14 Temmuz 2020 Salı

ARAMA İZNİ

Yıllar önceydi. Ortada ne Avrupa uyum yasaları vardı, ne de "olağan hal". Polis-asker istediği zaman, istediği evi basıp arar, kimse de gıkını çıkaramazdı. İnsanların götürülüp kaybedildiği o günlerde, kanunlarda açıkça yazılı olmasına karşın, "arama iznini" sormaya yürek isterdi. Aramalardan canına tak eden annem, avukat dayımdan sorup öğrendiği hakkını, o gün savunmakta kararlıydı.
İstediklerini yapmaya alışkın polisler, şaşkınlıklarını üzerlerinden atınca anamla alay etmişlerdi:
"Hangi fakültedensin teyze?
Annem umursamamış, "Arama izni olmadan evimin kapısını açmam" diye tutturmuştu. Polisler, o gün anneme inat, evi daha bir tarumar etmiş, bir şey bulamamanın ve annemin direnişinin acısını da beraberlerinde götürdükleri küçük erkek kardeşimden çıkarmışlardı -- dişini kırarak. Ama eve ancak o belgeyi getirdikten sonra girebilmişlerdi. Annemin okuyamadığı o belgeyi.
Annemin okuma-yazması yok..ROJBİN TUGAN KALKAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder