal Fevzi Çakmak, Nazım Hikmet'i öldürmeyi kafaya koymuştur. Nazım Hikmet, Ankara da cezaevinden kaçacak,Keskin'e giden dağları çıkacak. Uzaktan kendini izleyen pusucular tarafından öldürülecekti. Ama bu plan, Şükrü Kaya tarafından öğrenilince İstanbul da hasta yatağında yatan Atatürk haberdar edilir. Onun izni olmayınca Fevzi Çakmağın hevesi kursağında kalır. HASAN İZZETTİN DİNAMO
LGBT YARDIMI
Son depremde yaraları sarmaya çalışırken,Ankara merkezli LGBTİ+ Lubunya Deprem Dayanışması gönüllüleri, çok akıllı çalışma yapmışlar, Tuman, şalvar ve leğen getirmişlerdi. Bikini tarzı iç çamaşırlarından ÇOK, BU kırsal kökenli bu eşyalar hemen tükendi. Yinede bu kuruluşlar,bir kaç köylü tarafından depremin sorumluları gibi algılanması içimizi acıttı. Bu sapıklıklar yüzünden deprem oluyormuş. MOR ÇATI
KİTAP, ÜTÜDÜR
Muammer Karaca ile Yolda karşılaştığım da her seferinde ,
“Ne haber ağzı mangallı?” derdi.Mangal, biliyorum, pipo’m!
…Ardından, sağ elini, sol koltuğu’nun altına atıp, gülerek: “Okumuş!” der, yürüyüp giderdi…
Bir gün, tam gidecek, durdurdum. “Peki Hocam” dedim. “ ‘mangal’ dediğin pipo’m!… Fakat koltuk altına attığın sağ el’in, ne ifâde ediyor?”
“Ütü’n Okumuş, ütü’n; yani, kitapların!” demişti…” “kitap insanın ütüsüdü. Düzeltir, kırışıklarından kurtarır onu. YILMAZ GRUDA
GÜVENLİ UÇUŞ
11 Eylül saldırısından sonra tüm sivil havacılık dünyasında -ilk yolcu binişinden önce, son yolcu indikten sonrasına kadar- kokpit kapısının kilitli kalması yasağı konulmuştu. Bu yasak konulmadan önce bir pilot inişi tamamlayıp köprüye yanaştıktan sonra şöyle bir anons yapar:
“Baylar, bayanlar varış noktasına hoş geldiniz. Yolculuğunuzun güvenli kısmı burada sona ermiştir…” OSMAN GAZİ BAYKAL
PEHLİVAN TEFRİKASI
Her Gün gazetesine sabahın erken saatlerinde orta yaşlı bir adamcağız hışımla girip bağırır:
“Nerde o pehlivan tefrikasını yazan kişi?”
“Burada” deyip Murat Sertoğlu üstada seslenirler:
“Murat Ağabey! Bir okuyucunuz geldi sizi arıyor.”
Sertoğlu en sevimli haliyle ve teşekkür bekleyerek misafirinin yanına gelir ama tepki beklediği gibi olmaz:
“Yahu, bir hafta oldu, hala elense çekiyorlar. Yeter artık!”
şİİR'İN KONUSU OLMA!
Kaçaklığım sırasında , Muzaffer , Sabahhattin Ali ile görüşmemim sağladı. Uzun süredir bir dost yüzü görüyordum. Snatta, yazılarından ülkemizde yayılan hitler sempatisinden ve bunun hayatımızı karartmasından konuştuk. Ben,
--- Almanlar Türkiyeye girerse Yunanistan da olduğu gibi bizi Gestapo'ya seve seve verirler dedim.
aYRILIRKEN sABAHATTİN aLİ,
--Hudutlarda dolaşırken kendin için şiir yazdırmamaya çalış.(TKP, AYDINLAR VE ANILAR hASAN iZZETTİN dİNAMO)
AÇLIĞINDA ZAMANI VAR.
MAHKEMEDEN çıkınca herkes yemek için lokanta aramaya başladı. Ben param olmadığı için Bir ağaca yaslanarak denizi gözlemeye, açlığı unutmaya çalıştım.Suat Derviş ile Reşat Fuat, beni aramışlar.
--Dinamo, yemeğe gel dediler.
--Ben sabah bir şeyler yemiştim.Akşama kadar tutar dedim.
Reşat Fuat,
--Gel, Dinamo gel dedi. Daha çok açlık grevi yapacağımız günler gelecek. Şimdi karnımızı doyuralım . TKP , AYDINLAR VE ANILAR
VATANSIZ ŞAİRLER
İsmet PAŞA,YETKİLİLERE,
--şU yeni edebiyat ve ses dergilerindeki vatansız şairlere bir karşı kampanya açarak onlara vatanın, milletin şiirini vermelerini öğretin der.
Bundan sonra Ahmet Kutsi Tecer, Behçet Kemal Çağlar gibi şairler görevini yapmaya başladılar. Hece vezniyle , köylü kızların güzelliğinden , buüğday tarlalarının güzelliğinden,Köy delikanlılarının yurt için şehit düşmelerinin en büyük cennet mertebesi olduğu gibi şiirler bir anda yayılmaya başladı. HASAN İZZETTİN DİNAMO
21 Ocak 2024 Pazar
AILE OLMAK
Türk tiyatrosunun ve sinemasının ünlü çapkın isimlerinden biri karısına gelmiş ve
Ben artık eski gücünde dağılım. Galiba erkeklikten düşüyorum demiş. Karısı buna sarılmış
Üzülme demiş. Bumdan sonra bir aile olmanın keyfini yaşayalım
M.o
20 Ocak 2024 Cumartesi
AĞA DOSTU
Köy ağası, Dostu olan evli bir kadını getirmesi için kahyasını gönderir. Ancak adam, ağa misafirleriyle otururken eliboş gelir. Ağa, işaretle durum ne ? diye sorar. Kahya, eve gittiğinde kadını ikna etmiş ancak kadının kocası gelince gelemediğini mesaj şeklinde anlatmaya çalışır.
Gittim idi almaya,
Kalktı idi gelmeye,
gelmezse gelecekti,
Geldiği için gelemedi.
19 Ocak 2024 Cuma
İYİ RESİM
Ara Güler Ve Şakir Eczacıbaşı, ara ara birbirlerinin resimlerini çekerler.
Kimin potresi daha iyi diye bakarlar. Şakir'in çektiği Ara potresi daha iyidir.
Ara güler,Fotoğraflara bakar bakar ve
--Şakir gördün nasıl durulur?
DİYOJEN'İN ZENGİNLİĞİ
Büyük İskender, Diyojen'e sorar.
--Söyle bakalım. Ben kimim?
Diyojen der ki;
--Bendemin bendesisin. ( Esirimin esirisin)
İskender, şaşırır. Diyojen sürdürür konuşmasını.
--Sen , toprak için zenginlik için insanları öldürüyorsun.Halbuki bunlar benim değer vermediğim şeyler. Zenginlik, şöhret, güç benim kölem. Sen de benim köleme köle olmuşsun.
ŞAİR TEKLİFİ
Ahmet Muhip Dıranas, çağırdı.Sivasta ki, bir yerel gazeteye yazı yazmamı istedi. Anlaştık . Sonrasında cebinden bir anahtar çıkarıp masaya koydu.
--Bu benim evimin anahtarı. Özel misafirlerimi orada ağırlarım dedi.
Şaşırdım.
--Pekela dedim. Açık konuşabilir miyim? Ama darılmayacaksınız.
Ben alnıına düşen saçlarına kadar sigara sarısına boyanmış,sağ elinin 2 parmağı sararmış, dişleri hiçovulmamış erkeklerden hiç hoşlanmam. Ayrıca saygısız davranışlardan hiç hazzetmem. Bilmem anlatabildim mi? deyip hızla odadan ayrıldım.
CAHİT UÇUK
SOĞUKKANLI İNGİLİZLER !
Macar asıllı gazeteci George Mikes,ingilizlerle ilgili şunu anlatır:
2. dünya savaşı günleri. Bir ingilizle barda çene çalarken, birden sirenler çalar.Patlama sesleri duyulur. Yanındaki ingiliz kendini yere atıp,masalardan birinin altına sığınır.Sirenler tekrar çaldığında arkadaşı yerine döner. George'a
--Ne o? Korkudan yerinden bile kıpırdayamadın di mi?
KOFİ ANNAN'IN DÜNYASI
Kofi Annan,Birleşmiş Milletler de görevdeyken gerekli reformları yapamadığı için eleştriler almaktadır.Rus temsilcisi dalga geçerek,
--Tanrı, bile dünyayı 6 günde yarattı der.
Kofi Annan, cevap verir.
--Tanrı'nın uğraşacağı Genel Kurul,Güvenlik Konseyi ve komiteleri yoktu.
18 Ocak 2024 Perşembe
ŞAPKALI HACI
Sami Gökmen’in babası, Kurtuluş Savaşı gâzisi, Cumhuriyete yürekten bağlı bir Anadolu aksakalı.
: “Dinine bağlıydı ama yobaz değildi. Başında fötr şapkayla hacca gitti. Kafiledekilerin bütün ısrarına ve tepkisine karşın başından o şapkayı çıkarıp hacı takkesini giymedi. ‘Mekke’de fötr şapkayla laik cumhuriyeti temsil ettim’ der gururlanırdı.” DERİN İZLER
KART ZAMPARA
Erdoğan tunaş, kardeşim Berkerle,pavyona gidiyorlar. Pavyonda kavga çıkıyor. Bunlarda kavgaya dahil oluyorlar. Karakola düşüyorlar. Kardeşim için sıkıntı yok. Ama Erdoğan olayın büyümesinden rahatsız. Eşi Suzan Avcı dominant ve kıskanç bir kadın.Erdoğan tünaş'a polis
--mesleğin ne? diye soruyor.O da
--senarist diyor. Polis anlamıyor.
--Ne ?diyor kemalist mi?.
Suzan avcı oradan yetişiyor.
--Mesleği Kart zampara .. kart zampara diyor. (TÜRKER İNANOĞLU)
SENİ LANET OLASI
ben ders çalışıyorum. Abim tv de cehennem silahı filmini izliyor. Annem de örgü örüyor olmalıydı. Filmde ki ,
hey dostum git kendini becer,
Seni lanet olası,
biri bana burda ne olduğunu anlatsın,
kendine bir iyilik yap ve olanları unut
gibi repliklerden etkilenmiş olacak, abime terlik fırlatıp
-seni kahrolası çocuk. bir bardak su getir şurdan diye bağırdı. (kızlar soruyor)
LO NEREDE?
Almanya da O hafta sonu vereceğimiz etkinliğin provasina sadık gurbuz geldi. Halk müziği örneklerini dinledi.sesi ve yorumu çok güzel Bir hanım arkadaşımızın solosunda suratı ekşidi.
Nasıl buldunuz? diye sorduk.
Sesi ve yorumu güzel. Ama bacım sana soruyorum lo nereye gitti?
Bir séy anlamadık.
Makaram sarı bağlar diyorsun. Lo nerde?
Arkadaşımız ben şive yapamıyorum dedi.
Yapma zaten diye cevap verdi. Şive yapma. Ama lo orada türkünün her şeyidir. Vurgusudur. Kimliğidir,yöresidir. Yüzyılların imbiğinden süzülüp gelmiş bir nidadir o. Onu nasıl yok sayarsın? Buğun lo 'yu yok sayarsan yarın le, leylim, gari, more, uy, da gibi vurguları da yok olmasına sebep olursunuz. Siz türkü okumadınız. Şarki söylediniz dedi.
(Vehim Şendost)
16 Ocak 2024 Salı
UYUMSUZ SANATÇI
ORKESTRA şefi, sanatçıyı çağırır,
--bu gece farklı bir program yapacağız der. ilk 2mezuru geriden takip edeceksin. sonraki 8 mezurda hızla 6 nota öne geçeceksin.orkestra sana yetişmeye çalışırken sen şarkı sözlerini unutacak, ''na na na '' diye parçayı bitireceksin.
sanatçı,
--ama prova diyecek olur.şef,
provaya ne gerek var? 2 haftadır her provada beceriyorsun ya der.
PİNOCHET'E MEKTUP
Pinochet, diktatörlüğü. Ülkenin tüm aydınları işkenceden geçiriliyor. Allende ve Victor Jara öldürülmüş. Ülkede korku kol geziyor. Bu dönemde Pinochet'e yandaşlardan kutlama telefonları ve mektuplar gelmekte. Bir mektup ta 3 karikatür çıkıyor.
Bir yangın,
bir genelev sokağı
ve çirkin bir çocuk.
Pinochet, bu karikatürlere anlam veremez. Yardımcısına danışır. O da anladığı kadarını söyler.
Yaktın bizi orospu çocuğu !
NİZAMİ İDAM
Adam, hayat sigortası yaptırırken doldurduğu müracaat formunda karşılaştığı bir soruda dakikalarca duraksayınca, "Problem nedir?.." diye sormuş pazarlamacı "Babamın ölüm nedenini yazamıyorum.." "Neden?.." Adam hayli sıkıntılı bir şekilde bocaladıktan sonra "Şeyy.." demiş, "Babam asıldı..!" Pazarlamacı çok kısa bir an düşünmüş, sonra adama dönüp
"Yazın.." demiş, "Babam Adalet Bakanlığı'nın kanunlara dayanarak kurduğu özel bir platformda yer alıyordu.. Ayağı kaydı..
ARICI
Alberto Manguel, bir anekdot naklediyor. Yıllar önce Arjantin’de söyleşi yapmaya gittiği ihtiyar bir arıcıya ilişkin bir hatıra. Arıcı, aılarının hızla ölmesinden şikâyetçi, daha doğrusu endişeli. Başta tarım ilaççıları olmak üzere, onlara dikkat etmeyenleri suçluyor, uyarıyor. Kovanda bir damla bal bırakmamacasına kökünü kazıyanlarla da dargın.
“Biraz bırakmak gerek,” diyor. “Arılar cömerttir, size cömertlikle karşılık verirler.” Sonra kendisi ölürse diye düşünmüş herhalde ki,
“Bir arıcı ölürse,” demiş. “Birinin bunu arılarına söylemesi gerek.” SEVİNÇ OKYAY
15 Ocak 2024 Pazartesi
FERİDUN ÇÖLGEÇEN
Feridun Çölgeçen, çok zeki, uyanık ve sessiz biri.Feridun çölgecén,gs lisesi mezunu ,sol eğilimli bir genç. Bir kaç kez sansaryan han deneyimi yaşayınca Amerika ya kaçıyor. Amerika da gözüne disini karıştıran bir adam takılıyor. Bu kesin turk'tür diyerek adama yaklaşıyor. Selamünaleyküm aleyküm4 diyor. Adam aleykümselam diye cevaplayın bu kayserili hali tüccarın evinde 3 ay kalıyor. Sonra zengin bir dul bulup onunla evleniyor..
Bir gün karısıyla gezerken, kadın bir ayakkabı beğeniyor. Ama bunda para yok. Feridun ertesi günü mağazaya gidiyor. Kendini bosforus montunun uşağı olarak tanıtıyor. Montun, eşi kontes için bu ayakkabıyı almak istediğini söylüyor. Bir tekini denemek için istiyor. Olursa diğer eşini de alıp ödeme yapacağını söylüyor. Adamlar,sağ tekini veriyorlar. Ordan çıkınca aynı markanın başka mağazasına gidiyor. Oranda aynı gerekçelerle sol tekini alıyor. Hediye paketi yapıp eşine veriyor.
Filmlere evini kiralayan bir kadın var, huysuz mu,huysuz. Ekibin burnundan getiriyor. Feridun altında kalır mı?Set toplanmış giderken bu cin cin çok çon diye bir şey arıyor.Kadın ne arıyorsun sen dediğinde,Buraya gelirken yılanimı da getirdim. Ama kaçmış bulamıyorum diyor. Kadı n bir çığlıkları kendini dışarı attı. Gül gül öldük. TÜRKER İNANOĞLU
8 Ocak 2024 Pazartesi
ERİVAN PİYANGOSU
Erivan Radyosu hakkında nefis bir fıkra vardır:
Bir dinleyici sorar:
“Rabinoviç’in piyangodan yeni bir araba kazandığı doğru mu?” ve radyo sunucusu şu yanıtı verir:
“Prensipte evet doğru, sadece bu yeni bir araba değil, eski bir bisikletti ve o kazanmadı, ondan çalınmıştı.”
YAZARIN BALIĞI
Sait Faik, bir arkadaşıyla adalarda balık tutuyor. Yakaladığı küçük bir balığı öpüp tekrar denize atmış.Arkadaşı şaşkın.
--Ne yapıyorsun? diye sorduğunda Sait Faik,
--Düşünsene demiş. Benim öptüğüm bir balık şimdi deryada yüzüyor. BEŞİR AYVAZOĞLU
İŞTAHLI YAPIMCI
Perde Arkası programının yapımcısı Ertürk Yöndem'in hep boğazına düşkün olduğu söylenirdi.Irak operasyonu öncesi Ertürk Yöndem , 80 kişilik TRT ekibiyle Cizre ve Silopiye geldi. Bir gun Grand onsar oteldeyken , bi komiser kadin geldi,
"memur arkadaslar telefon ettiler Erturk bey, ispanakli boreginizi hazırmış, sizi bekliyorlarmis, hadi gidelim silopi'ye" dedi..O an, Ertürk abi, bize döndü
--Yanlış anlamayın çocuklar. Bu şifreli konuşma dedi. Kadına döndü
--Hadi şu haberi görelim deyip gitti. (EKŞİ SÖZLÜK)
AMATÖR KLUPLER
Korkuteli köyü yeni mahallesi Dat ile Seydikemer mahallesi Dont gençlik futbol karşılaşmasında Dat lılar ilk anlarda öne geçince tezahürata başlamışlar.
--Dat dat datlıyız.
Bu maçı alırız.
. Dontlular beraberliği sağlayınca..Onlarda tezahürata başlarlar.
Datlısınız datlısınız
Anca .abayı alırsınız
SAHİBİ OLUNMAYAN YALILAR
İstanbul’da şehir hatları vapurunda bir yolcu Burhan Felek’in omzunu dürtüp karşı sahildeki bir yalıyı göstererek,
“Burhan Beyefendi, şu beyaz yalı var ya, o yalı benim değil” demiş.
Bir dakika sonra yine aynı yolcu Burhan Felek’e bir yalıyı daha gösterip,
“şu kırmızı yalı var ya, o da benim değil” demiş.İskeleye varana kadar aynı adam Burhan Felek’in sürekli omzunu dürtüp, “şu yalı da benim değil, bu yalı da benim değil” diye sahildeki yalıları birer birer işaret etmeyi sürdürmüş.
Vapur iskeleye yanaşınca rahmetli Burhan Felek de adamın yanına gidip elini sıkmış ve şöyle demiş:
Beyefendi, size tebrik ederim, ne kadar da çok yalınız yokmuş”.
SOYLU ÇİNGENELER
Mihri belli, cezaevinde çingene sempazinlara konuşma yapmaktadır.Roman milleti,en soylu millettir. O milletten olmakla gurur duymalı insan. Çünkü devlet kurmamıştır romanlar. Devlet kuran milletler gibi devlet kurmak için soykırım yapmamışlardır. Elleri temizdir, kanlı değildir.
TÜRK SOLUNUN ÖZNELERİ
KANUNİ TABİBİ OLSAYDI..
'ankara’da siyasal bilgiler fakültesi’nde yapılan münazaranın konusu “adalet mi daha önemli sağlık mı?” idi. tıbbiyeliler sağlığın daha önemli olduğunu savundular.
hukuk fakültesi ekibi “adalet daha önemlidir” tezini savunuyordu. tıp ekibi münazaranın sonuna doğru altın vuruşu yaparak dedi ki:
“bakın kanuni ne demiş:
- halk içinde muteber nesne yok devlet gibi.
olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.
demek ki tıp ve sağlık daha önemli…”
hukuk fakültesi sözcüsü daha da keskin bir vuruşla noktayı koydu:
“tıp daha önemli olsaydı ona kanuni sultan süleyman değil tabibi sultan süleyman derlerdi.”
6 Ocak 2024 Cumartesi
YUH
‘’Arms and the Man’’ adlı eseri çok beğenilen Bernard Şhaw, oyunun yazarı olarak sahneye çağrılır. Sağa sola selam verirken, bir seyirci arkalardan -yuh- çeker. Shaw seyirciye döner ve
"ben de tastamam sizin fikrinizdeyim. Ama ikimiz bir tiyatro dolusu halka karşı ne yapabiliriz?" der.
ALTIN BİLEZİK
Böyle bir hak eyleminde olay yerinde jandarmalar ve emniyet Şirin Yıldırım adlı arkadaşımızı gözaltına almaya kalkıştı. Biz de vermemek için direniyoruz. Olay daha fazla büyümesin diye Şirin arkadaş,
Bırakın ya diye bizlere bağırdı.
Şu kollar altın bilezik görmedi şimdiye kadar, jandarmanın bileziğini bari görsün’ GREVDEYİZ
SÜKSELEĞ MONŞER
40 LI YILLAR.. Bir delikanlı geliyor Ankara'dan.. Siyasal Bilgiler'e. Yani züppeyun takımından.. Tepeden tırnağa züppe bir kıyafet.. Tavırlar da öyle.. Çocukları öyle "Günaydın.. Merhaba falan" gibisinden selamlamıyor geldiğinde.. Tam Paris aksanı ile..
"Sükseleğ monşeğ.. Sükseler monşeğ.."
Gurupta Muammer Karaca'nın kızı da var. Muammer Karaca,Her gece Cibali Karakolunu güncelleştirerek oynuyor.
Kız babasına anlatmış, bu züppe delikanlıyı...
O gece Cibali Karakolu temsili..
Muammer komiser elbisesi ile ortada.. Kenardan bir felaket züppe vatandaş girip, şapkasının ucunu tutarak selamlıyor Muammer'i..
"Sükseleğ monşeğ!.."
"Sizi de monşer" diyor Muammer.. "Sizi de.." GENCAY GÜRÜN
HASSAS BÖLGE
Vakti zamanında, bir turizm bakanı Samandağ'a gelir. Çevreyi çok beğenen bakan, Titus Tüneli’nin orada manzaraya bakar , bakar..
“Ne kadar güzel yerler buralar, deniz, tarih, doğa.'' Sonra sorar yanındakilere
--Samandağ, turizm bölgesi değil mi? ''
--Evet” karşılığını verirler.
--Ee, biz bir şeyler yapmıyor muyuz ?
--Efendim, burası hassas bölge.. yanıtına şaşırır bakan.
--Madem Hassas bölge neden Turizm alanı ilan edildi ? Yok turizm alanı ilan edildiyse neden hassas bölge? Ben anlamadım bu işten deyip dönmüş.
BETÜL MEMİŞ
Yazar- silahşör
Akşam gazetesi sahibi Malik Yolaç ve Çetin Altan, bir akşam Doğan Özgüdenlerin evinde yemekteyken Çetin Altan, sinirlenip silahını Yolaç’a doğru ateşler, neyse ki isabet ettiremez. Özgüden işten atacakmıyız? diye sorar. Malik Yolaç, “Niye ben onu nişancı olarak işe almamıştım ki” der.
KEM ALAT
Maliye Müfettişi Burhan Ulutan Varlık Vergisini bizzat uygulayan maliye müfettişlerinden biridir. Ve kanunun uygulandığı günlerde İstanbul Üniversitesi’ndeki Maliye hocası Fazıl Pelin ile karşılaşır.
Hocası ona kırgın bir biçimde yaptıkları işin yanlış olduğunu söyleyip, ‘Ben size böyle mi öğrettim’ diyerek sitem eder.
Ulutan Türk milletinin aciz, güçsüz olduğundan, kapitülasyonların Türk milletini ezdiğinden bahseder. “Türkler yine ayak altında ve yine onlar (azınlıklar) kazanıyor. Bunu düzeltmek lazım değil mi” diye hocasına sorar.
Pelin ise nazikçe doğrusun deyip şu cümleyi ekler “Bir söz de var biliyorsun. Osmanlılar’ın çok güzel deyimlerinden birisi: ‘Kem alat ile Kemalat olamaz’ derler (Kötü araçla mükemmel/ olgun iş olmaz).’ AYHAN AKTAR
YOĞA VE DUA
Ne kadarda ateist olsam faydası yok. Yoğa hocası,
Dizleri çekin, yere kapanın, alnınız yere değsin, ruhunuzu hissedin, zihninizden geçenleri düşünün.
Dedikçe, benim
Süphane Rabbiyel Ala,
Sübhane Rabbiyel ala diyesim geliyor.
( Samimi İtiraflar)
EĞRİDİR..EĞİRDİR
1985 yılında ısparta milletvekili İbrahim Yaman bir kanun teklifi vererek Eğridir kasabasının adının Eğirdir olarak değişmesini sağlar. Bir sonraki seçimde secilememesini hemşerileri suna yorarlar.
--Bir isim değiştirmekle olur mu,boyunu uzatamadıktan sonra ? Bak Şarkikaraağaç, Şerefli koçhisar gibi CanımEğirdir, Namuslu Eğirdir yapamıyorsan bizden oy istemicen arkadaş.
BİNA-ZİNA
Murat Belge, yazmayı düşündüğü İstanbul Gezi Rehberi adlı kitabı için Turing ve Otomobil kurumu başkanı Çelik Gülersoydan yardım ister. Çelik bey, bu çalışmayı çok değerli görür
--Tüm arşivimizi size açarız der ve ekler,
Ben de çok eski bazı tarihi binaların orjinal projeleri bile var.
Murat bey,
--Ben binalarla çok ilgilenmiyorum. Benim işim o binaların içindeki insan hikayeleri der. Ayıp olacak ama ben binalardan çok zinalarla ilgiliyim . AYHAN AKTAR
KÖLE GİYİMİ
Seneca, Ķölelerin bir örnek giyinmesi ,soylularla karıştırılmaması için senatoya bir teklif önerir. Önce coşkuyla karşılanan öneri, cin fikirli bir senatör tarafından engellenir.
Bu teklif masum değildir. Kölelerin birbirini tanıma güçlerinin farkına varılmasına sebep olur. En önemlisi ķoleler görünür olurlar. Bizim saltanatimız kölelerin görünmez olmasına bağlıdır. AYTUNA TOSUNOGLU
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)