ALİ RIZA Septioğlu, renkli bir milletvekiliydi. Siyaset dünyasında asıl şöhretini, 1978'de Adalet Partisi'nden ayrılıp, "Onbirler" grubu içerisinde yer almasıyla yaptı..
AP saflarına veda edince, bir anda kendini, rüyasında bile göremeyeceği bakanlık koltuğunda buldu. Çünkü Bülent Ecevit'in hükümet kurabilmek için o 11 vekilin oyuna ihtiyacı vardı..
Meteorolojiden Sorumlu Devlet Bakanı olunca kırmızı plakalı araba kapısına dayandı. İlk şaşkınlığı, arabaya binip arka koltuğa bağdaş kurduktan sonra yaşadı. Ön koltuğa oturan koruma polisini azarladı :
"Ula gavat, bakan sen misin ben miyim ?!.."
İkinci şaşkınlığı, makam odasında otururken görevlinin sık sık kapıyı açıp, "Buyrun efendim, bir arzunuz mu var ?" diye sorup durmasıyla yaşadı. Septioğlu sinirlendi :
"Ne o içeri girip duruyorsun ? MİT misin, CIA mısın ? Bir rahat versene.."
"-Efendim, ama zile basıp siz çağırıyorsunuz ?.."
"-Ne zili ? Ben zile mile basmıyorum !.."
Odacı, utana sıkıla bakana ayağının altındaki zili gösterdi. Septioğlu, orada zil olduğunun bile farkında değildi..
Septioğlu'nu kutlamaya gelen müritleri sordular : "Şıhım, ne işine bakarsın ?.." Yanıtı kısa oldu : "Havaya, suya.." Meteoroloji diyemezdi ya !
Müritleri, Elazığ'a döndüler, gördüklerine haber verdiler : "Şıhım, Allah'a yaklaşmış !.."
Ortaokul mezunu olan Septioğlu, meteorolojiye müthiş ilgi gösteriyordu. "Acaba meteorolojinin tahminleri doğru muydu ?.." En çok merak ettiği buydu !.. Zaten genel müdürü de görevden almanın çaresini arıyordu. Bir gün memleketini aradı. Zaten bir zamanlar belediye başkanlığı yaptığı Palu'dan hiç kopmamıştı. Çok sayıda hemşehrisini meteorolojide işe yerleştirmişti.. Aklına bir plan geldi. Palu Belediye Başkanı'nı arayıp sordu. Palu'da yağmur yağdığını öğrenince Meteoroloji Genel Müdürü'nü arayıp Palu'daki hava durumunu sordu. Genel Müdür hemen karşılık verdi : "Palu'da hava, az bulutlu ve açık, yağış yok.."
"-Şimdi seni yakaladım, bilemedin !.."
Genel müdürün görevden alınması için hemen yazı yazdı ; gerekçesi de bu olaydı !..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder